Blade Runner 2049 ve Sansürü Umursamayan 100K Kişi


Bu tarz yazıların başında ilk olarak orijinal filme güzellemeler yapılması ve ne denli büyük hayranı olduğunuzu yazmanız gerekir. Arkasından gidere başlayınca olayın inandırıcılığı artar. Valla oturup Blade Runner güzellemesi yapmaya gerek var mı bilmiyorum, beni takip edenler zaten filmin büyük fanı olduğumu biliyorlardır zaten. Kişisel olarak bu tarz kült seviyesine gelmiş filmlerin devamının çekilmesi konusuna pek sıcak baktığım söylenemez. Hatta sinema tarihinde bu tarz denemelerin neredeyse tamamına yakını facia ile sonuçlanıyor. Olay Ridley Scott'a geldiğinde ise maalesef sonucun hüsran olma olasılığı neredeyse yüzde yüz gibi. Alien serilerinin devam filmleri özellikle de Prometheus faciasının ağzımızda bıraktığı kötü tat hala hafızlarımızda.

Blade Runner'ın devam filmi dedikoduları başladığında bunun bir facia ile sonuçlanabileceğini biliyorduk ancak bu denli kötü bir deneyim olacağını hayal dahi etmemiştik.

Bunda ne Ridley Scott'ın, ne yeni filmin yönetmeni Denis Villeneuve'ün ne de oyuncuların suçu var. Asıl suçlu film yapımcılığını üstlenen Sony Pictures. Filmin ilk Türkiye gösteriminde bazı sahnelerde sansür olduğu anlaşıldı. Burak Göral -ki kendisine de bravo- durumu fark edip, tepki gösterdi. Bu arada filmi seyreden diğer eleştirmenler nereleriyle seyretti onu da bilemiyorum tabiii.. Arkasından yapımcı firmadan açıklama geldi;
'Bazı bölgelerde Sony Pictures yerel kültüre saygısından ötürü filmin hafifçe değiştirilmiş bir versiyonunu piyasaya sürmüştür.”
Hadi böyle bir halt yapıyorsunuz madem, film çekilirken buna uygun şekilde ek sahneler çekilip saçma sapan zoom'lar ile böyle bir rezilliğe imza atmasaydınız. Hoş şu noktada yapımcı firmaya da tepki göstermenin bir alemi yok. Olan oldu artık...

Benim merak ettiğim şey şu, Blade Runner 2049 çok insanın ilgisini çekecek bir film değil. Muhtemelen bu filmi seyretmek isteyen insanların bir çoğu ilk filmi bilen insanlar. Daha ilk günden sansür işi belliyken bugün itibarı ile filmi seyreden "89.745" kişinin ne halt ettiği.

İlk günden itibaren tepkimizi gösterelim, diye yazılıp çiziliyor. İnsanlar ise inadına sinemaya gidiyor. Bu film gişede çakılsaydı seyreden sayısı çok az olsaydı, sansür konusunda yapımcı firmalar bir kez daha düşünürlerdi. Ancak insanımızın kollektif tepki alışkanlığı bu kadar maalesef. Aman ben filme gideyim de, tepki gösteren göstersin.

Arkadaş biraz bekleyin insan gibi sansürsüz versiyonunu seyredin. DVD'si BluRay'i çıkacak bu filmin en hızlı şekilde. Bunca yıl beklemişsiniz bir 6 ay daha bekleseniz ne olur Allah aşkına...

80'ler Samantha Fox - Touch Me



80'lerin başında kısa boylu dolgun hatlı Samantha Fox teyze ortaya çıkıp Touch Me (I Want Your Body) şarkısı ile ortalığı ayağa kaldırmıştı. Türkiye'de tabii ki büyük olay olmuştu ancak sadece burada değil dünyada da ses getirmişti ve alakasız ülkelerde şarkı liste başı olmuştu. Anlaşılan her zaman cinsellik satıyor. Bu arada Samantha Fox Ahmet San organizasyonuyla İzmir'de Alsancak Stadyumu'nda konser vermişti. 80'lerin sonu olması lazım :) İnsanların Touch Me şarkısından başka Samantha Fox şarkısı bilmediği bir dünyada konser nasıl geçmiştir kimbilir...

İsveç Plak Mağazası


Stockholm'den bir ikinci el müzik mağazası. İnsanın aklına kuzey ülkeleri gelince daha farklı bir resim geliyor. Mesela yukarıdaki manzara Amerika'dan deseydiniz, inanırdım. İsveç deyince değişik geldi.

Nakamichi Reklamı


Nakamichi firmasının 1990'larda ürettiği modeller "Super Modeller" olarak adlandırılmış. Güzel bir reklam.. Ancak ürünler çöküş dönemindeki Japon üreticiyi kurtarmaktan çok uzaktı maalesef...