Nasıl Bilirsiniz? Nikon L110 veya L120



Bu aralar bir fotoğraf makinesi alasım var. Fotoğraflar ile aram hiçbir zaman iyi olmamıştır. Ama arada sırada lazım oluyor. Dolayısıyla bir fotoğraf makinesi almam gerekiyor. Aradığım özel bir şey yok. Rahat kullanımı olsun, makro çekimi de idare eder olsun yeter. Harcamayı düşündüğüm tutar 500TL civarında. Geçenlerde bir bilgisayar firmasının sanal mağazasında dolanırken Nikon L110 modelini gördüm. Fena olmayan bir ürüne benziyor. Kullanan, deneme fırsatı bulan oldu mu? Yorumlarınızı bekliyorum...

Plakları Seven Tatlı Bir Kız

Ozan Musluoğlu - 40th Day CD



Ozan Musluoğlu genç bir müzisyen. Yaşlarımız birbirine son derece yakın 1977'li. Kendi deyimiyle rock ile başlayan müzik macerası 2009 yılında yayınladığı “Coincidence” albümü ile ,solo kariyer boyutuna girmiş ve 2011 yılında yayınlanan 40th Day albümü ile devam etmiş. Sizlere bu yazımda “40th Day” albümünden bahsedeceğim.

Önce müzisyenin biyografisine bir göz atalım. 1977 yılında Almanya’ da doğan müzisyen 16 yaşında bas gitar çalmaya başlamış. Eğitimine Bilgi Üniversitesi Müzik bölümünde devam eden Musluoğlu, kontrbas eğitiminde Volkan Hürsever ve Kürşat And gibi müzisyenlerden dersler almış. Bir süre Athena topluluğu ile çalışmış ve topluluğun Eurovision macerasına da katılmış.



2009 yılı albümü "Coincidence” Musluoğlu'nun ilk solo albümü. piyanoda Ülkem Özsezen, saksafonda Engin Recepoğulları ve davulda Ferit Odman’dan oluşan bir dörtlü ile çaldığı albümü kendi quartetini oluşturdu ve bestelerini Coincidence adını verdiği ilk solo albümünü de edinmenizi öneririm. Bu albümü müzik marketlerde çok uygun bir fiyata alabilirsiniz.

Gelelim 2011 yılı albümü “40th Day”e...

Albümde yer alan müzisyenlerin listesine bir bakış atalım. Ozan Musluoğlu – bas, Jeremy Pelt- trompet/flugelhorn. JD Allen- tenor saksafon. Danny Grissett – piyano ve Jonathan Barber – davul. Albüm toplam 7 şarkıdan oluşuyor. Şarkı listesi şu şekilde;

1. Requiem For K.C.
2. Coincidence
3. 40th Day
4. Wizard Lizard
5. Fake Promises
6. Enjoy Disappointments
7. Panic



Albümün açılış parçası Requiem For K.C.'nin hikayesi çok ilginç. K.C. Kamuran Cin'in kısaltması. Musluoğlu'nun babaannesi müziğe olan ilgisini ailesinde ilk fark eden insanmış. Beste hastanede tedavi gören babaannesi için bir şey yapamayınca içine düştüğü mutsuzluğun bestesi. Bu bestenin yapılmasının ertesi günü babaannesi vefat edince onun anısına şarkıyı “Requiem For K.C. “ olarak isimlendirmiş. Keşke benimde böyle bir kabiliyetim olsaydı. Aslında şöyle bir bakınca Musluoğlu'nun babaannesi için hissettiklerini bende rahmetli anneannem için hissediyorum. Çocukluğumun ve ilk gençliğimin tüm acayipliklerine rağmen beni olduğum gibi kabul eden tek kişi olan anneannemi ne yazık ki tedavisi olmayan bir rahatsızlık sebebi ile kaybetmiştim. Tek tesellim ruhunun yorgun bedenini terk ettiği dakikaya kadar yanında bulunmaktı. Her zaman alımlı bir kadın olan anneannemin birkaç sene içerisinde eriyip bitmesi belki o yıllarda ben yaştaki bir gencin kolay kaldıramayacağı bir şeydi ama güzel hemde çok güzel anılar o günleri atlatmaya yardımcı oldu. Anlaşılan göklerin ötesinden rahmet istediler. Mekanları cennet olsun... Bu arada Musluoğlu'nun bestesi ağır bir ağıt değil. Sanırım müzisyende benim gibi güzel anıları düşünmüş, onları hayal etmiş. Albüme ismini veren 40th Day ise rahmetli babaannesinin vefatının kırkıncı günü anısına yazılmış. Bu şarkı biraz melankoli izleri taşıyor. Çok başarılı...

Albüm son derece derli toplu bir albüm. Besteler gayet başarılı. Albümün bir diğer güzelliği ise şarkıların yapısı içerisinde çok keyifli sololar dinleyebilmeniz. Ancak abartıya kaçan bir şey yok. Üflemelilerin soloya girdiği anlarda davul, bas ve piyanonun arka bölümleri ilmek ilmek işlemesi, zaman zaman farklı tonlardan çalınan melodiler ve melodiler uzayıp monotonluğa girmesine izin vermeyen dört başı mamur sololar albümü renklendiriyor. Kayda katılan her müzisyenin sololarına yer verilmiş albümde... Bu arada “Enjoy Disappointments” şarkısındaki piyanoya dikkat derim!



Albümün kaydı gayet başarılı. Kitapçık ise tam sevdiğim gibi. Albümle ilgili her şey elinizin altında. Tasarımı da çok beğendim. Zaten yazıdaki fotoğraflarda ayrıntılı olarak görebilirsiniz. Açılışından bol swing'li kapanış parçası “Panic”e kadar Stereo Mecmuası okuyucularının keyifle dinleyeceklerini düşündüğüm bir albüm. Şiddetle tavsiye edilir...

not: Musluoğlu'nun fotoğrafı kendi web sitesinden alındı. Siyah-beyaz efektini ise bendeniz verdim... 

Yine Expedit...



Geçenlerde denk geldiğim bir loft fotoğrafı. Başrolde IKEA'nın plakseverler için olmazsa olmaz ürünü Expedit'leri görüyorsunuz. Bu arada son dört beş yıldır çok fazla plak ve pikap sahibi ev ile denk geliyorum. Gerçekten bunlar plaklara ilginin arttığının somut göstergeleri. Tahminen Expedit satışları da aynı oranda artıyordur...

Bottlehead Quickie



Geçenlerde bir arkadaşım pre-amplifikatör arayışını ilginç bir şekilde çözdü. Arada sırada Bottlehead firmasından bahsediyorum. Bu firma kit halinde hifi ürünleri satıyor. Siz gelen parçaları birleştirip bir cihaz sahibi oluyorsunuz. Firmanın kataloğunda pre-amplifikatörler, güç amplileri, pikap katları ve kulaklık amplileri var. Tabii bazı ürünleri yapmak pek kolay olmasa da, Quickie ismini verdikleri pre-ampli son derece basit bir mimariye sahip. direkt ısıtmalı 3S4 vakum tüpler kullanan üründe gerekli güç yukarıda görebileceğiniz gibi 6 adet pille sağlanıyor. Çok karışık olmayan amplinin tüm parçaları kutu içerisinden çıkıyor ve kendiniz lehimliyorsunuz. Kit olarak yukarıda görülen ürün 99 Dolar fiyat etiketine sahip.

Kısa bir süre sonra ürünü bana gönderecek. İzlenimlerimi sizlerle paylaşırım...

Pikap Motoru ile Uçak Motorunu Karıştırmak



Bazı endüstri tasarımcıları tam dayaklık. Yukarıdaki pikap retro tasarımları sevenlerin eminim ki çok hoşuna gidecektir. Ancak pikabın motoru son derece sıradışı. Hollandalı tasarım bürosu Wouter Geense pikabı 2.5cc'lik bir model motorla döndürmeyi tercih etmiş. Özel bir benzin türü ile çalışan bu motorun vereceği gürültü ve titreşim ile plaklarınız ne hale gelir bilemem. Yine dayaklık bir tasarım olarak sizlerle paylaşayım dedim.

Podium Reference Rack



Yukarıdaki rack sistemi çok ucuz değil. İngiltere satış fiyatı 600 Sterlin civarlarında. Ancak rack'a biraz alıcı gözle bakarsanız kendi imkanlarınızla yapabilmeniz mümkün. Herhangi bir yapı marketten kestirebileceğiniz parçaları birleştirebilirsiniz. Burada size tek gereken şey "spike" adı verilen sivri metal ayaklar. Bunları ülkemizden tedarik edebilmek mümkün. Bir fikir vermesi açısından bloğuma ekleyeyim dedim...

Kapalı Plak Kutusu


Son dönemlerde plakların önlenemez yükselişi (çok havalı bir cümledir arada sırada kullanmak lazım...) sayesinde çok sayıda yaratıcı ürün piyasaya çıkıyor. Yukarıdaki ürün bir plak kutusu. Sağlam olması için metal ile destelenen kutular 20-25 plak alabiliyor ve ikili paketlerde satılıyor. Fiyatları yaklaşık 30 Dolar civarında. Ucuz değil ama plaklarını tozdan korumak isteyenler için ilginç bir çözüm olabilir...

Ne Adamsın Fausto Papetti



Aslında Fausto Papetti 1923 yılında doğup 1999 yılında vefat eden İtalyan bir alto saksafoncudur. Aslında müzik kariyerinin ilk dönemlerinde bazı performansları ile dikkat çekmiş. Örneğin Barry White orkestrasının icra ettiği "Love's Theme" şarkısındaki solosu bir çok insan tarafından başarılı bulunmuştur. Ancak Papetti özellikle 1960 ve 70'li yıllarda az giyimli kızların kapaklarını süslediği acayip plakları ile popüler hale gelmiştir. 1970'lerin Türk sinemasında da "konulu" filmlerde bol bol Papetti performansıan denk gelebilirsiniz... Yukarıda 1970'lerden ilginç bir plak kapağını görebilirsiniz.

Aslında bir ara Papetti plak kapakları özel bölümü açayım...

Jane Birkin ve Gramofon

Muppet Show: Bohemian Rhapsody



Muppet Show bölümünü bloğuma eklerken bu kadar keyifli geri dönüşler alacağımı hiç düşünmemiştim. Demek ki bu eski tarz şovu seven çok kişi varmış. Eh o zaman kaldığımız yerden devam edelim. Bu kez dostlarımız Queen'in meşhur şarkısı hatta marşı Bohemian Rhapsody'i yorumlamışlar. hatta bir de özel video çekilmiş. Seyretmenizi tavsiye ederim :)

Büyümekten Nefret Ediyorum; Ünal Gökaydın Anısına Birkaç Satır



Gerçekten büyükmekten nefret ediyorum. Keşke lise yıllarıma dönebilsem. Ben 18 yaşında olsam çevremdeki herkes 20 sene gençleşse! Son dönemlerde hastalıklardan ve acı kayıplardan çok sıkıldım. Belki de psikolojim bozuldu.. Bugünde işte öyle bir tatsız durumla güne merhaba dedim. TRT3'de uzun yıllardır rock programları yapan değerli büyüğümüz Ünal Gökaydın veya kendisine hitap ettiğimiz haliyle Ünal Abi vefat etti. Geçenlerde ciddi bir mide rahatsızlığı geçirmişti. Tedavi olduktan sonra hastaneden çıkmıştı. Aramıştım telefonla konuşmuştuk; iyiyim demişti. Bugün ise vefat haberi geldi. Çok sıkıldım be günlük...

Ünal Abi, tam anlamıyla bir müzik aşığıydı. 1960 ve 1970'leri öyle bir bilirdi ki, bir albüm söylediğinizde o albümün şeceresini sayardı hatta o albümü sevdiysen şunu şunu da seversin diyebilecek kadar da ayrıntıya girebilirdi. Hemde ne ayrıntı...

Stereo Mecmuası'nın TRT''ye çıkmasında sağ olsun desteği büyüktür. Tüm eski insanlar gibi bilgisayarda yazı yazmayı pek sevmemesine rağmen beni kırmayıp Jethro Tull'ın "This Was" albümünün yıldönümü edisyonu için Stereo Mecmuası Müzik özel sayısına bir şeyler karalamıştı. İyi hatıralar hariç bu yazı anı kaldı bizlere...

Mekanı cennet olsun. Umarım orada sevdiğin tüm müzisyenleri canlı canlı dinlersin....

Banyoya Müzik Sistemi



Hakan bloğunda bir banyo eksikti ekledin şimdi tamam oldu diyecek okuyucularım olduğunu biliyorum. Hemen bu fotoğrafı açıklayayım. Yukarıdaki banyo bir müzik sistemine ev sahipliği yapıyor.  Aynanın altında Apple iPhone'un olduğu raf aslında bir müzik sistemi. Alman Finite Elemente firmasının Hohrizontal 51 ürünü. Bu tarz bir ürünle banyo daha da keyifli  hale gelebilir.

The Music Lover



Alman MBL firmasının hazırladığı bir reklam/tanıtım videosu: The Music Lover. Allah bu hallere düşürmesin diyorum içimden....

Animasyonlu Albüm Kapakları: Tori Amos Boys for Pele



Tori Amos'un üçüncü albümü Boys for Pele 1996 yılında yayınlanmıştı. Albümden çıkan ilk hit "Caught a Lite Sneeze" olmuştu ve bir çok listede uzun süre kalmıştı. Albümün asıl önemli özelliği Amos'a Avrupa'da şöhret getiren albüm olmasıdır. Albüm hareketlendirmeye son derece müsait bir kapağa sahip. Yukarıda hareketli görüntüyü aşağıda ise orijinal kapağı görebilirsiniz… Yine başarılı bir çalışma…

1940'ların Bilgisayarları!



Sizlere 2A3 Tube Rolling Coşkusu! yazımda kullandığım EF184 tüplerin eskiden Hewlett Packard firması tarafından bilgisayarlarında kullanıldığından bahsetmiştim. Hatta bilinen vakum tüp sınıflandırmalarına ek olarak "computer grade" diye bir sınıflamadan bahsetmiştim. İşte o dönemin bilgisayarlarından bir tanesi. Eğer araştırmalarım beni yanıltmıyor ise HP'nin bilgisayarı bu sayfada resimleri bulunan ENIAC ile aynı dönemlerden.

ENIAC, Electronic Numerical Integrator and Calculator yani Elektronik Sayısal Entegre Edici ve Hesaplayıcının kısaltması. Neredeyse devasa bir odayı kaplayan bilgisayar 30 ton ağırlığında ve yaklaşık 19.000 (evet yanlış okumadınız) vakum tüple çalışıyor. Anlayacağınız bir arıza olduğunda teknik ekibin kafayı sıyırma olasılığı var. Aşağıda ise ENIAC II'nin fotoğrafı var. O daha gelişmiş bir bilgisayar ve neredeyse bir ev büyüklüğünde...



Tabii ki, tüm bu bilgisayarlar günümüzün en basit cep telefonunun yanında bile ilkel kalıyorlar...

June Christy - The Cool School LP



June Christy ilginç bir Amerikalı caz vokalisti. Ülkemizde pek dikkat çekmediğini düşündüğüm Christy, 1925 yılında doğmuş 1990 yılında ise vefat etmiş. Asıl adı Shirley Luster olan Christy, çok sakin bir vokal tekniğine ve ipeksi farklı bir ses tonuna sahip olması ile tanınıyor. Özellikle cool jazz tarzını sevenler bir göz atmalılar. Şarkıcılık kariyeri meşhur Stan Kenton Orchestra'sında başlıyor. 1950'li yılların ortasından itibaren solo kariyerine başlıyor ve ilk albümü “Something Cool” ile önemli bir başarı kazanıyor.

Blues Brothers severlerin en sevdiği kentlerden olan “”Illinois”te doğan Christy, 13 yaşında ilk orkestra deneyimini kazanıyor. Ailecek Chicago'ya taşındıktan sonra Boyd Raeburn ve Benny Strong orkestralarında çalışan Christy, Strong'un orkestrasının New York'a taşınmasıyla orkestradan ayrılmak zorunda kalıyor.

Kariyerindeki asıl önemli adım meşhur Anita O'Day'in Stan Kenton Orkestrasından ayrılması sayesinde atılıyor. Seçmelere giden ve beğenilen June Christy bu yeni adımda ismini değiştiriyor. Kenton orkestrasında "Shoo Fly Pie and Apple Pan Dowdy," "Tampico" ve "How High the Moon" şarkılarına vokaliyle destek veriyor. Bu üç şarkı orkestranın en bilindik şarkılarıdır. Bu arada "Tampico" orkestranın hatta Kenton'un gelmiş geçmiş en çok satan albümüdür.

June Christy 1947 yılından itibaren kendi plağı üzerinde çalışmaya başlıyor. Ancak albüm 1954 yılında yayınlanıyor. 10"lik plağın adı Something Cool. Hiç fena olmayan bir müzisyen kadrosu ile yayınladığı plak bir yıl sonra 12” standart plak formatında yayınlanıyor.

Bu plak aslında bu tarzı sevenler için göz atılması gereken bir plaktır. Bu arada albüm stereo formatının ortaya çıkmasıyla 1960 yılında yeniden kaydediliyor. Bu versiyonu edinmenizi tavsiye ederim...



June Christy - The Cool School LP
Capitol PPAN T1938 LP Pure Pleasure LP

Gelelim “The Cool School” albümüne. 1960 yılında yayınlanan albüm aslında konsept olarak çok ilginç. Albümde June Christy çocuk şarkılarını yorumlamış. Christy'e Joe Castro Quartet eşlik etmiş. Hemen bir ufak not yukarıda gördüğünüz plak kapağındaki afacanlardan mavi önlüklü olanı Christy'nin kızı. Şarkı listesi şu şekilde;

1. “Give a Little Whistle” (Leigh Harline, Ned Washington)
2. “Magic Window” (Jimmy Van Heusen, Johnny Burke)
3. “Baby’s Birthday Party” (Ann Ronell)
4. “When You Wish upon a Star” (Leigh Harline, Ned Washington)
5. “Baubles, Bangles, & Beads” (Robert Wright, Chet Forrest)
6. “Aren’t You Glad You’re You” (Jimmy Van Heusen, Johnny Burke)
7. “Kee-mo, ky-mo” (Bob Hilliard, Roy Alfred)
8. “Scarlet Ribbons (For Her Hair)” (Evelyn Danzig, Jack Segal)
9. “Looking for a Boy” (George Gershwin, Ira Gershwin)
10. “Small Fry” (Hoagy Carmichael, Frank Loesser)
11. “Ding-Dong! The Witch Is Dead” (Harold Arlen, Yip Harburg)
12. “Swinging on a Star” (Jimmy Van Heusen, Johnny Burke)

Albümdeki isimler; June Christy – vokaller. Joe Castro – piyano. Howard Roberts- gitar. Leroy Vinnegar- bas ve Larry Bunker davullar.

Pure Pleasure tarafından basılan plak oldukça ilginç bir seçim. İlk bakışta hadi canım bunlar çocuk şarkısı demeyin. Zaten yukarıdaki şarkıların besteci kısımlarına baktığınızda olayın pek basit olmadığını görebilirsiniz. Şarkılar June Christy'nin ilginç ses tonuyla oldukça etkileyici hale gelmişler. Çok dikkat çekici bir albüm. Plak baskısı neredeyse her zaman ki gibi müthiş. Pure Pleasure için alışılmış bir durum. Farklı bir caz dinlemek isteyenler göz atabilirler....

IIro Rantala - Lost Heroes CD



Iiro Rantala, benim pek izmini duymadığım ama Finlandinya'nın dünyaca ünlü caz piyanisti. ACT plak firmasından yayınlanan şimdilik tek albümü Lost Heroes. Bu albüme geçmeden önce müzisyenden bahsedeyim. Rantala hem caz hemde klasik müzik eğitimi görmüş. Çeşitli topluluklarda çalışıyor olsa da, besteleri bir adım önde gidiyor sanırım. Finli müzisyenlerden oluşan Trio Töykeat ile oldukça fazla sayıda albümü var. Ayrıca Iiro Rantala New Trio gibi üçlülerin yanında solo çalışmaları da var.

ACT plak firmasının solo piyano albümlerinden daha önce sizlere bahsetmiştim. Gwilym Simcock'un Good Days At Schloss Elmau ve Danilo Rea'nın A Tribute To Fabrizio De André albümlerini sizlere ayrıntılı şekilde anlatmıştım. Hatta Danilo Rea'nın müthiş albümü ile alakalı olarak katıldığım bir radyo programında sevgili Aydın Eroğlu ile beraber bayağı keyifli bir sohbet yapmıştık.

Albümü CD çalarıma yerleştirdiğimde yukarıda saydığım albümlerin atmosferinin bir benzerini hemen hissediyorsunuz. Solo caz piyanosu seven müzikseverler bu iki albümü kaçırmamalılar. Hatta birazdan düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım “Lost Heroes”u da bir kenara not etmeliler.

Albüme genel olarak baktığınızda 10 şarkıdan oluşan ve her şarkının farklı bir konsepte sahip olduğunu görüyorsunuz. İsterseniz şarkı listesine bir göz atalım ve şarkıları birer birer ele alalım...

1. Pekka Pohjola - 07:36 (Rantala, Iiro)
2. Waltz For Bill - 06:04 (Rantala, Iiro)
3. Can’t Get Up - 03:08 (Rantala, Iiro)
4. Tears For Esbjörn - 05:28 (Rantala, Iiro)
5. Thinking Of Misty - 06:28 (Rantala, Iiro)
6. Jean And Aino - 07:22 (Rantala, Iiro)
7. Donna Lee - 03:36 (Parker, Charlie)
8. One More Waltz For Michel Petrucciani - 04:08 (Rantala, Iiro)
9. Bluesette - 04:04 (Thielemans, Toots)
10. Intermezzo - 05:50 (Rantala, Iiro)



Pekka Pohjola, ünlü bir Finlandiyalı besteci. Rockseverlerin belki tanıyacaklarını düşündüğüm Finli progressive rock topluluğu Wigwam ile de çalışan Pohjola, aynı zamanda klasik müzik eserleri ile de tanınıyor. IIro Rantala kendi ülkesinden çıkan bu besteci için yazdığı şarkıda son derece duygu yüklü notlara yer vermiş.

Waltz For Bill – Bill Evans'ın hatırası için yazılmış bir şarkı. Bill Evans'ın hatırasının yanında onu çok seven Finli bir müzikseverin ölümü de bu şarkıda anılmış. Şarkı ölümcül güzellikte.

Can’t Get Up – Amerikalı bas virtüözü Jaco Pastorius anısına yazılan bu şarkıda Finli piyanisttüm ağırlığı bas notlara vermiş ve bu oktavlarda gezinmiş. Çok ilginç bir çalışma...

Tears For Esbjörn - Tahmin edebileceğiniz gibi Esbjörn Svensson'un beklenmeyen ölümü üzerine yazılan bu şarkı son derece sade yapıda ve son derece sakin. Kuzey cazının etkilerini taşıyan şarkı albümünde genel çizgisini belirliyor.

Thinking Of Misty – Amerikalı büyük piyanist Erroll Garner anısına bestelediği bu şarkıda IIro Rantala o dönemin bol swing'li tarzına atıflarda bulunmuş. Çok fazla abartmadan ana temalar arası sololar ile renklenen şarkı son derece neşeli sayılabilir. Tabii kuzey cazına göre...

Jean And Aino - Fin İç Şavaşına atıflarda bulunan şarkı her haliyle Finlilerin milli bestecisi Sibelius'a atıflarla dolu. Fin İç Şavaşında özellikle çocukların yaşadığı dramı anlatan Rantala bir yandan savaş içerisindeki yaşanan insani duygulara ve aşka da yer vermiş..

Donna Lee. Bir Charlie Parker bestesi olan şarkı aslında Miles Davis eseriymiş. Ancak Parker ile özleşmiş bu şarkıyı çok seven Rantala şarkıyı Art Tatum'a adamış. Durup birkaç kere dinlemek gereken bir düzenleme olmuş. Tüm albüm boyunca sakin tarzıyla dikkat çeken Rantala burada tam anlamıyla kendinden geçmiş. Müthiş!

One More Waltz For Michel Petrucciani – Aslında isminden kendisini belli eden bir şarkı. Son derece ilginç bir tip olan Fransız piyanist Petrucciani'ye adanan eser Rantala'nın hayranı olduğu bir isme yazılmış bir methiye olarak nitelendirilebilir.

Bluesette – Toots Thielemans tarafından bestelenen bu komplike eseri Oscar Peterson'a adayan Rantala onun karmaşık tekniğini son derece dikkat şekilde dinleyicilere ulaştırıyor. Şarkı ve icra birinci sınıf...

Intermezzo – Rantala'nın klasik müzik kökeninin ön plana çıktığı eser Pavarotti anısına yazılmış. Albümün son şarkısı olarak tam anlamıyla bir final niteliğinde...

Albüm neredeyse müthiş olarak nitelendirebileceği bir kayda sahip. Yazının başında yazdığım Good Days At Schloss Elmau veya A Tribute To Fabrizio De André albümlerinden herhangi birini aldıysanız ve hoşunuza gittiyse mutlaka edinin. Şiddetle tavsiye ederim...

Tavsiye Ederim: Death Note



Hazır Anime'lerden bahsetmişken son zamanlarda seyrettiğim en iyi "şey"den bahsedeyim. Benim fazla televizyonla işim olmadığından dizi, film veya programları takip etmem. Arada sırada ilginç olduğuna inandığım ve tavsiye edilen "şey"leri seyrederim.

Death Note, aslında bir manga ve Tsugumi Ohba tarafından yazılıp Takeshi Obata tarafından çiziliyor. Bu manga'dan hareketle yönetmen Tetsuro Araki tarafından çekilen anime dizi özellikle ilk 20-25 bölümü ile beni benden etti. Konu son derece ilginç dizi ile aynı adlı bir not defteri var ve bu not defterine yazılan notlar ile bazı olaylar gerçekleşiyor. Bol bol fantazi öğeleri (işin içerisine Japon tanrıları da karışıyor) satranç gibi hamleler, aksiyon girince ortaya müthiş bir karışım çıkmış...



Ben seyretmek için çoook geç kalmış olsam bile hala el atmayanlar varsa bir göz atabilirler. Tavsiye ederim...

Terminal Filmi ve Harlemde Önemli Bir Gün



Geçenlerde "The Terminal" veya Türkçe çevirisiyle Terminal filmini izledim. Filmde son dönemlerin önemli iki oyuncusu rol almıştı; Tom Hanks ve Catherine Zeta-Jones. Jones'u oldum olası pek beğenirim zaten. Neyse... Film önemli bir film midir bilmem. Hep söylediğim gibi film yorumlayacak bir insan değilim. Genel olarak 1960 veya 70'lerde kalmış bir insanım. Klasik filmleri izlemek bana büyük keyif veriyor. Ama bazen daha güncel filmleri de seyrediyorum işte... Filmin konusu biraz garip. Eski Sovyetler Birliğinden ayrılmış bir ülkeden bir adamcağız babasının vasiyeti üzerine New York'a gidiyor. O sırada ülkesinde bir iç savaş çıkıyor. Bundan dolayı pasaportu iptal oluyor. Amerikalılar ülkeye giriş izni vermiyorlar. Bu yüzden hava alanı terminalinde yaşamak zorunda kalıyor. Yetkililerle bir nevi soğuk savaş halinde devam eden süreçte terminalde çalışanların saygısını kazanıyor. Falan filan... Filmin kısa özeti bu...

Şimdi gelelim benim için önemli olaya. Babasının vasiyeti bir fotoğraftaki tüm caz müzisyenlerinin imzalarını toplamak. Son kalan isim ise, Benny Golson. Bir çok insan böyle bir şeyin üzerinde durmaz ama fotoğrafla ilgili sohbet sırasında öyle isimlerden bahsediliyor ki, bu fotoğraf mutlaka vardır diyerek hemen oturdum bilgisayarın başına. Fotoğraf aşağıda görülebilir bu arada;


Art Kane - A Great Day in Harlem - 1958

Fotoğrafın ismi "A Great Day in Harlem" veya "Harlem 1958" yani Türkçesiyle Harlem'de Önemli Bir Gün diyebiliriz. 1958 yılında fotoğrafçı Art Kane tarafından çekilmiş. O yıl hayatta olan 57 önemli caz müzisyeninin New York'un meşhur Harlem mahallesinde çekilmiş bir fotoğrafı bu...

Fotoğrafı çeken Art Kane, çeşitli dergiler için çalışan bir fotoğrafçı. Döneminin önemli isimlerini çekmiş. Bir kaç fotoğrafını biliyordum ama bu gözümden kaçmış. Mesela Who'nun İngiliz bayrağına sarılmış fotoğrafı çok bilindiktir. Kane'nin çektiği bu fotoğraf caz dünyası içinde önemli. Herhalde bir kez daha böylesine isimleri bir araya getirmek mümkün olmayacak! Bu arada fotoğraf 1959 yılında Esquire dergisinde yayınlanmış.

Art Kane'e adanmış bir web sitesi var. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. "A Great Day in Harlem"in kamera arkasının keyifli fotoğrafları var. Aşağıda görebilirsiniz. Bu arada araya fotoğraftaki müzisyenlerin isimlerini de serpiştireyim...

Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958

Red Allen, Buster Bailey, Count Basie, Emmett Berry, Art Blakey, Lawrence Brown, Scoville Browne, Buck Clayton, Bill Crump, Vic Dickenson, Roy Eldridge, Art Farmer, Bud Freeman, Dizzy Gillespie, Tyree Glenn, Benny Golson, Sonny Greer, Johnny Griffin, Gigi Gryce, Coleman Hawkins, J.C. Heard, Jay C. Higginbotham...


Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958

devam... Milt Hinton, Chubby Jackson, Hilton Jefferson, Osie Johnson, Hank Jones, Jo Jones, Jimmy Jones, Taft Jordan, Max Kaminsky, Gene Krupa, Eddie Locke, Marian McPartland, Charles Mingus, Miff Mole, Thelonious Monk, Gerry Mulligan, Oscar Pettiford, Rudy Powell, Luckey Roberts, Sonny Rollins, Jimmy Rushing, Pee Wee Russell, Sahib Shihab, Horace Silver, Zutty Singleton, Stuff Smith, Rex Stewart, Maxine Sullivan, Joe Thomas, Wilbur Ware, Dickie Wells, George Wettling, Ernie Wilkins, Mary Lou Williams, Lester Young


Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958

Nasıl deli bir liste.. Listeden 4 kişi şu an hayatta.. Benny Golson, Marian McPartland, Sonny Rollins ve Horace Silver

Angle & Curve Kulaklık



Angle & Curve markasını duymamış olabiliriz ancak kulaklık pazarında ilgi çekebilir. Firma klasik hatta retro tasarımlı ilk kulaklık modeli ile dikkat çekmeye aday. 60 Sterlin'lik fiyat etiketi taşıyan ürünün teknik verileri de hiç fena değil.  Türkiye'ye ithal edilir mi acaba?

İskelet Betty



Geçen haftalarda Betty Boop'u sevdiğimizden bahsetmiştim. Murat Bey değişik bir illüstrasyon gönderdi. Aklı evvel bir meraklı Betty Boop'un kemik yapısını çizmiş. Pek güzel olmuş...

Muppet Show - Surfin USA


Kermit, bu kez Sinbad olmuş ve kendisi gibi bir sürü kurbağa ile çok meşhur bir şarkıyı söylüyorlar; Surfin' USA. Bu şarkıyı Beach Boys'tan hatırlarsınız ama Kermit versiyonu daha mı güzel acaba?