
Western Electric Rack Sistemi

Zamanında özellikle sinema salonlarının seslendirilmesinde kullanılan Western ELectric veya RCA tarafından üretilen rack sistemlerinin büyük fanıyım. Bu sistemlerden bir tanesini bile dinlemeyi bırakın hatta görmek bile nasip olmadı ama bu konuda bayağı yazı okudum, araştırma yaptım. Günümüzde bu sistemlerin büyük bir çoğunluğu zengin Uzakdoğulu hifi meraklılarının elinde ve arada sırada yukarıdaki gibi ağzımızın suyunu akıtacak fotoğraflar yayınlıyorlar. Böyle bir görüntü kimi heyecanlandırmaz yahu...
Victor Johansson Ceramic Stereo

İskandinav ülkelerini tüm dünya sizin tasarımlarınıza bayılıyoruz diye gazladığından mıdır nedir eline kalem kağıt alan her İskandinav arkadaşımız bir şeyler tasarlıyor. İsveçli Victor Johansson'da gazı alıp yukarıda gördüğünüz Ceramic Stereo sistemini tasarlamış. Bu müthiş tasarımın ortası doğal ahşaptan üretilmiş. Çevresindeki gri kısım yüksek kaliteli hoparlörleri saklıyor, seramik gövdenin altında ise yüksek kaliteli amplifikatör ve Bluetooth alıcısı bulunuyor. Bu tasarım sayesinde cep telefonunuzdaki müziği bu müthiş tasarımdan dinliyorsunuz. Yalnız Victor Johansson arkadaşımıza kimse şu tasarımdan sarkan kırmızı renk elektrik fişi olmamış demediğinden mütevellit, pilli bir tasarım yapma ihtiyacı bile duymamış. Fiyat 1.000 Euro'nun üzerinde. Talep büyük yetişen kapıyormuş...
Okay Temiz'in Kendi Ağzından Müzik Yolculuğu
Herhalde okumuşsunuzdur. Okay Temiz – Hüseyin Ertunç – Doğan Doğusel – The Trio plak incelememde Okay Temiz'den bahsetmiştim uzun uzun;
Allah uzun ömürler versin İkinci Dünya harbinin başladığı yıl olan 1939 yılında İstanbul’da doğan Okay Temiz, Ankara Klasik Müzik Devlet Konservatuarında vurmalı çalgılar ve timpani eğitimi almış. Okulun bitmesinin ardından profesyonel müzik kariyerine adım atan müzisyen bu yıllarda özgün sesler arayışındaki maceralarına kendi davullarını yaparak yepyeni bir boyuta getirir. 1960′ların sonunda büyük orkestralar ile tanışır. Bu tanışma onu Avrupa’ya götürür. Maffy Falay ile tanışır ve birlikte Türk halk ezgilerini yorumlarlar. Tüm bunlar olurken yine büyük usta Don Cherry ile tanışma fırsatı olur. Bu tanışma uzun seneler boyunca devam edecek bir maceranın başlangıcı olur. Birlikte konserler verirler ve plaklar yaparlar. Bu plakların her biri altın değerindedir. Bu plakları çok nadiren yurtdışında ve ülkemizdeki önemli koleksiyonlarda görebilirsiniz. Meraklılar bonus olarak Fransız BYG Actuel plak şirketinin 1971 yılında yayınladığı “Orient” ve “Blue Lake” albümlerine bir göz atsınlar. Bakalım tanıdık bir isim var mı?
Yukarıda bir bölümünü okuduğunuz hikayeyi ustanın kendi ağzından dinlemek isterseniz yukarıdaki videoya göz atın. Video Timpani'nin geleneksel Etkinliklerimiz başlığı altında yer alıyor. Diğer etkinlik videolarına buradan göz atabilirsiniz.
Clairtone 7000 Project G

Clairtone Sound Corporation ilginç bir şekilde Kanada'da kurulmuş bir firma. 1958 yılında kurulan firma iki ilginç tasarımcı kurulmuş. Kanada/Macar kökenli elektronik tasarımcı Peter Munk ve mobilya tasarımcısı David Gilmour tarafından kurulan firma 1960'larda tasarladıkları ürünler ile fırtına gibi esmiş ve tüm dünyada tanınır haline gelmişler. Yukarıdaki güzel tasarım 7000 Project G modeli o zamanda pahalı bir fiyat olan 1.595 Dolar etikete sahip...
Kaset Animasyonu
Şu Amerika gerçekten garip memleket. Neyin ne zaman moda olacağını tahmin etmek güç hatta imkansız. Son dönemlerde kasetlerin yeniden trend olduğunu yazıp çizip duruyorum. Ülkemizde de bir kısım meraklı tarafından kasetler unutulmadı tabii ki. O bir kısım içerisine bende giriyorum bu arada. Hemen her hafta kasetlerle alakalı bir şeyler ekliyorum siteme. En son yukarıdaki animasyonu buldum. Bir tat bir doku olarak bloğumda bir köşede bulunsun...
Han Sung-Jae Kardeşimiz High End Dock

Güney Koreli tasarımcı Han Sung-Jae kardeşimiz ben ne yapayım da kısa yoldan zengin olayım diye düşünürken, son zamanlarda herkesin yaptığı gibi bir dock sistemi tasarlayayım demiş. Yukarıda görülen güzide tasarıma imza atan Sung-Jae kardeşimiz bu ürünü herkese satamayacağını anlayınca bu iş böyle olmaz deyip tamamen özel dokulu ağaçlardan elde ettiği malzemeleri yüksek kaliteli hoparlörler ile birleştirerek 5.850 Dolarlık fiyat etiketi olan yukarıdaki sistemi tasarlamış. İşin komik tarafı tasarım medyası tarafından büyük ilgi gören ürün bir çok dergide ve web sitesinde kendisine yer bulmuş. Kesin satılmıştır bence. Alana Allah akıl fikir versin!
Çizgi Romanlarda Pikaplar: Blacksad

Alıntı: Guarnido'nun üstün çizimleri ile antropomorfik karakter tasarımları ve 1950'ler film noir tarzı Canales hikayesi birleşince, hızına yetişmesi zor 21. yüzyıl tüketim dünyası çizgi roman sanatında modern bir klasik olmaya aday Blacksad ile tanıştı, Blacksad her açıdan, güncel kullan-at, hemen tüket hevesini al zihniyetine meydan okuyan bir çalışmaydı, 2000 yılının Kasım ayında çıkan ilk cilt tek başına sadece Fransa'da 200.000 kopya satınca tüm dikkatler İspanyol Guarnido / Canales ikilisine çevrildi.
Bu harika ikilinin buluşması ve Blacksad'in ortaya çıkışı da biraz tesadüf eseri oldu tabii, Granada/İspanya doğumlu Juanjo Guarnido, Granada sanat okulunu bitirdikten sonra marvel da dahil bazı çizgi roman işleri yaptı ancak bunlar sevdiği işi yaparak geçinmesi için yeterli değildi, bu yüzden Madrid'e taşınma kararı aldı ve burada Juan Diaz Canales ile tanıştı bu tanışma 90'larda ortak bir iş yapma imkanı tanımış olmasa da ilerleyen yıllarda Guarnido'nun Walt Disney serüveni için Paris'e taşınması ve Disney'den ayrıldıktan sonra eskiden çizgi roman projesini paylaştığı Canales ile tekrar irtibata geçmesini sağladı, Lucas'ın elindeki proje ile kapı kapı dolaşmasına benzer bir şekilde ikili Fransasız yayınevlerini dolaştılar ve sonunda Dargaud Yayıncılık(Asterix, Red Kit, Tenten, Djinn, Pilote) ile anlaşarak Kasım 2000'de Blacksad'in ilk cildini(Somewhere between the shadows) çıkardılar.
Blacksad hakkında daha fazla bilgi için www.figuratifdukkan.com
Yukarıda çalan şarkı sözlerinden hemen anlayacağınız üzere "That Old Black Magic" 1942 yılında ilk kez Glenn Miller orkestrası tarafından çalınmıştır. Daha sonraki dönemlerde bir klasik haline gelecek şarkının müziği Harold Arlen, sözleri ise tabii ki Johnny Mercer'a ait. Şarkının muhteşem bir yorumu için Ella Fitzgerald'ın 1961 yılı Verve plağı "Ella Fitzgerald Sings the Harold Arlen Songbook"a bakmakta fayda var...
Electrohome

Electrohome markasını ben hiç duymamıştım ama dıuymayıp ayıp etmişim. 100 yıllık geçmişi olan firma 1907 yılında Arthur Bell Pollock tarafından kurulmuş. Kanada menşeili firma zamanında mobilyalı müzik setlerinden hoparlöre kadar bir çok ürün üretmiş. Tarihçelerine bakınca Kanada'da ilk renkli televizyonu üreten firma günümüzde basit elektronik cihazlar ve ne işe yaradığı belli olmayan ucuz müzik sistemleri üretiyor. Böylesine firmaların günümüzde ne hale geldiklerini görmek üzücü :(
Harman Kardon: Konser Salonundaki En İyi Koltuk

Harman Kardon günümüzde pek popüler bir marka değil. Aslında ev sineması alanında hala etkinler ama modern tasarım anlayışları ve mavi ışıklı garip tasarımları bana pek hitap etmiyor. Ama gerçek şu ki, özellikle 60'larda ve 70'lerde Harman Kardon çok önemli bir markaydı ve sektörün en büyüklerinden birisi olmayı başarmışlardı. Bazı lambalı amplifikatörleri günümüzde bile alıcı bulabiliyor kendine. O dönemlerden güzel bir reklam; konser salonundaki en iyi koltuk!
Tannoy Autograph Mini

Merak etmeyin bu haftaki Hifi kızımız bu değil. Hifi kızları bölümünde daha "az" giyimli hanım kızlar daha makbul. Bu resmi Tannoy'un harika Autograph Mini'lerinden bahsetmek için ekledim. Nedense herkes bu hoparlörleri büyük zannediyor ama aslında masa üstü hoparlör kadar küçükler. Ancak "Prestige" serisindeki büyük abileri gibi koaksiyel sürücüler, harika ahşap işçiliği, vintage tasarım parasını ödediğinizde müessesenin hediyesi... Bu hoparlörü çok merak ediyorum, ülkemize geliyor ise bir çift edinip Stereo Mecmuası'nda mercek altına almayı isterim doğrusu...
Thodio iBox XC

Bu sıralar eli kalem tutan herkes akıllı telefonlardan müzik dinlenebilecek tasarımlar yapıp satıyor. Eh bize de bol bol malzeme çıkıyor. Thodio isimli bir firma yukarıda gördüğünüz iBox XC sistemini tasarlamış. Üründe Apple ürünleri için dock ayrıca Bluetooth bağlantısı bulunuyor. Ürünün hoparlörleri kevlar, ayrıca içerisinde 2×100W güç üretebilen bir Tripath TK2050 amplifikatör bulunuyor. 9 kiloluk ürün, 43x27x28 cm boyutlarında. Fİyatını merak ettiyseniz sadece ama sadece 600 Euro'cuk. Bu arada tabii ki farklı tahta seçenekleri de mevcut.
Eski Çanta ve Valiz

Arada sırada sizlerle hoşuma giden fotoğrafları paylaşıyorum. Bunların birçoğunda bolca efekt olsa da, abartılmadığı sürece ben seviyorum bu farklı etkileri. Yukarıda kim tarafından çekildiğini bilmediğim bir fotoğraf var. Eski bir çanta pikap, bir valiz ve plak kapağı kullanarak güzel bir atmosfer yaratılmış bir de üzerine güzel bir vintage efekt verilince pek hoş olmuş. Sitemizi takip eden okuyucularımızdan bu tarz çalışmaları olanlar varsa bizi bilgilendirsinler. Okuyucularımızla paylaşmaktan çok mutlu oluruz...
Hoş Bir Sony Sistem

Yılını bulamadığım eski bir Sony sistem. Pikap 5011 modeli zaten kocaman yazıyor ama cihazları tanımıyorum. Anlaşılan amplifikatör ve radyodan oluşan bir sistem ancak tasarım çok hoşuma gitti. Bu tarz Sony cihazları ile denk geldim ama bu modelleri görmedim. Aslına bakarsanız şu ahşap kasaların içerisindeki cihazlar nedense benim çok hoşuma gidiyor. Cihazlara bir sıcaklık geliyor sanki. Günümüzde bazı firmalar bu sistemi kullanmaya devam ediyorlar. İlk aklıma gelen Leben. Bu tarz ahşap tasarımların özellikle de vintage cihazların kendisine göre bir müşteri kitlesi var günümüzde. Sebep bu cihazların günümüzde bile göze hoş gelmesi mi yoksa geçmişe duyulan özlem mi bilemiyorum ama benim bile ağzım sulanıyor yahu....
İbretlik: Erken Türk Heavy Metal camiası
Videoyu bulup çıkartan sevgili Taner Kahraman. Bende Facebook üzerinde denk gelince hemen seyretmeye başladım ve koptum nedense. Bizim ekonomik durumumuz Avrupa'dan kötü "ühü ühü" bizde onların imkanları olsa neler yapardık sohbetinden tutun, TRT spikerinin sizin müzikte vahşet var, ısrarla bunun üzerine gitmeye çalışıp, videodaki gençlerin Türkiye'de yok öyle bir şey demeleri senelerce sürüp giden bir olayın erken dönem yansımaları herhalde. Zaten iş doksanlarda Ataköy cinayeti, saçma sapan şeytancılık olayları ile rayından iyice çıkmıştı. Videonun sonunda Emre Kongar hoca noktayı koymuş. Bu arada o dönemlerdeki kot ceket üzerine dikilen "peç" olayına bende girmiştim. Nasıl bir kavram karmaşası ise, evde annem kot ceketimin arkasına, üzerinde eşek kadar Baphomet olan Venom "peç"i dikiyordu. Anlatmakla bitmez o hikayeler. Video izlenesi, arkasından anılar gözlerimizden akıyor geçiyor zaten...
Gong - Angels Egg (Radio Gnome Invisible Part 2) Plak

Öncelikle dikkat bu yazıyı okurken kafanız biraz(cık) bulanabilir. Lütfen ayarlarınızla oynamayınız.
Gong, çok sevdiğim bir topluluktur. Ancak tarihçesi biraz karışıktır. Herhalde toplulukta ne olmuş ne bitmiş çok az insan ezbere sayabilir. Aslında karmaşa topluluğun kuruluşunda başlıyor. Gong genel anlamda İngiliz ve Fransız müzisyenlerden oluşuyor ancak kurucusu Daevid Allen, bir Avusturalyalı. Topluluğun içerisinde bulunan müzisyenler göz kamaştırıcı; Allan Holdsworth, Tim Blake, Didier Malherbe, Pip Pyle, Gilli Smyth, Steve Hillage, Francis Moze, Mike Howlett ve Pierre Moerlen. Yok yetmez diyorsanız Bill Bruford, Brian Davison, Don Cherry ve Chris Cutler diye devam edebilirim. Don Cherry ne alaka derseniz ki ben demiştim valla.. Ama 1970'lerin Don Cherry diskografisine girildiğinde zaten çıkmak mümkün değil. Kurcaladıkça daha ilginç şeyler çıkıyor. Bazı kayıtları bulmak imkansız gibi. Plaklardan bahsetmiyorum bile. Ben uyarayım, bulaşırsanız yanarsınız. AMa bulaşın, tavsiye ederim...
Gong'un kuruluşu da evlere şenlik. 1967 yılında Daevid Allen, Soft Machine topluluğundayken bir şekilde İngiltere'ye giremiyor, yazılan çizilene göre sıkıntı vize. Bu temelden topluluk yavaş yavaş oluşmaya başlıyor. Tam bu dönemde 1968'de Fransa'da büyük öğrenci isyanı çıkıyor, ortalık birbirine giriyor. Topluluk bu dönemlerde rahat durmadığı için tası tarağı toplayıp İspanya yolunu tutuyorlar. Bu dönemin hemen arkasından topluluk absürd ve gönlümüzde ayrı bir yeri olan bağımsız Fransız plak şirketi BYG ile albüm anlaşması yapıyor. Şimdi hikayeye buradan girdim ama hikayenin sonunu getirmek kolay değil. Çünkü topluluğun üretken diyebileceğim 1970'li yıllarda hemen her yıl birileri gidip birileri geliyor topluluğa. Bu karmaşa yetmiyormuş gibi topluluğun lideri de değişebildiği için bir çok makalede hem yıla hem lidere göre isimlendirmeler yapılır Gong için. Ayrıntılı bilgi isteyenler internet üzerine Gong üzerine güzel makaleler okuyabilirler. Diskografiyi ele geçirmek ise yıllar sürecek bir süreç. Artık plak olarak mı alırsınız, CD olarak mı alırsınız bilemiyorum ama ben daha tamamlayamadım ne yazık ki...
![]() |
Arka kapak oldukça şenliklidir. Tüm baskılarda aynı. Altta renkli hikayenin özetini bulabilmek mümkün... |
Şimdi gelelim 1973 ile 1974 yılları arasına. Bu dönemde Gong kadrosunda Steve Hillage'ı görüyoruz. Bu süreç içerisinde "Radio Gnome Trilogy" ismi verilen 3 albümlük son derece sağlam bir albüm dizisi çıkıyor; "Flying Teapot", "Angel's Egg" ve "You". Bu üçleme sırasında topluluğa giren çıkan müzisyenin hadde hesabı yok. Bu yüzden biz direkt olarak yazımıza konu olan Angel's Egg ile devam edelim.
Albüm dediğim gibi konsept bir yapının parçası olunca işler karışık. Plak kapağında hikaye anlatılıyor gayet güzel hatta çizimli olarak. Hemen kısaca özetleyeyim.. Evet toplanın millet... Bir önceki albümde başlayan Gong mitojisinin devamı olarak albümün başında kendimizi bir iksir içip kafası dumanlanmış halde uzayda dolaşırken buluyoruz. Nasıl yani dediğinizin farkındayım, Gong mitolojisi bu, her şey olabilir. Meraklılar daha beter bir hengame hatta bir üst versiyonu için Stereo Mecmuası'nda bol bol bahsettiğimiz Magma'ya da bakabilirler. Neyse... Uzayda oradan oraya savrulurken Captain Capricorn ile denk gelip Gong gezegenini buluyoruz. Buluyoruz diyorum da, bulan Zero isimli kahramanımız. Aman ne güzel gezegen buldum diyerek ortalıkta takılan Zero, bir fahişe ile vakit geçirmeye başlar. Bu fahişe aslında ay tanrıçası Selene'dir. Zero iksirin etkisindeyken bu yeni gezegeni keşfetmeye devam eder. Burada her türlü absürdlük vardır, neyse çok ayrıntıya girmeden kahramanımız Gong baş tapınağını bulur. Bu arada tapınağın aslında görünmez olduğunu da söyleyeyim. Efendime söyleyeyim, tapınakta albüme ismini veren Angel's Egg'i (meleğin yumurtası) bulur. Akabinde Zero, kendini büyük bir olayın içinde bulur. Zero dünyaya dönüşte büyük bir festival düzenlemesi gerektiğini ve festival sırasında konserlerde herkesin üçüncü gözünün açılmasına yardımcı olup dünyada yeni bir çağ başlatmalıdır. Olayın içindeki iksirin ne olduğunu hikayeden tahmin etmişsinizdir herhalde. Bunun haricinde Gong dünyasında bol bol gördüğümüz Tibet, Hindu ve benzeri gizemli inanç sistemlerinin etkisini bu albümde en üst noktalarda olduğunu görebiliyoruz. Tabii ben bazı şeyleri okuyan açısından eğlenceli olsun diyerek esprili bir şekilde anlatmaya çalıştım. İşin içine girdikçe yaratılan mitosun eğlenceli olduğunu düşünüyorum...

Albüm 1973 yılında Virgin Records tarafından basıldı.. Plağın ilk baskılarının kapağı açılır (gatefold) şekilde tasarlanmış. Bu kapak ve içerisinde gelen booklet içerisinde mitoloji daha doğrusu Gong mitolojisi ayrıntılı gezinme kılavuzu, karakterler, sözlük ve topluluğun müzisyenleri hakkında bilgiler vardır. Bu ilk baskının plak etiketi de değişiktir. Hatta etiket üzerindeki Selena'nın az giyimli dünyevi suretinde sansür olması için bazı yapıştırmalar olduğu söyleniyor. Söyleniyor diyorum ama ben bu edisyonları kendi gözümle görmedim. Bu plağın olma ihtimali olan bir kaç arkadaşım var, aklıma gelince bir bakacağım. Şarkı listesi şu şekilde;
Side one (Yin / Side of the Goddess)
"Other Side of the Sky" (Tim Blake, Daevid Allen) – 7:38
"Sold to the Highest Buddha" (Mike Howlett, Allen) – 3:10
"Castle in the Clouds" (Steve Hillage) – 1:13
"Prostitute Poem" (Gilli Smyth, Hillage) – 6:05
"Givin My Luv to You" (Allen) – 0:42
"Selene" (Allen) – 3:42
Side two (Yang / Side of the Fun Gods / The Masculung Side)
"Flute Salad" (Didier Malherbe) – 2:46
"Oily Way" (Allen, Malherbe) – 3:01
"Outer Temple" (Blake, Hillage) – 1:09
"Inner Temple" (Allen, Malherbe) – 3:21
"Percolations" (Pierre Moerlen) – 0:40
"Love is How U Make It" (Moerlen, Allen) – 3:25
"I Niver Glid Before" (Hillage) – 5:37
"Eat That Phone Book Coda" (Malherbe) – 3:10

Albüm zihin açıcı. Laf aramızda kayıt şaşırtıcı derecede iyi ama söz konusu Gong olunca kayıt kimin umurunda. Buradan Universal Music Türkiye'ye de teşekkür ediyorum. Önce Zappa'lar, arkasından Magma'lar, bir bakıyoruz Gong'lar. Firma, aklıma gelmeyecek ürünleri büyük bir çabuklukla ve en önemlisi Avrupa ile kıyaslandığında gerçekten makul fiyatlarla getirip, benim gibi müzikseverlerin büyük hayır duasını alıyor. Universal Music firmasından Metin Kösemen ile bir ara yazışma şansım oldu müzikseverlerden pek tepki gelmediğinden bahsetti. Tabii ki Gong vesaire gibi toplulukları dinleyenlerin sayısı ülkemizde son derece az ancak Universal Music oldukça kapsamlı bir kataloğu ülkemize getiriyor. Göz atınız, göz attırınız... Ben önümüzdeki günlerde büyük eşeklik edip salak gibi almadığım Faust'ları da alacağım.. Evet Krautrock topluluğu olan. Bu yazı bol teşekkürlü oldu ama albüm bana Audio AVM tarafından gönderildi. Sevgili Ozan Turan'a da buradan teşekkürler.
Albümün tarzını yazmadım şimdi fark ettim. Albüm içerisinde caz etkileri bulunan, bolca progressif öğe içeren, bir yanıyla psychedelic rock'a göz kırpan, bazı eleştirmenlere göre space rock türüne giren, bence ise "rock a la Gong" tarzı bir albüm. Vallahi kulağı delik, farklı bir şeyler denemeye meyilli okuyucularımıza şiddet ile tavsiye edilir. Albümden alacağınız en büyük zevki Flying Teapot, Angel's Egg ve You'yu hep birlikte hikayesine doya doya dinlemek olacaktır. Bu durum bir çok meraklı açısından normal kafayla çekilmeyeceği için dinleme odanızda bol bol "ayran" içmeyi unutmayınız...
Angel's Egg gibi bir albüme başka türlü bir inceleme yazılamazdı herhalde...
Onu Mu Alsam Bunu Mu Alsam...

Ortalıkta hifi dergileri dolaşmadan önce ve müzik dinlemek evin en büyük eğlencesi iken -tabii televizyon yok iken- meşhur Life dergisinde müzik sistemleri için uzman tavsiyesi sunulan sayfalar varmış. İşleyiş söyle, Life dergisi editörlerine mektup yazarak almayı düşündüğünüz markaları yazıyorsunuz ve onlar derginin gelecek sayısında eğer şanslıysanız sizin mektubunuzu cevaplıyorlar ve ona göre alışveriş yapıyorsunuz. Günümüzde aynı şeyi forumlar ve siteler vasıtası ile dakikalar içerisinde yapabiliyorsunuz. Bu arada her şeyin tüplü olduğu bir çağ ne güzel bir çağmış yahu :)
Odundan Kulaklık

Bu ilginç kulaklık tasarımı Anders Stai Fougner isimli 19 yaşında bir öğrencinin işi. Norveç'te yaşayan Fougner, ahşap kullanarak bu kulaklıkları tasarlamış. İlginç bir şekilde ilgi çeken kulaklıklar geniş topluluklar tarafından finanse edilen bir projeye dönüşmüş ve şu an isterseniz satın alabiliyorsunuz. Fiyatına bakındım ama bulamadım. Ancak resimlerden görüldüğü kadarı ile ergonomi açısından bayağı sorunlu gibi gözüküyorlar. Bu arada meraklısına farklı ahşap seçenekleri de sunulmuş. Tam dayaklık bunlar...
Acoustic Research AR3 Restorasyon

Sanırım dün Acoustic Research AR3 ilanı eklemiştim bloğuma. Okuyucularımızdan sevgili Ozan Turan (aynı zamanda audioavm.com firmasının sahibi) kendi AR3'lerinin restorasyon fotoğraflarını göndermiş. Bende hemen ekledim. Aşağıya bazı fotoğraflar ekledim. Belki ilerleyen zamanlarda kendisinden bu restorasyon projesiyle ilgili bir kaç satır bilgi isteriz. Aşağıdaki "Read the rest of this entry" yazısına tıklarsanız diğer resimleri de görebilirsiniz...











Acoustic Research AR3

Acoustic Research meşhur AR3 hoparlörleri için döneminde ilginç bir reklam kampanyası yapmış. Bu reklam kampanyalarında Miles Davis gibi müzik dünyasının devleri kullanılmış. Yazılan çizilenlere göre bunlar sadece reklam da değil gerçekten de müzisyenler bu hoparlörleri kullanıyorlarmış. AR3 güzel bir hoparlördür. Hifi tarihine ismini altın harflerle yazılmıştır, bir yerlerde denk gelirseniz kulak kabartın mutlaka...
Pikap Kolye Ucu

Yukarıdaki pikap şeklinde kolye ucu Etcy çevirimiçi sitesinde bir dönem satılıyordu sanırım hala vardır. Etcy insanların kendi tasarımları paylaşabildikleri ve satabildikleri bir yapı. Ama daha çok bu tarz şeyler satıldığı için eBay gibi sitelerden ayrılıyor. Oldukça eğlenceli bir tasarım ve farklı renkleri de mevcut. Aslında bu tasarım veya benzeri bizim memleketteki bu tarz aksesuarlar satılan mekanlarda da iş yapabilir. Kimbilir belki esinlenerek benzerlerini yapan bir tasarımcı çıkar…
JBL Paragon

Her zaman yazıyorum tüm zamanların en fetiş hoparlörlerinden bir tanesi muhtemelen JBL Paragon’dur. Artık defalarca yazdığım üzere tam adıyla D44000 Paragon, JBL tarihinin en uzun dönem üretilen hoparlörlerinden bir tanesidir. 1957 yılında üretilmeye başlayan hoparlör 1983 yılında üretimden kalkmıştır. Aslında 1980′li yıllarda özellikle Uzakdoğu’da talep devam etmesine rağmen üretimden kaldırılmasının sebebi üretiminin çok zor olmasıdır. Paragon mantık olarak bir çift hoparlörün aynı kabin içerisine yerleştirilmesidir. Tasarım Richard Ranger tarafından yapılmıştır. Günümüzde bu hoparlöre sahip olmak isteyen Uzakdoğu’lular sayesinde fiyatlar uçmuş durumda. eBay gibi açık arttırma sitelerinde ise 60′larda üretilmiş iyi durumdaki Paragon’lar için kan gövdeyi götürüyor diyebileceğimiz kapışmalar yaşanıyor. Veya hurda halde olan Paragon'lar yukarıdaki gibi harika restorasyonlardan geçiyorlar.
JVC Kenwood Forest Notes

Geçen haftalarda JVC Kenwood firmasının Forest Notes isimli hoparlörlerinden bahsetmiştim. Bu kez daha düzgün bir fotoğraf var elimde ve tam olarak ne olduğunu öğrendim. Bu hoparlörler çevreci fikirlerle ortaya çıkmışlar ve doğal bir ortamda doğal sesler sunuyorlarmış. Kasayı bir nevi hoparlör olarak kullanan tasarımcılar Japon geleneklerine uygun bir tasarım anlayışı ile üretmişler ürünü. Tüm bunlar hoparlörlerin 3000 Dolarlık fiyatını açıklamıyor. Ne diyelim yerseniz işte...
Filmlerde Pikaplar ve Plaklar; Get Yourself a College Girl

Get Yourself a College Girl oldukça eski bir film. 1964 yılında Metrocolor tarafından yayınlanan film bir komedi ve günümüzde bir klişe haline gelmiş plaj partisi konusunda güzide bir örnek. Filmin konusu bir kolejde okuyan hanım kızımız şarkılar yazmaya başlar. Kızımız güzel olunca yapımcılar onun peşine düşer. Eh işte yıl 1964 gerisini siz tahmin edin. Filmle alakalı olarak sonraki yıllarda bir sürü yorum yapılır. Film feminizmin düşüncesi öncesi ilk mesajları veren filmlerdendir ve dönemin rock müzik dinleyen gençliğine eleştirisel bir bakış atar. Filmdeki en önemli sahne Brezilyalı şarkıcı Astrud Gilberto'nun filmde gözükmesi. Diğer önemli olay ise Mary Ann Mobley'in yine güzel olmasıdır...
Absürd Plak Kapakları: The Knack - My Sharona

The Knack, Amerikalı bir New Wave rock topluluğu. Los Angeles'ta kurulan topluluk yaptıkları ilk single ile büyük ilgi çeker. Bu şarkının ismi "My Sharona" 1979 yılında yayınlanan şarkı kapağını yukarıda gördüğünüz Get the Knack albümünde de yer alır. Zamanında Billboard Hot 100 listelerinde bir numaraya yükselir. 1979 Top Pop Singles (pop şarkıları) listesinde zirveye ulaşır. İşin ilginç tarafı The Beatles'ın "I Want to Hold Your Hand" single'ından sonra ki 1964 yılında yayınlanmıştır, o döneme kadar en hızlı satılan single olmuştur. Tüm bunlara rağmen kapak tam bir facia. Bu arada merak edenler için "My Sharona" şarkısı aşağıda...
Hydraulic Reference
Yukarıdaki videoda tam anlamıyla bir fetiş objesi olan Hydraulic Reference pikap var. Bu pikabı aslında hepimiz Michell olarak tanıyoruz. Bu pikap aslında David Gammon tarafından tasarlanmış olsa da, yukarıdaki video daki versiyonu da John Michell’in ürettiği bir versiyon. Zaten bu konudaki kavga dövüş uzun yıllardır devam ediyor. Michell toprağı bol olsun, vefat edince son durum ne oldu o konuda bir fikrim yok. Aman neyse videoda pikap muhteşem görünüyor..
Philips SQ-C60

Eskiden kasetlerin hüküm sürdüğü çağlarda bir anda ortaya çıkan renkli kaset akımını hatırlıyor musunuz? Hatta yerli üreticiler bile o dönemlerde böyle renkli kasetleri piyasaya sunmuştu. Ben ilk önce Maxell markasında görmüştüm bu kasetleri. Yurtdışında bir müzik mağazasında turuncu renk kasetleri görünce hemen satın almıştım. Tabii rengarenk seçenekler vardı. Geçenlerde internette gezinirken bu trendi kimin başlattığına dair bayağı yazışma vardı. Bir arkadaş bu renkli kasetlerden bir Philips modeli için animasyon hazırlamış ve pek hoş olmuş.
The Ramones - Blitzkrieg Bop
The Ramones'un meşhur Blitzkrieg Bop şarkısı kendi adları ile aynı adı taşıyan albümden.. Albüm 1976 yılında yayınlandı. Topluluk aslında 1974 sonlarında ancak 1975 yılında etkili olarak ortalıkta ve en önemlisi konserlerdeydi. Elden ele dolaşan kayıtlarda özellikle “Judy Is a Punk” ve “I Wanna Be Your Boyfriend” şarkıları pek seviliyordu. Climax Blues Band, Barclay James Harves gibi toplulukları bünyesinde toplayan Sire Records zaman içerisinde bir dönüşüm yaşamış ve punk topluluklarının albümlerini yayınlar hale gelmişti. Plak şirketi topluluğun popülerleşme potansiyelini keşfedip ve en önemlisi konserlerindeki durumu tespit edip bir anlaşma imzalar. Albüm kaydına hemen girilir. Albümün prodüksiyonuna bayağı para yatıran Sire Records söylenen o ki, büyük orkestraların kayıtları kadar özenli bir kayıt gerçekleştir. Albümü dinleyince bu pek belli olmuyor. Şarkı mühim şarkıdır, albümle alakalı kapsamlı bilgi burada. Bu videonun en sevdiğim yanı seyircinin düştüğü durumdur...
Mobile Fidelity Reklam

Mobile Fidelity günümüzde çok sevilen bir firma. Hem bastıkları albümlerde yaptıkları remaster çalışmaları başarılı hemde bazı aksesuarlar konusunda (örneğin plaklar için inner sleeve yani iç kılıf) çok iyi seçenekler sunuyorlar. Firmanın kurulduğu ilk senelerden bir reklam. Yarım hızda baskı, süper kaliteli kapak ve iç koruma kılıfı yani bugün Mobile Fidelity ve bazı diğer firmaların yaptıkları iş aynıymış Tek fark bugünkü gibi iki tık ile sipariş verememek. Yapmanız gereken poponuzu kaldırıp en yakın müzik markete gitmek. Bence böylesi daha zevkli ama günümüzde çok az müzik market kaldı ne yazık ki...
Plak Aramak

Yukarıdaki fotoğraftaki adam yerine ben olsaydım diyenler çoğunluktadır bizim sitenin okuyucuları arasında. Bu amca bir plak mağazasının çatı arasında atılmış plakları inceliyor. Çeşitli belgesellerde anlatıldığına göre Amerika'da müzik mağazacılığı sistemi çökünce bu tablo çok görülür olmuş. 1980'lerde böylesine yığınlar arasına seferler yapılıyormuş müzik meraklıları tarafından. Çünkü Amerika'da küçük köy ve kasabalarda bile müzik mağazaları olduğu söyleniyor. Kimbilir neler çıkmıştır. İnsan heyecanlanıyor düşüncesiyle bile...
Marshall Taşınabilir Hoparlör

Aaa Marshall yeni gitar amplifikatörümü üretti diyeceksiniz ama bu ne yazık ki taşınabilir müzik çalarınızı bağlamak için üretilmiş bir hoparlör. Çinli Hanwell firması tarafından üretilen bu ürün Marshall firmasının 50. yılı anısına yapılmış. Bu firma ülkemizde D&R gibi mağazalarda da görebileceğiniz Marshall kulaklıklarının üreticisi. Tamam logo, tasarım filan aynı ama ses kalitesi pek iç açıcı değil ürünlerin. En azından kulaklıkları dinledim ve pek beğenmedim...
Hoparlörlerin Tarihçesi Posteri

Hifi Posters isimli İngiliz bir firma pikapların tarihçesini gösteren bir poster yayınlamış diye bir haber yazmıştım. Aynı firma bu kez hoparlörleri konu alan bir poster yayınlamış.. Poster 19. yüzyılın meşhur horn sistemleri ile başlıyor. B&W, Dynaudio, PMC, ProAc, Sonus Faber, Wharfedale, Wilson Benesch, Spica, Blueroom Minipod, Harbeth, Meridian, KEF, Audio Note, ATC, Rogers, Spendor, JBL, Altec, Mission, Quad, Bang & Olufsen, Acoustic Energy, Martin Logan, Living Voice, Bose, Cabasse, Tannoy, Acoustic Research, Mcintosh, Epos, Charles Eames, Naim gibi bir çok markaya yer verilmiş. Bazı eksiklikler yok değil ama eğlenceli... Fiyatı yine yaklaşık 15 Sterlin...
Dual 701 Reklamı

Ülkemizde çok fazla denk gelmediğimiz Dual 701 modeli pikabın reklamı. O dönemin reklamlarına göre bu pikap önceki modellere göre çok hızlı çalışan bir otomatik mekanizmaya sahipmiş. Bu otomatik mekanizmaların her şey iyi hoş ama yıllar içerisinde bakım yapmadığınızda çok sıkıntı yaratıyor. Bunu bilmeme de nedense turuncu renkli reklamlar 1970'li dönemleri hemen hatırlatıyor. Herhalde bu rengin en çok kullanıldığı dönemlerdi.
Bangkok'tan Bir Müzik Mağazası

Tayland'In başkenti ve tabii ki en kalabalık kenti Bangkok'tan bir müzik mağazası. Batılı bir meraklı tarafından çekilen fotoğraf çok keyifli falan ama Uzakdoğunun mistik ülkelerinden plaklara ve özgün topluluklara meraklı ilginç tipler var. Özellikle 1970 ve 80'lerde batı etkisi ile yerel ezgileri birleştirerek absürd füzyon örnekleri yapıp bunları albüm olarak yayınlamış ilginç müzisyenlere denk geliyorum arada...
Çizgi Romanlarda Pikaplar: Ricky

Frank Margerin'in Lucien karakteri. Fransız çizerin 1979 yılında yarattığı Lucien karakteri müthiştir. 1970'ler ve 80'lerde Fransa'da kenar köşe mahallelerde yaşayan rockçu tipleri çizen is Margerin uyuşturucu hariç (onu da o anlatmaz siz anlarsınız) her türlü coşkuyu anlatır ve Lucien ile arkadaşı Ricky maceradan maceraya atılırlar. Bu çizgi romanlar ülkemizde yayınlandı mı bilmiyorum ama zamanında Gırgır dergisindeki "Grup Perişan" bana her zaman Lucien ile arkadaşı Ricky'nin yerel versiyonu gibi gelmişti. Yukarıdaki kare 1983 yılında yayınlanan Ricky; Votez Rocky romanından..
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)