Makita Power Tool Battery Coffee Maker
Oldum olası Makita markasını çok severim. Hırdavatçılık yaparken pahalı olmasına rağmen her zaman stoklarımda tuttuğum bu güzide marka zaman içerisinde bir çok farklı ürün üretmiş. Ben tabii sektörden koptuğum için takip edemiyordum. Yukarıda gördüğünüz kahve makinesi firmanın yeni ürünlerinden bir tanesi. Power Tool Battery Coffee Maker isimli oldukça uzun bir isme sahip ürün, şantiye alanlarında veya ıssız yerlerde firmanın kendi akü sistemlerini kullanarak kahve yapmanıza olanak veren bir cihaz. Tamam acayip biraz ama demek ki böyle bir pazarda varmış.
200 küsür Dolar fiyat etiketine sahip olan ürünün yanında metal kahve termosu da hediye. Türkiye'ye gelir mi bilmem ama hafif bir kaşıntı yaratmadı değil bu ürün bende :) Hırdavatçılık damarım kaşındı sanırım....
HakanCez ile ARPG Tarihi: Diablo
Diablo, Blizzard North tarafından geliştirilen ve 31 Aralık 1996'da Blizzard Entertainment tarafından piyasaya sürülen erken dönem bir ARPG oyunuydu. Fantastik Khanduras Krallığı'nda geçen oyun, şeytan Diablo'yu yenebilmek için tek başına savaşan bir kahramanın mücadelesini konu alıyordu. Tristram kasabasının altından geçen oyunda on altı katlı ve en önemlisi rastgele oluşturulmuş zindanlarda her türlü yaratığa karşı savaşılır, en sonunda cehenneme inilir ve şeytanın inine girilirdi.
Diablo: Hellfire adında bir genişleme paketi, 1997 yılında Sierra Entertainment tarafından piyasaya sürüldü. Günümüzde Blizzard bu eklenti paketine üvey evlat muamelesi yapıyor ama zamanında ağzımızın suyu akarak oynamıştık valla. 1998 yılında Electronic Arts, PlayStation için Diablo'yu hazırladı. Bir dönem bunu da oynama fırsatı bulmuştum. Hatta hala RetroPie sistemimde bulunuyor bu versiyonu. Yazılan çizilenlere göre oyunun Sega Saturn versiyonu da hazırlanmış ancak hiçbir zaman piyasaya sürülmemiştir.
![]() |
| Büyücümüz Diablo'nun bizzat kendisi ile cebelleşirken |
Bugünlerdeki gibi eşyaların kendi özellikleri vardı. Beyaz renkli eşyalar, normal iken, mavi renkli olanlar ise belirli büyülü güçlere sahip idi. Altın renkli olanlar ise unique eşyalardı ve bazıları oyundaki en değerli eşyalardı. Eşyalar ve silahların belirli bir dayanıklılığı vardı, oyunda ona dikkat etmek gerekiyordu. Arada sırada town portal atıp eşyalar tamir ediliyordu. Griswold amca ücreti mukabilinde tamir işlerini hallediyordu. Warrior kendi silahını kendi tamir ediyordu ama dayanıklılık azalıyordu. Adamlar o yıllarda neler düşünmüşler valla...
![]() |
| İyi esnaf Griswold dayı müşterisini dükkanının kapısında karşılıyor :) |
Belirli bir süre sonra oyun biter, sonra loot adı verilen daha iyi ekipman bulmak için oyun defalarca oynanmaya başlardı. Diablo'nun güzelliği tüm katlar rastgele yaratıldığı için oyunda tekrar hissi dönemine göre pek azdı. Tabii ki temel görevler aynı tasarımdaydı ama ara katlar daha doğrusu dungeon'lar değişiyordu. Bazı özel bölümler ise arada sırada denk geliyordu. İlk aklıma gelen su kaynaklarını temizlediğimiz bölüm oluyor mesela. Poisoned Water Supply diye geçer meraklısına...
![]() |
| Butcher reisin mekanı. Oyunun ilk başlarında buraya girmek biraz g*t isterdi. |
Oyunda atmosfer son derece karanlık ve gotik idi. O dönemlerde aklımız başımızdan uçmuştu oyuncular olarak. Bazı düşmanlar harika yaratılmıştı, örneğin Butcher reis. Fresh meat diye tepenize atladığında aklınız çıkıyordu. Mesela oyuna daha yeni başladığınızda Butcher'ı öldürmek neredeyse imkansızdı. Acemi halinizle özel bölümünün kapısını açarsanız duyacağınız son şey, "Ahh... fresh meat!" cümlesi olurdu. O yüzden biraz ilerlenir, karakter güçlenir sonra geri dönüp öldürürdünüz mesela. Oyuna çeşit çeşit düşman vardı, basit iskeletler ile başlanır sonrasında Balrog, Knight, Lightning Demon, Succubus hanım kızlar gibi bir sürü rakip ile karşılaşırdınız.
Zaman içerisinde oyun normal seviyede bitirilir. Arkasından aynı hikaye "Nightmare" ve "Hell" seviyelerinde defalarca oynanırdı. Tabii ki herkes daha iyi silah daha iyi eşya peşindeydi. ARPG oyunları bu "loot" olayı ile oyuncunun gözünü döndürür, Diablo'da bunun erken örneklerinden idi...
![]() |
| Çoğu zaman burada nalları dikmek üzere olan bir abi olur, bu p*ştları öldür intikamımı al diye gazlardı bizi... |
Oyunun müzikleri de bana sorarsanız çok güzeldi. Toplamda -orijinal oyun için konuşuyorum- 6 şarkı Matt Uelmen tarafından bestelenmiş ve özellikle açılış şarkısı hafızalarımıza kazınmıştı. Oyunda çok sohbet muhabbet yoktu ama olanlar insanın hafızasına kazınmıştı. Yazayım bir kaç tanesini hemen hatırlayacaksınız. Deckard Cain; "Hello, my friend. Stay awhile and listen" Veya ilk dungeon'a indiğinizde duyduğunuz "The sanctity of this place has been fouled!" cümlesi gibi.
Oyunun dönemi için ilgi çekici multiplayer yani çoklu oyuncu özellikleri de vardı tabii. Dört oyuncuya kadar birlikte oynanabiliyordu. Hatta oyuncu oyuncuya karşı da savaşabiliyordu. Kulak mevzuunu hatırlayanlar olacaktır. O dönemler için her türlü bağlantı destekleniyordu, doğrudan bağlantı, modem bağlantısı, Battle.net bağlantısı ve IPX ağ bağlantısı. İlerleyen zamanlarda oyunun tabii ki amiyane tabiri ile b*ku çıkmıştı çünkü herkes hile veya trainer yazılımı kullanıyordu. Herkes god mode açıp ortalıkta dolaşır olmuştu.
Benim için en önemli bilgisayar oyunlarından birisi olan Diablo'nun kısaca hikayesi bu işte. Vakit buldukça farklı oyunlara da bakarız...
Bilgisayar Dünyasında RGB Çılgınlığı
Bilgisayar dünyası son yıllarda nereye doğru yol alacağını bilemedi. Bu kaybolmuşluk sonunda evlere şenlik bir trend ortaya çıktı maalesef. RGB manyaklığı... Yukarıda görebildiğiniz gibi hemen her bilgisayar bileşeni bugünlerde rengarenk LED ışıklar ile donatılmış durumda. Klavye ve mouse için ışıklandırma bir yere kadar gerçekten işe yarıyor. Özellikle klavyelerde ışıklandırma özellikle geceleri veya karanlık/loş ortamlarda kesinlikle faydalı oluyor. Bende hem dizüstü bilgisayarlarımda hemde kullandığım klavyelerde bir şekilde ışıklandırma olmasını seviyorum. Tabii benim sevdiğim şey tek renkli, harfleri görebileceğim bir ışıklandırma...
Ancak işlerin dozajı kaçmış durumda. Artık Mousepad'lerde bile RGB ışıklandırma var. Kulaklıklarda bile. Kasalar ise evlere şenlik. Her tarafından ışık fışkıran, binbir türlü efekte sahip olan bilgisayarlar her gencin rüyası. Arkadaş gözünüzde mi rahatsız olmuyor. Nasıl bir delilik bu anlamış değilim. Delilik burada da kalmıyor tabii ki, ışıklı kablolar hatta güç kabloları bile üretilmiş ve deli fiyatlara satılıyor.
Hafif bir fon aydınlatması hoş oluyor. Buna bir noktaya kadar katılırım. Dediğim gibi klavye ve mouse üzerinde makul bir aydınlatma kesinlikle faydalı. Ama arkadaş her ekipmanı, her bileşeni pavyona çevirmek nedir Allah aşkına. Teknoseyir'de Levent Pekcan, normal mouse'u al, ışık ekle, kırmızı yap, gaming mouse olsun, 5 katına sat diye özetlemişti günümüzün oyuncu odaklı pazarını. Firmalar paranın kokusunu alınca, iş klavye ve mouse'u geçip her şeyi pavyon moduna geçirmeye döndü.
Umarım bu modadan yakın zamanda kurtuluruz...
H.S.C.
Babamı kaybetmemizin üzerinden neredeyse 1 ay geçti. Sıkıntılı günlerimizde ailemizin yanında olan ve destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Uzun hastalık süreci benim için uzun bir sessizlik ile geçti. Bu dönemlerde arayan soran herkese teşekkür ediyorum, bir çoğunuz ulaşamadınız ama düşünmeniz yeter :)
Artık yavaş yavaş işlerimi yoluna koyma zamanı geldi. Arkasında da geriye kalan her şeyi toplamak gerekecek. Hayat bir şekilde devam ediyor, geriye kalan tek ise güzel anılar. Mekanı cennet olsun...
Stereo Mecmuası Yayın Akışı Hakkkında Bilgilendirme
Stereo Mecmuası ve alt bölümlerinde birkaç günden beri stoklamış olduğumuz yazılarımızı yayınlamaktayız. Önümüzdeki 1 ay boyunca da yine stoklarımızdaki yazılar ile yayına devam edeceğiz. Umarım süre daha fazla uzamaz diye umut ediyorum. Güncel haberler ve özellikle forum tarafında birkaç güne varan gecikmeler yaşanabilir. Tüm okuyucularımızın bilgilerine sunarız.
Madem ortalıkta yoksunuz bu yazılar nasıl yayınlanıyor diyenler olabilir. İşin sırrını şurada yazmıştım. Bir göz atabilirsiniz.
Star Trek Hoparlör
Tam adı Star Trek TNG U.S.S. Enterprise NCC-1701-D Bluetooth Speaker bu ilginç ürün filmlerde görmeye alıştığımız ses efektlerine sahip ve yetmemiş ışıklandırma da o şekilde yapılmış. Aslında hoparlör Star Trek: The Next Generation dizisinin lisansına sahip. Ses kalitesi -siz sormadan söyleyeyim, firmanın deyimi ile bambaşka bir deneyimmiş. Muhtemelen o deneyim oldukça can sıkıcı olacaktır. Ürün 80 Dolarlık bir fiyat etiketine sahip. Star Trek: The Next Generation hayranları aman siz siz olun sakin durun!
Devasa Pac-Man Makinesi
Japon Bandai Namco firması oyun dünyasına adını altın harflerle yazdırmış Pac-Man arcade makinesinin yeni versiyonunu duyurdu. Orijinali 1980 yılında pazara sunulan makinenin yeni versiyonunda 109" bir ekran kullanılmış ve kontrolcüsüne kadar özel bir tasarım yapılmış. Tabii ki her şey özel tasarım olunca fiyatta özel olmuş. Sadece 11.000 Dolar(cık)
McIntosh MT2 Precision Turntable
McIntosh firmasının yeni pikabının haberleri çıktığı zaman acaba klasik bir tasarım gelecek mi diye düşünüyordum. Ama McIntosh tasarımcıları beklentileri yine yanıltmayı başardılar. MT2 Precision Turntable adını verdikleri yeni pikap yine garip LED ışık destekli tasarımı ile pavyon işi pikap geleneğini devam ettirme konusunda iddialı. Işık yansıtsın diye eklenen akrilik paneller olmasa bu defa güzel bir tasarım yapmışlar aslında.
Bir daha ki sefere daha klasik bir tasarım yaparlar inşallah!
Pioneer A-8800X
Pioneer A-8800X amplifikatör. Kanal başı 75w güç üretebiliyor. Ağırlığı yaklaşık 12 kilogram! Üretim tarihi 1979. Bu ampli aslında meşhur M-25 güç amplisi ile beraber tasarlanmış ve mimari açıdan birbirlerine çok benzerler. M25 ilk önce Japonya arkasında da tüm dünyada büyük ilgi görünce A-8800X biraz gölgede kalmış. Ancak M-25'lere bu denli fazla para vermek istemeyenler için güzel bir seçenek olmuş zamanında ...
Dual Reklamı
Dual markasını severiz. Geçmişte hep güzel anılarımız olmuştur. Hatta Stereo Mecmuası'nda özel bölümümüz bile olduğunu biliyorsunuzdur sanırım. Ama yukarıda gördüğümüz reklam tam bir facia olmuş. Ben koltukta oturan teyzeden korktum valla :) Ya Dual alırsınız ya da sizi fena yaparım der gibi bakmış teyze...
NEC A-11
NEC A-11 entegre amplifikatör. Üretim tarihi 1983. Kanal başı 70W güç üretebilen ürün 24Kg ağırlığında... NEC ürünleri özellikle Avrupa'da hatta aslına bakarsanız batı dünyasında pek az görülür...
Miles Davis - Sketches of Spain
Sketches of Spain kaset fotoğrafını görünce aklıma geld, tabii ki albüm. Sketches of Spain” müzik eleştirmenleri tarafından daha ilk yayınlandığı dönemlerden bugüne hep ayrı bir yere konulmuştur. Bir çok kişi için bir caz albümünden daha fazlasıdır. Özellikle caz dünyasında pek rastlamadığımız müzik enstrümanlarının neredeyse dahiyane kullanımı albümü müzik tarihi açısından bambaşka yerlere götürmüştür. Ayrıntılar için buraya tıklayabilirsiniz.
Western Electric Döndü!
Senelerdir Western Electric dönüyor, dönecek diye muhabbetler vardır mutlaka bilirsiniz. Ancak biz dönüşü 300B lambalar ile bekliyorduk ancak karşımıza bir anda cihazlar çıktı. Kimsenin beklemediği bir hamle idi bu. İlk ürün 97-A Monoblock amplifikatör. 8 adet WE 300-B ile donatılan güç amplifikatörü 50.000 Dolarlık fiyatı ile dudak uçuklatıyor. Fotoğrafları aşağıda...
İkinci ürün ise 116-C RIAA Phono Pre-Amplifier adını taşıyor. İsminden anlayacağınız gibi bir pikap katı ve 7.000 Dolar seviyelerinde fiyat etiketi var. En yukarıda gördüğünüz vintage plaket ise benim şahsım adına tek ağzımı sulandıran ürün. 200 Dolar seviyelerinden bir fiyat etiketi var. Ayrıca 755-A sürücü için tamir konisi ve bazı kablolarda pazara sunulacak. Ayrıca bir CD çalar hazırlanmış. Bunun da fiyatı yaklaşık 6.000 Dolar seviyelerinde.
Bana biraz fantazi gibi geliyor Western Electric'in dönüşü ama bir yandan da uzakdoğu pazarlarında ciddi bir talep görme ihtimali yok değil. Ama özellikle amplifikatör tarafında fiyat düşündürücü!
Pioneer PLC-1700
Pioneer PLC-1700, 1973 yılında üretilmeye başlamış. Direct Drive (DD) tasarıma sahip olan üründe istenilen uzunlukta kol kullanılabilsin diye şasi özel olarak üretilmiş. Biraz büyük mü sanki :)
Bir Orkestranın Sonu
Yahu bu Japonları anlamak mümkün değil. Kendi müziğinizi kendiniz icra etsenize efendiler neden oradan buradan müzisyenlere ihtiyaç duyuyorsunuz. Bildiğiniz gibi Paul Mark çok önemli bir caz piyanisti. Grubunu toplayıp Japonya'ya gider ve orada müthiş melodileri kaydeder. Albüm kapağı ise Paul Mark'ın Japonya'da yaptığı bir kaçamak ile alakalı. Bu albüm yayınlandığında durumdan kıllanan eşi Irene Mark boşanma davası açmıştır. Paul Mark bu davayı kaybettikten sonra müziği bırakmış ve caz müziği çok önemli bir büyük orkestrayı kaybetmiştir.
Technics SU-3500
Technics SU-3500 amplifikatör. Kanal başı 125w güç üretebiliyor. Ağırlığı yaklaşık 10 kilogram! Üretim tarihi 1975. Bizim memlekette az bulunur ürünlerdir 1970'lerde. Bu yıllarda Japonlar daha dış piyasalara yavaş yavaş açılmaya başlamışlardı. Sonrasında ise durum malum...
Dual Elektronikler
Dual pikap piyasasında popüler oldukça ampliler, receiver'lar ve radyolar üretmiş. İlk dönemlerde son derece sade tasarımları olan ürünler üretirken ilerleyen yıllarda Japon üreticilerin rekabeti ile daha komplike ve karmaşık tasarımlar da yapmışlar. İşte bu tarz ürünler bir Alman elektronik dergisindeki reklamlarda boy göstermiş.
Kaydol:
Yorumlar
(
Atom
)



























































