IKEA Expedit ve plaklar


Plak severlerin en önemli sorunlarından bir tanesi plaklarını yerleştirmek. Hemen herkesin muzdarip olduğu ortak konu plakların konulabileceği mobilya bulmaktır herhalde. Günümüzde marangozlarla iş yapmak pek kolay değil. Nedense kimse küçük işlerle uğraşmak istemiyor. Çoğu zaman yalvar yakar iş yaptırabiliyorsunuz. Eminim ki, ülkemizde bir yerlerde yazdığımın tam tersi zihniyet ve yaklaşımda marangozlar vardır. Eğer bunlardan bir tanesini biliyorsanız onun kıymetini bilin. Ama eğer böyle bir marangozu tanımıyorsanız plaklarınız yerlerde mi sürünecek?

Tabii ki hayır. Evimizin her şeyi sloganı ile reklam yapan IKEA firmasında plak severlerin tam istediği gibi bir ürün mevcut. Expedit serisi kitaplık üniteleri. Bu ilginç ürünler nasıl olduysa plaklarımız için uygun boyutta. Hem derinlik, hem boy hemde uzunluk olarak plaklar için güzel bir saklama olanağı sunuyorlar. Ben İskandinavların hiçbir şeyi şans eseri yaptıklarına inanmam şahsen. Yani bir şekilde potansiyel müşteri gruplarına plak severleri de eklemek üzere bu ürünü tasarlamışlardır diyorum. Belki öyle belki de değil. Ancak ortada bir gerçek var ki, Expedit serisi plak severlere farklı seçenekler sunuyor.

Ürünlerin bir kaç farklı boyutta olanı var ancak tamamı her gözde plak saklama imkanı yaratıyor. Expedit serisinin toplam 4 - 8 - 16 ve 25 gözden oluşan modelleri mevcut. Çeşitli renk seçenekleri de sunulmuş. Açıktan koyuya renk seçenekleri sayesinde evinize de uyum sağlıyorlar. Ürünlerin fiyatları 100 TL ile 300 TL arasında değişiyor. Yani fiyatlar gayet uygun. Bu arada her göze 50 plak koyabildiğinizi düşünürseniz en büyük modeli aldığınızda 1000 plaktan fazlası için saklama alanınız oluyor. Expedit serisinin çeşitli aksesuarları da var. Bunları kullanarak plak temizleyicilerinizi ve diğer analog ekipmanınızı da plaklığınızda saklayabilme imkanınız var. Ürünle ilgili tek sorun IKEA'nın karmaşık web sitesinde "Kitaplıklar, Dolap ve Sehpalar" bölümünün altında "Oturma Odası Dolapları" bulunabiliyor olması. Neden "Kitaplık Üniteleri" linkinden ulaşılmıyor bilmiyorum.

Şiddetle tavsiye edilir!

Nikon Coolpix Lens Arızası Bölüm 1



Son yıllarda dijital fotoğrafçılık alanında önemli gelişmeler oluyor bildiğiniz gibi. Profesyonel dünyayı bildiğimi söyleyemem ancak bende bir çok kullanıcı gibi standart kompakt makineleri kullanmaktayım.

Bu sınıfta çok fazla markanın çok fazla ürünü var bildiğiniz gibi. Bu ürünlerin bir kısmı bilindik büyük markalardan bir kısmı da adı sanı duyulmamış firmaların logoları ile piyasaya sürülüyor. Genelde bende dahil bir çoğumuz biraz daha fazla para verip bilindik büyük markaların ürünlerini tercih etmeye çalışıyoruz. Bunun en önemli sebebi muhtemelen marka güvenirliği ve marka arkasındaki servis güvencesi. İşte bu noktada hepimiz hatalar yapıyoruz. Markanın büyük olması demek iyi servis alacağınız anlamına gelmiyor!

Hatta büyük olduğu için tercih ettiğimiz markaların bir çoğunun giriş seviyesi ve onun bir üstündeki ürün yelpazelerinde tüketicilere verdiği teknik ve servis desteği aslında rezalet durumda. Buna fotoğraf makinelerinin markası ne olursa olsun kalitesiz ve özensiz üretiminden dolayı ortaya çıkan sorunları ekleyince olay Türk tüketiciler için bir kabus haline gelebiliyor.

Günümüzde üretilen bir çok büyük markanın ürünleri aslında Uzakdoğudaki fabrikalarda üretiliyor. Artan rekabet koşulları tüm firmaların bu ülkelerde üretim yapması gerekliliğini ortaya çıkartmış durumda. Ancak üretimin kalitesi üzerine marka damgası basılınca değişmiyor ne yazık ki. Hele birde bu büyük markadır arkasında servis güvencesi vardır diyorsanız sizi oldukça şaşırtıcı sürprizler bekliyor olabilir; kötü sürprizler!
Bunları neden yazdım. Ben geçtiğimiz aylarda eşime Nikon Coolpix serisinden L11 kodlu bir fotoğraf makinesi satın aldım. Bu güzel cihaz geçtiğimiz sene üretilmiş ortalama özelliklere sahip bir fotoğraf makinesi. İkinci el olarak gayet uygun fiyata bulunca hiç düşünmeden satın aldım tabii... Eminim ki, bir çok kullanıcı sırf üzerindeki markaya güvenerek bu üründen satın almıştır. Yani şaka değil, Nikon marka bir ürün alıyorsunuz. Daha önce kısa bir süre firmanın D-200 makinesi kullandığımdan eşime aldığım makinenin de en az onun kadar güvenli olacağını düşünmüştüm. Ama halt etmişim...

Yaklaşık 1 ay kullanımdan sonra makine bozuldu. İkinci el bir makine normaldir diyenler olacaktır ancak aldığım kişi makineyi neredeyse hiç kullanmamıştı. Zaten makine tertemizdi. Daha önce Seiko Epson üretimi L300 makinem ile uzun seneler geçirdiğimden ve makine hala çalıştığından Nikon'unda öyle olacağını ummuştum.

Neyse bir gün eşim beni aradı ve makinenin bozulduğunu söyledi. Ne yaptım dediğimde sadece fotoğraf çektiğini söyledi. Makine ne yere düşmüştü ne de darbe almıştı. Fotoğraf çekimi esnasında makine kilitlenmiş ve objektif yani lens bölümü dışarıda kalmıştı. Eh sağlık olsun dedim tabii ki. Ne de olsa koskoca Nikon firmasında bir çözüm bulunur.

Aslında içimden makineye bir şeyler yapmış olabileceğini düşündüm ne yalan söyleyeyim. Kadın milletini sağı solu beli olur mu canım. Hemen servis numarası aramak için internete marka model bilgilerini girdim.

Bu sırada Google aramasında karşıma çıkan linklerden bir tanesi “Şikayetim Var” sitesi idi. İlgimi çekti okumaya başladım. Bir sürü kullanıcı Nikon makinelerinin benzer sorunlarından bahsediyordu. Serviste istenen anormal ücretlerden yakınırlarken ilgimi çeken şey, distribütör firmanın bu kadar yoruma en ufak bir aldırış etmemesi idi. Nedense yorum bile düşmemişler tek bir şikayete bile. Durum yavaş yavaş netlik kazanmaya başladı. Bu sadece Nikon'a özgü bir sorun değildi. Bir çok firmanın giriş seviyesi ürünlerinde benzer sorunlar vardı.
Makinenin bir anda kitlenip lensin dışarıda kalması ve düzelmemesi sorunu.. Buna ingilizce “ lens error” deniyormuş. Hemen Google'ı tekrar açıp yeni bir arama yaptım. Tüm dünyada bir çok kullanıcı aynı sorundan müzdarip. Sadece Nikon değil Canon'da da aynı durum var örneğin ve arıza kullanıcı hatası. Nedeni bilinmiyor ama herkese lens üzerine baskı uygulanmış deniyor(muş) tabii millet isyan bayrağını çekmiş.

Ben biraz şanslıydım. Sonuçta sıfır alınmamış bir makine idi. 100TL gibi saçma bir paraya satın alımmıştı.... Diye düşünebilirsiniz ama para sokakta bulunmuyor tabii ki... Amacı fotoğraf makinesinin uzun zaman kullanılmasını sağlamaktı. İnternet araştırmasında firmanın servisleri ile bir yere varılamayacağını öğrendim. Makineyi atmakta içimden gelmiyordu. Eh yapılacak tek şey cihazı tamir etmeye çalışmaktı. Biraz araştırma ile neler yapılabileceğine şaşırırsınız. Bir sonraki yazımda başta Nikon olmak üzere bir çok markanın giriş seviyesi makinelerinde ortaya çıkan lens arızasını nasıl çözeceğinizi anlatmaya çalışacağım...

İlgili yazılar;

Dijital fotoğraf makinelerindeki arızalara genel bakış
Dijital Fotoğraf makinelerindeki arızaları çözme rehberi

“E18 lens error”, veya “lens error, restart camera” Arızası ÇözümYöntemleri

Aşağıda fotoğraf makinenizdeki lens sorununu halledebilmeniz için gerekli tüm yöntemler açık şekilde yazılmıştır. Ben kendi makinemi sonuncu yöntem ile düzeltmeyi başardım. Bu yöntemleri uygulamak için tüm sorumluluğun sizlerde olduğunu unutmayınız. Makinenizde oluşabilecek hatalar için beni suçlamayın. Aşağıdaki yöntemleri sırası ile denemeye dikkat edin. Birden başlayın ve teker teker hepsini deneyin. Şimdiden iyi şanslar!
Bu yazıya direkt ulaştıysanız, başlamadan önce aşağıdaki yazıları mutlaka okunuz!

Yazı 1: Nikon Coolpix Lens Arızası Bölüm 1



YÖNTEM 1
Fotoğraf makinenizdeki pilleri çıkartın. Yaklaşık 10 dakika bekleyin. Daha sonra taze ve yeni bir pil setini hazırlayın. Bu arada size NiMH 2500mah tekrar şarj edilebilir pil kullanmanızı tavsiye ederim. Tabii bu spesifikasyondan daha yüksek pillerde kullanabilirsiniz. Dikkat edilecek husus fotoğraf makinenizin önerilen değerlerinden aşırı derecede yüksek piller kullanmamak. Pillerimizi taktıktan sonra fotoğraf makinemizi tekrar açalım. Büyük bir ihtimalle bu yöntem makinenizi kurtaracaktır. Eğer olmadıysa merak etmeyin daha seçeneklerimiz var. Bir alttaki yöntemle devam edin!



YÖNTEM 2
Fotoğraf makinenizdeki pilleri çıkartın. Bu defa makinenizdeki hafıza kartlarınızı da sökün. Tıpkı yukarıda olduğu gibi yaklaşık 10 dakika bekleyin. Daha sonra taze ve yeni bir pil setini hazırlayın. NiMH 2500mah tekrar şarj edilebilir pil kullanmanızı tavsiye ederim. Fotoğraf makinenizi tekrar açın. Eğer makine yaşama döndüyse ekranda “ Error E30” gibi bir ibare görürsünüz. Bu hata makinenizde bir hafıza modülü olmadığı anlamına gelir. Fotoğraf makinenizi kapatın. Hafıza kartınızı takın ve tekrar açın. Fotoğraf makineniz kurtulduysa gözünüz aydın, eğer olmadıysa bir alttaki yöntemle devam edin!

YÖNTEM 3
Fotoğraf makineniz eğer destekliyor ise Audio/Video (AV) kablosunu takın ve cihazınızı açın. Tabii bazı modellerde kablonun diğer ucunun TV gibi bir kaynağa bağlanması gerekli olabilir. İşlemi yaparken “Yöntem 1'de olduğu gibi yeni bir pil seti takmış olduğunuzdan emin olun. Bu işlemin amacı kamera açıldığında LCD ekranının kapalı kalmasını sağlamaktır. Bu kablo takma işlemi kameranın LCD ekranın başlangıç işlemi sırasında kapalı kalmasını sağlar. Ancak makinenizin içindeki kapasitör ve diğer elektronik aksamlar tam güç enerji ile dolar. Bu yöntem ekstra enerji gücü ile kameranın objektif motoru tekrar hareketlenmek ve başlatmak için kullanılabilir. Bu ekstra güç yöntemi objektifin kir veya kum gibi etkenlerle sıkıştığı zamanlarda da denenebilir. Bu işlemi yaparken kameranızın objektif bölümüne ve özellikle AV çıkışına çok baskı uygulamayın. Bu işlem geri dönülmez sonuçlar doğurabilir. Makinenizi kullanım kılavuzunda işaret edildiği şekilde AV bağlantısından çıkartın. Normal konumda tekrar açın. Eğer makine açılmadıysa eğer olmadıysa bir alttaki yöntemle devam edin!



YÖNTEM 4
Fotoğraf makinenizi masanın üzerine yerleştirin. Makinenizin arka kısmı masaya yaslansın ve objektifi tavana baksın. Şimdi yapacağımız işlem çok basit makinenin fotoğraf çekim tuşuna (shutter) basın ve basılı tutmaya devam ederken makinenizin açma kapama tuşuna basın. Bu işlem öncesinde mutlaka pillerinizi değiştirmiş olduğunuzdan emin olmalısınız. Bu işlemdeki ana mantık kameramızın objektifinin bulunduğu durumda oto fokuslanma yapabilmek için ekstra güçle hareket etmesini sağlamaktır. Bu sayede objektif içerisindeki hareket mekanizmaları kendi kendisine zorlanarak normale dönebilir. Umarım makineniz bu yöntemle düzelir ancak sorun devam ediyor ise bir alttaki yöntemle devam edin!

YÖNTEM 5
Zaman zaman makinenizin içerisine giren kir ve pislikler objektif bölgesinde baskı oluşturabilirler. Bu baskı makinenizin kilitlenmesine sebep olabilir. Bu durumda bir saç kurutma makinesini elinize alın. Makinenin seçiminde en önemli faktör sadece hava üfleme modunun olmasıdır. Kazaran sakın ama sakın sıcak hava üfletmeyin. Makinenizin içine hava üfletin. Bunu yapmanın en kolay yolu pil veya kart yuvasını kullanmaktır. Eğer evinizde bir kompresör varsa havayı çekmek de bir seçenektir. Ancak yüksek basınç kesinlikle uygulamayın. Makinenize zarar verirsiniz. Çok düşük güçle üfleme veya çekme işlemini yapın. Makinenizin pillerini takarak açın eğer sorun devam ediyor ise bir alttaki yöntemle devam edin!

DIKKAT! BUNDAN SONRA ANLATACAĞIM İŞLEMLER MAKİNENIZE CİDDİ ZARARLAR VEREBİLİR..

Bu yüzden tüm seçenekleri denediğinizden ve makinenizin çalışmamaya devam ettiğinden lütfen emin olunuz. Teknik servise danışmış ve makinenizin bir nevi gözden çıkartılmış olduğu durumda aşağıdaki yöntemleri deneyin. Açık konuşmak gerekirse aşağıdaki yöntemler makine zaten bozulmuş gözden çıkarttım şeklinde düşüncesi olan okuyucular için denenmesi tavsiye edilen yöntemlerdir.



YÖNTEM 6

Şimdi riski bir yöntem. Makinenizin AV portu, USB portu ve şarj bölümlerini saklayan plastik bölümlere art arda avuç içiniz ile sertçe vurun. Hedef objektifteki sıkışıklığı açmak veya sıkışmış parçacıkları yerinden oynatmak. Bir çok okuyucumuz çok sayıdaki kullanıcı bu yöntemle sorunlarını çözmüşler. Bu yöntemde kendinize hakim olamazsanız makinenizin içerindeki parçalara zarar verebilir, transfer kablolarının yerinden çıkmasına sebep olabilir veya LCD ekranınızı kırabilirsiniz. Bu yüzden kendinize hakim olarak tatlı sert darbeler vurmaya çalışın!

YÖNTEM 7
Evet en zorlu yönteme gelmiş durumdayız. Bu yöntemde oldukça tehlikeli. Lütfen bu işlemi sadece makinenizi gözden çıkarttıysanız deneyiniz. Şimdi objektifi zorlamaya başlıyoruz. Aşağıda yorumlarını okuyabileceğiniz bir çok kullanıcı bu yöntemin işe yaradığını rapor etmişler. Öncelikle objektifimizi tutuyoruz. Daha sonra çeşitli yönlerdeki varyasyonlar ile objektifimize ba.skı uygulamaya başlayacağız. Yavaşça çekerek, sağa ve sola döndürerek, objektifi zorluyoruz. Bazı anlarda durduğumuzda belli aralıklarla güç düğmesine basıyoruz. Buradaki birincil amaç eğer hissedebilirsek objektifteki boşluğu bulabilmek ki, bu boşluk arızaya sebep olmuş olabilir. Bu boşluğa denk gelirsek hemen elimizi baskıdan çekip güç düğmesine  basın. Eğer başarılı olduysak makine objektifi hareket ettirecek. Burada dikkat edilmesi gereken, ASLA OBJEKTİFİ MAKİNENİN İÇERİSİNE İTTİRMEMEKTİR.

Eğer yukarıda sizler için derlediğim tüm yöntemleri denediyseniz ve makineniz düzeldiyse lütfen aşağıdaki yorum kutucuğuna giriş yapınız. Makinenizin modelini problemini ve hangi yöntem ile sorunu çözdüğünüzü bana bildirin. Bu sayede diğer kullanıcılar hangi yöntemle hangi sorunu halledilebildiğini daha rahat şekilde göreceklerdir. Ayrıca bunlardan farklı yöntemler deneyip başarılı olduysanız lütfen benimle paylaşınız.

Son bir not: Benzer bir sorun benimde başıma geldiği için bu yazı benimle aynı durumdaki okuyucularımı bilgilendirmek amacı ile yazışmış olup, yazıyı izinsiz kullanmak yerine bloğuma link atınız. Lütfen emeğe saygı!

-----------------------------------------------------------------------------------
düzenleme: Yazı 04.09.2012 tarihinde yeniden düzenlendi.

“E18 lens error”, veya “lens error, restart camera” Arızası Giriş



Bu yazının ilk bölümüne ulaşmak için tıklayınız

Bu bir dijital kamera için en yaygın hata herhalde. Bu hata mesajı çoğunlukla ürünlerin LCD ekranlarında “E18 lens error”, veya “lens error, restart camera” şeklinde görülüyor. Bazı markaların ürünlerinde ise ekranda bir şey gözükmüyor ve objektif dışarıda kalarak makine açılıp kapanmayı reddediyor.
Yukarıda açıkladığım sorun aslında oldukça tüm kamera markalarında oldukça yaygındır. Genellikle kum veya toz objektif açılma kapanma mekanizmasını etkiler. Ancak bu sorun her zaman toz veya kumdan olmaz. Bazen makinenin üretim kalitesi ile ilgili olarak durduk yere makineniz kilitlenir. Bu arızanın orta çıkmasında bir diğer suçlu ise kamera çantaları. Özenerek aldığınız kamera çantaları içerisinde toplanan istenmeyen kirler makinelerin objektiflerini kilitleyebiliyorlar. Bunlara birde kamera veya fotoğraf makinelerinin kılıf yada korumalarının oluşturduğu elektrostatik enerji fotoğraf makinelerinin kilitlenmesine neden olabiliyor. Çoğu zaman fotoğraf makinelerimizin kullanma kılavuzlarında bu konu ile ilgili uyarı göremezsiniz. Aslında uyarı var ancak pek açık değil, makineniz ile sadece üreticinin ürünlerini kullanınız! Tabii kullanalım kullanmasına da, bir liralık şeyi üzerine marka basınca 10 liraya satmaya kalkışırsanız bu pek kolay değil. Haydi daha açık yazayım en azından ben o kadar salak değilim... Yurt dışındaki bir çok siteden okuduğum kadarı ile özellikle Canon ve Nikon kullanıcıları bu konudan çok muzdaripler.

Olayın kilitlenip kaldığı yer aslında çok basit. Çoğu zaman lens arızası ile karşılaşan tüketici ürünü teknik servislere götürüyor. Bir şekilde (toz, kir, kum ve benzeri sebeplerle) teknik servisler ürün arızasını kullanıcı hatası olarak görüyor. Hal böyle olunca garanti şartları işletilemiyor. İşin asıl acı olan tarafı makinenin onarım maliyetinin makinenin tutarına yakın olması. Hali ile kullanıcılar isyan ediyorlar. Yurt dışından anlayabildiğim kadarı ile üreticiler bu konuda oldukça sert bir politika izliyorlar. Buna bizdeki distribütörlerin ve özellikle teknik servislerin müşteriye konuyu anlatmak yerine önce fatura çıkarması geleneği eklenince küçük çaplı cinnetler geçiriyor insanlar. Bu da gayet normal...

Allah'tan yabancı siteler sayesinde bu durumlara nasıl müdahale edileceğini öğrenebiliyoruz. Bende sorunumu bu şekilde hallettiğim için mutluyum. Ancak yabancı dilde yazıları anlamak konusunda zorunluklar yaşayanları düşünerek deneyimleri yazmak istiyorum. Bu sayede belki bu durumdaki insanlara faydam dokunur.

“E18 lens error”, veya “lens error, restart camera” Arızasını gidermek için uygulayabileceğiniz yöntemlere ulaşmak için tıklayınız

Bloxoo Maceram ve Türk Blog'ların Zihniyeti Hakkında


İlk yazı için ilginç bir başlık değil mi? Bloglar dünyada ciddi önem kazanmaya başlayan ve geleceğin kitabı olmayan popüler yazarlarının boy gösterdiği bir konu. Hem dünya da hemde ülkemizde blog'lar ciddi anlamda popülerler.

Bu durum bireylerin blog yığınları arasından sıyrılmak için yaptıkları çalışmaları önemli hale getiriyor. Ancak bunu sağlamak için her dakika bloğunuza yazı yazmak, orada burada blog reklamınızı yaparak ziyaretçi kazanmaya çalışmak doğru bir yöntem değil kesinlikle. Gelip geçici okuyucuların verdiği anlık sevinçler yerini bir süre sonra hüzüne bırakıyor ne yazık ki.

Ben dünyada ve ülkemizde blog dünyasındaki gelişmeleri takip edebilmek için blog yazarlarının bir araya geldiği forum ve web oluşumlarını ziyaret ediyor ve üye oluyorum. Yurtdışındaki bir çok blogdan çok fazla şey öğrendiğimi de ifade etmeliyim. Ancak ülkemizdeki blog yazarlarının bir arada bulunduğu oluşumlarda genel olarak bazı şeyler ilgimi çekti. Bunları sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Üye olduğum bir oluşum, Bloxoo idi. Genel anlamda çok başarılı bir platform olduğunu söylemeliyim. Siteyi oluşturanlar benim görüşüme göre olabilecek tüm önemli araçları meraklıların kullanımına sunmuşlar. Ancak bir siteyi, forumu veya benzeri bir dijital platformu başarılı ve özel kılan onun sunduğu özelliklerin yanında katılımcıların hareket tarzlarıdır.

Gözlemlerime göre, çoğu Türk blog yazarı ve sahibi ilgi çekebilmenin yolunun reklam olduğunu zannetmekte. Sayısız defalar açılan temamı beğendiniz mi, yorumunuz nedir gibi konular ile blog'larına ziyaretçi çekmeye çalışmak en yaygın reklam türü. Ancak bunun bir reklam olmadığını anlamak gerekli.

Reklam, bir ürün veya herhangi bir şeyin üzerindeki talebi arttırmaya ve mümkünse talebi devamlı kılmaya yönelik hareketler bütünüdür. Ürün kaliteli olmalı, kitlelerin ilgisini çekmeli, merak uyandırmalı ve en önemlisi bağımlılık yaratmalıdır.

Bugün bloglarda yukarıda saydığım özellikleri üzerinde barındıracak tek unsur yazıların kalitesidir. Kaliteli bir yazıdan kasıt, üst düzey edebi bir yazı değil elbet. Belli bir konuya odaklanmış veya içsel ama insanların ilgisini çekecek, dikkatlerini cezbedecek ve onları etkileyecek, özgün içeriğe sahip bir yazı benim nazar-ı itibarımda kaliteli bir yazıdır.

Bu tarz yazılar belki size dünyanın en çok ziyaret edilen bloğu olma ünvanını kazandırmaz ancak belli bir okuyucu kitlesinin takip ettiği bir bloğa sahip olmanızı sağlar. Zaten başarıya giden yol işte budur.

Size bu bloğumda kendi başımdan geçen bir yaşanmış hikayeyi anlatacağım. Stereo Mecmuası'nın hikayesini ve çıkartılabilecek dersleri. Tabii ki kişisel yazılarımı da eklemeye çalışacağım.

Uzun zamandır Stereo Mecmuası projesi ile uğraşmaktan kişisel bir şeyler yapmaya zamanım kalmamıştı. Bana da bir değişiklik olacağını umuyorum.