Değer Terem Ürünleri


Bugün hifi haberleri bölümümüzde yeni bir Değer Terem amplifikatörü ile ilgili bir haber verdik. Bir süredir sessiz sedasız Değer Terem amplifikatörlerinin resimlerini arıyorum. Internette bayağı bir avcılık yaptım. Aslında bu bölümü bir sürpriz olarak düşünmüştüm. Önce resimleri bulup ardından Stereo Mecmuasında yayınlayacaktım ancak o kadar az bilgi ve belge bulabildim ki, bu kez okuyucularımızdan yardım istiyorum. Eğer elinizde Değer Terem imzalı bir ampli, pre-ampli gibi bir ürün varsa bize fotoğraflarını iletebilirseniz çok sevinirim. İletişim için burayı kullanabilirsiniz. Yukarıdaki resim bulduğum ve onardığım resimlerden bir tanesi. Büyük hali için resme tıklayabilirsiniz.

Henry Cow ve Ötesi


Ülkemizde progresif rock, psychedelic rock dendiğinde hemen hemen aynı gruplar tartışılır ve sonunda  dönülür dolaşılır Pink Floyd bu işin en büyüğü ilan edilir konuda böylelikle biter. Senin bu konuya yorumun nedir derseniz, okumaya devam edin...

Bu sayımızda İngiliz avantgarde topluluğu Henry Cow'dan bahsetmiştim. Topluluğun In Praise Of Learning albümü tanıtmaya çalışmıştım. Yazıda Henry Cow ekibinin yanında Slapp Happy ve Dagmar Krause gibi isimlerden de bahsetmiştik.  Bazı okuyucularımız konuya ilgi duymuşlar.

Eğer olayı abartıp sizde benim gibi tüm Henry Cow diskografisini almak isterseniz en uygun fiyat ReR Megacorp'un web sitesinde mevcut. Buradan ulaşabilirsiniz.. Bu arada bu siteye dikkatle göz atan okuyucularımız bir şeye dikkat edeceklerdir. Sayfalar boyunca devam eden katalog'daki çok az ismi tanıyorsunuz değil mi? Gayet normal. Maddi imkanlarınız dahilinde bu katalog'dan gözü kapalı alışveriş ederek bildiğiniz grupların çok ötesinde bu yeni dünyaya yolculuğa başlayabilirsiniz. Yolculuğa hemen başlayalım isterseniz, iyi seyirler :)

BÖ 2010


Bana bir rahat yok! Blog Ödülleri diye bir yarışma varmış. Benimde yeni haberim oldu. Bir baktım ki, Stereo Mecmuasının tüm alt blog sayfaları bu yarışmaya kaydedilmiş. Kim yaptı derseniz tabii ki bizim teknik ekip. Sonunculuğu kimseye bırakmayacağımızı tahmin ettiğim yarışmanın sonucu Nisan ayı içerisinde belli olur. Buradan durumu paylaşırım. Ülkemizin genelini düşünürsek çok az insanı ilgilendiren bir hobimiz var. Durum böyle olunca sonuçta oldukça komik olacaktır diye tahmin ediyorum. Neyse artık olan oldu, keyfimize bakmaktan başka yapacak bir şey yok..

Bu hafta bayağı şenlikli başladığına göre, başıma bir işler gelecek demektir. Haydi hayırlısı..

İyi Haftalar :)



Arada sırada kamera şakaları geliyor mailime. Bu defaki çok hoş düşünülmüş bir şaka. Haftaya başlamak için güzel bir video. Efendim herkese iyi haftalar.

Jordi Savall İstanbul Konseri


Dünyanın Tüm Sabahları” film müziği ile adını geniş kitlelere duyuran Katalan viola de gamba üstadı Jordi Savall, İstanbul üzerine sözcüğün tam anlamıyla “benzersiz” bir konser verecek.
Konserde Jordi Savall’e

Kudsi Erguner (ney) ,
Hakan Güngör ( kanun) ,
Derya Türkan (kemençe),
Yurdal Tokcan (ud ),
Murat Salim Tokac ( tambur),
Fahrettin Yarkın ( perküsyon)
Gaguik Mouradian (kemançe) ve Haïg Sarikouyomdjian (ney ve duduk), Ermenistan
Dimitri Psonis (santur), Yunanistan
Driss El Maloumi (ud ), Fas
Pierre Hamon (flüt) , Fransa
Michaël Grébil (luth médiéval & ceterina) İsrail
Pedro Estevan ( perküsyon) İspanya eşlik edecek.

Dünyaca ünlü Jordi Savall, otuz yıldır Avrupa’nın müzikal mirası üstüne araştırmalar yapıyor, bulduğu eserleri ‘viola da gamba’sı ve Hesperion XXI adlı orkestrasıyla yorumluyor. Yeniden hayata kavuşturduğu unutulmuş eserleri tüm dünyadaki müzikseverlere ulaştıran sanatçı, duyguyla yüklü bir müzik evrenini milyonlarca müziksevere tanıtmasıyla erken dönem müziklerinin ve viola de gamba’nın koruyucusu sıfatını kazanıyor.

Avrupa Birliği’nin barış elçilerinden biri olan sanatçı; araştırmacı, yorumcu, öğretmen, proje yönetmeni nitelikleriyle tarihsel müziğe yeniden hayat veren en önemli yaratıcılardan biri kabul ediliyor. Alain Corneau’nun “Dünyanın Tüm Sabahları” adlı filmine yaptığı müzikle 2001 yılında ‘En İyi Film Müziği Cesar Ödülü’nü kazanan Savall, yılda yaklaşık altı albüm kaydı ve 140 konserle dünyanın en üretken sanatçılarından biri.

“Kudüs, İki Barışın Kenti” başlıklı kitap-CD projesi ile 2008 yılında Müzik Akademisi’nin verdiği “Altın Orhphée” ve müzik yazarlarının verdiği “Caecilia 2008” ödüllerini kazanan sanatçı son olarak Cannes’da ‘Midem Klasik Müzik Ödülü 2010’u aldı.

Jordi Savall, geçen yıl Almanya’da “Händelpreis der Stadt Halle 2009” ve Katalan Hükümetine bağlı Ulusal Kültür ve Sanat Konseyi’nin verdiği “2009 Ulusal Müzik Ödülü”nü kazandı. 170’i aşkın albümü bulunan Jordi Savall aralarında “Grand Prix de Disque”, “Double Disc of Gold”, “Diapason d’Or”un da bulunduğu pek çok ödüle sahip.

bilet fiyatları ise şu şekilde;
1. Kategori: 110,00 TL
2. Kategori: 90,00 TL
3. Kategori: 67,50 TL
4. Kategori: 56,50 TL

Daha fazla ayrıntı Biletix'te

Angelo Debarre ve Florin Niculescu Swing Gitan



Bireli Lagrene'den devamlı bahsedip duruyoruz Stereo Mecmuasında. Bu hafta kapanışını onunla yapayım dedim. "Jazz à Vienne" DVD'sinden bir video ekleyecektim ki, DVD'deki favori şarkılarımdan birisini eklemeye karar verdim. Angelo Debarre ve Florin Niculescu "Swing Gitan" isimli şarkıyı çalıyorlar. Ancak Lagrene yok. Onu da ilerleyen günlerde ekleriz.

Efendim herkese iyi hafta sonları diyerek dükkanı kapatalım..

Oda Akustiği Konusunda Devinime Devam



Oda akustiği konusunda kendi bakış açımı burada yazmıştım. Araştırmalarıma bir şekilde devam ediyorum. Geçenlerde Timpani'nin yeni videolarını burada duyurmuştuk. Akustik konusuna profesyonel gözüyle bir bakış atıldığı ve temel konular hakkında çok güzel bir başlangıç noktası olarak videoları izlemenizi tavsiye ederim. Daha seyretmediyseniz sizi buraya alalım. Bu aralar odyofil dünyamızda akustik konusunda ciddi bir devinim var. Konu gayet keyifli. Sonuçta bir gerçek var; en iyi sistem bulunduğu oda kadar çalar!

Ben kendi adıma akustik düzenleme olayına yazılım destekli şekilde yaklaşımın taraftarıyım. Sistemin önündeki halı, camların perde ile ses yansıtmasının azaltılması gibi basit ve etkili çözümlerin tam olarak hangi frekanslarda etkili olduğu konusunda vakit buldukça belli ölçümler yapıyorum. Yukarıda perde açık, perde kapalı karşılaştırmasının grafiksel yansıması var. Bu arada birkaç yazılım buldum. Doğruluğundan emin olunca yazılımları açıklayacağım.

Dünyanın En Büyük Plak Koleksiyonu



Dünyanın en büyük plak koleksiyonunun sahibi olan Paul Mawhinney ile yapılan bir röportaj. Plak koleksiyonu için 3 milyon dolarcık talep ediliyor. Muhtemelen çok daha fazlasını da edecektir ancak Paul Mawhinney koleksiyonun bu fiyata satılmadığından şikayetçi. Acaba taktığı gözlüklerden olabilir mi? Sanmam!

Stand Mevzuu



Hifi dünyası ile alakadar olup Finite Elemente markasını duymayan sanırım yoktur. Özellikle Pagode standlerin etkisini bundan seneler önce Lotus firmasında sevgili Tunç Bey ve Halit Bey ile kendi kulağımla duymuştum. Açıkçası şaşırmıştım da. Seneler içerisinde hifi dünyasından tanıştığım ve sohbet ettiğim bir çok tasarımcı da standlerin öneminden bahsediyor. Tabii stand'lerde benim için bir diğer önemli şey estetik. Haydi dolandırmadan söyleyeyim, hatta estetik daha ön planda. Düşünsenize kim gözünün önünde çirkin bir manzara ister ki. Ben senelerdir hifi için tasarlanmamış ama gözümün çok alıştığı bir stand kullanıyorum. Resmi yukarıda mevcut. Kendisinden memnunum gayet...

Finite Elemente'nin Pagode standleri gerçekten harika etkiye sahip, tasarım olarak da güzel ürünler. Beğendiğim bir diğer marka pARTicular. Bu firmanın Parallel, Inferno ve Triangle modelleri gerçekten "olur" Ses ne etkisi vardır onu bilmiyorum ancak harika göründükleri kesin. Firmanın isminde ART'yi büyük yazmasına kesinlikle hakkı var. Bu ürünlerin bir kısmını İstanbul Timpani'de görebilmeniz mümkün. Hatta şunu söyleyim, görünüşleri resimlerden çok daha iyi. Bir diğer favori stand'im ise Rethm markalı. Sevgili dostum Jacob, Taalam standlerde yapacağını yapmış yine. Harika gözüküyorlar. Sese etkisi nedir ne değildir bilmiyorum ama harika gözüktükleri kesin. Fil Elektronik getirse de görsek :)

Neyse şimdi yanlış anlaşılmasın. Stand değiştirmek gibi bir düşüncem yok. Ancak evi komple yenilerken değiştiririm diye düşünüyorum. Konuda nereden nereye geldik. Geçenlerde Finite Elemente sitesini gezerken çok ilginç bir stand sistemi gördüm. Yeni sistemin ismi Modul. Acayip hoş bir web sitesi tasarlamışlar ürünler için. Tamam DIY olarak yapılabilir filan ama konsept çok iyi. Hatta videolarda keyifli. Göz atmanızı tavsiye ederim.

Turhan Selçuk Vefat Etti!


Türk karikatürünün en önemli ismi Turhan Selçuk vefat etti ne yazık ki. Bundan seneler önce tanışma şerefine eriştiğim bu çok önemli isim kendisine özgü çizgisi, esprileri ve zaman meydan okuyan hikayeleri ile her zaman hatırlanacaktır. Abdülcanbaz karakteri ise başlı başına bir kült zaten. Allah rahmet eylesin!

Kırmızı = Ateş!



Öyle bir hastalanmışım ki, kaç gündür evden çıkmak mümkün olmadı. İşin kötü tarafı neden hastalandığımı da bilmiyorum. Bu akşam hayatımda bir değişiklik yapıp film seyretmeye karar verdim. Seçimim Krzysztof Kieślowski'nin üçlemesinden kırmızı (Rouge) renk oldu. Normal koşullarda daha karanlık filmleri seyretmeyi tercih etsem de, bugün biraz değişiklik yapmak istedim. Filmde beni en çok etkileyen şey kesinlikle Jean-Louis Trintignant'ın oyunculuğu oluyor. Sanırım defalarca seyretsem fikrim pek değişmeyecek. Oyuncunun ilk göründüğü film malum "Et Dieu… créa la femme"dır ki bu filmi de ailecek pek severiz zaten. Artık uyku vakti geliyor. Umarım yarın sabaha daha iyi olurum.

Kırmızıyı seyredip akşam ateşlenmem yine umarım. Malum kırmızı ateşin rengi ya...

Elazığ'daki Okuyucularımıza Geçmiş Olsun!



Haftasonu çıkışı nedense öyle bir hastalanmışım ki, dün akşamdan beri hayatım söndü. Hala da kötüyüm. Aslında bugün buraya keyifli bir video koyacaktım ama dün akşam Elazığ kentimizde yaşanan deprem sonucunda yaklaşık 60 kişinin öldüğünü öğrendiğim. Durum böyle olunca videoyu eklemekten vazgeçtim. Sabah, hastalığın etkisiyle pek ne olduğunu anlamadım ancak depremin sadece 6.0 şiddetinde olması ve buna rağmen 60 kişinin ölmesi oldukça vahim bir durum. Şili'de yaşanan 8.8. şiddetindeki depremin ardından ölen sayısının 4 haneli rakamlara çıkmamasına bakarsak Elazığ depreminde karşımıza çıkan bu sonuç üzücü. Tabii ki hemen suçlu bulundu; kerpiç evler. Hayatlarını kaybedenlere rahmet diliyorum. Umarım yaralılarda kısa bir süre içerisinde sağlıklarına kavuşurlar. Elazığ'da Stereo Mecmuasını takip eden okuyucularımız var. Kendilerine de geçmiş olsun diyorum.

Oda Akustiği



Bu aralar forumlarımızda oda akustiği fırtınaları esmeye başladı. Kesinlikle çok çok önemli bir konu. Bu konuda hem Turkeyforumda hemde Stereo Mecmuası forumlarında çeşitli konular birbirinden bağımsız şekilde ilerliyor. Hemen iki forumda da meraklıların kolaylıkla deneyebilecekleri çeşitli metodlar, kolaylıkla yapılabilecek DIY uygulamalar konusunda yazışmalar devam ediyor. Çeşitli egzotik yöntemleri bir kenara bırakırsak odyofillerin deneyebileceği bir çok şey var. Ben ise olayın bambaşka bir yönünden akustik düzenleme konuna girmek istiyorum. Stereo Mecmuası forumlarında tartışılmaya başlanan çeşitli akustik ölçüm programları var. Benim şahsi bakış açım akustiğin çok ilerlediği hatta bir bilim haline geldiği çağımızda dene yanıl yöntemleri ile ilerlemek yerine bilimsel bir şekilde ilerlemenin daha mantıklı olduğu yönünde.

CAD tabanlı çeşitli yazılımlara ulaşmayı başardım. Bildiğiniz gibi bu yazılımları kullanmak kurt bilgisayar meraklıları için oldukça kolay hale gelmiş durumda. Ancak çok sayıda parametreyi hesaplamaya çalışmak çoğu meraklı için çok kolay değil. Mantık aslında çok basit. Odanızı ve içerisinde bulunan her şeyi ayrıntılı şekilde çiziyorsunuz. Bunların malzemelerini bile seçmek mümkün. Ancak sorun şu ki, bunları yapmak yazmaktan çok daha zor.

Tabii birde mikrofonlar kullanılarak bilgisayar hesaplamaları ile düzenleme yapmak için gerekli parametreleri sunan yazılımlar var. Ancak bu yazılımların fiyatları oldukça yüksek.

Bu tarz bir yazılım bulan, bilen ve deneyenlerin Stereo Mecmuası Forumlarına veya bloğun iletişim/yorum bölümlerine eklemelerini rica ediyorum.

Hep birlikte bir yazılım bulabileceğimizi umuyorum.

Haftanın Videosu; Şabanoğlu Şaban'dan Bir Sahne




Şabanoğlu Şaban filmi güldüğüm filmlerden bir tanesidir. Özellikle yukarıdaki sahne harikadır. Tam anlamıyla efsanedir. Bu arada dönemin askeri gerçeklerini de gözden kaçırmamışlar. Örneğin telsizin (yaygın) olmaması ve askeri haberleşme için telefon kullanılması. Tabii olayı fena halde abartmışlar. Haftaya keyifle başlamamız dileği ile :) Bu arada Kemal Sunal'ı rahmetle anmış olalım.