Plak İllustrasyonu
Brock Davis tarafından yapılmış bir illüstrasyon. Bu fotoğrafı Pain Tranché web sitesinden aldım. Başrolde tabii ki plak var. Çok hoş!
Crosley CR6002A-BK
Stereo Mecmuasında eski Crosley ürünlerini sevdiğimizi fark etmişsinizdir. 1920'lerde kurulan firma zaman içerisinde rekabetten dolayı oldukça farklı pazarlama stratejileri geliştirmek zorunda kaldı. Eskinin güzel ahşap lambalı radyolarının yerini, garip plastik görünümlü ürünler aldı. Uuygun fiyatlara satılan ürünler, evlerinde eski görünümlü pikaplar, müzik setleri görmek isteyenlerin tercihi oldu. Ülkemizde bu ürünleri çeşitli gözde "trendy" mağazalardan edinmek mümkün. Amerika'da 150 dolara satılan bir müzik setine bunun bir kaç katını vermeye istekli insanlar olduktan sonra bunlar sorun değil herhalde. Yazıyorsun da, alternatif var mı derseniz, yok ne yazık ki. Eh öyle olunca konuyu kısa keselim.
Efendim, Crosley CR6002A-BK diye yeni bir ürün duyurdu. Bu aslında taşınabilir bir plak çalar. Bundan onlarca yıl önce bildiğim kadarı ile ilk önce Audio Technica tarafından ortaya çıkartılan bir konsept. Crosley, ürünü biraz modernleştirmiş. Biraz mı?
Bu minik pikap USB üzerinden bilgisayara bağlanabiliyor. Bu sayede plaklarınızdaki müziği bilgisayarınıza atabiliyorsunuz. kutunun içerisinde her türlü yazılımda geliyormuş. Pikap 33 ve 45'lik plaklarınızı okuyabiliyor. Bir de üzerine kendi hoparlörleri var. Fiyat ise makul 150 Dolar(cık) Tabii bu fiyat Amerika için geçerli.
Pikap Kolu Projesi
Sonunda özgün pikap kolumun hesap kitap işlerini bitirip gerekli hesaplamaları yaptım. Her zaman olduğu gibi küçük bir çizim yaptım. Tabii ki bundan sonra parçaların üretileceği malzemelere göre özkütle ağırlıklarını hesaplayıp, her parçanın nihai ağırlıklarını hesaplama karmaşası başlıyor. İlk eskizi bloğuma ekleyeyim dedim. Bakalım son hali bu çizime benzeyecek mi?
iCubes, Renkli CD, Plak Depolama Çözümü!
iCube diye bir firma var. Belki duyanlarınız olmuştur. Firma plastikten oldukça şık plak ve CD depolama çözümleri sunuyor. İkili ve yukarıda gördüğünüz gibi tekli modelleri var. O kadar ilgi çekici renkleri var ki, tek tek hepsinden alıp rengarenk bir plak ve CD rafı yapabilmek mümkün. Plak ünitelerinin teklileri 20 Sterlin'den başlıyor. İkili üniteler ise tabii ki daha hesaplı 35 Sterlin. iCube renklerin daha ilgi çekici olması için, 3 kez üst üste boyamış. Turuncu, kırmızı, mavi gibi bir sürü ilginç renk var. Her plak ünitesi yaklaşık 100 adet plak alıyor (muş) Yukarıdaki plak saklama ünitesinin tasarımlarına çok benzeyen CD ve DVD üniteleri de var. Bunların tamamını bir arada kullanarak son derece renkli bir depolama çözümü oluşturabilirsiniz.
Tabii bu çözümler göreceli olarak makul seviyelerde arşivi olan meraklıları ilgilendiriyor. Örneğin salonda duran 1.000 adet CD'yi iCube ünitelerine koymak isterseniz ortaya acayip bir rakam çıkıyor...
Bu tarz şenlikli ürünleri ülkemizde bulmak son derece güç. Aslında şeytan diyor ki, sırf bunları ithal edip satan bir firma aç ama herhalde bir senede batarım:) iCube web sitesini ziyaret edeyim derseniz www.i-cubes.uk adresini kullanabilirsiniz.
Ereshkigal, Sevinmek veya Üzülmek Arasındaki İnce Çizgi
Benim Ereshkigal pikap projemi sanırım biliyorsunuzdur. En azından zaman içerisindeki gelişimi bloğumda okuyucularımla paylaşmıştım. Hatta Stereo Mecmuasında proje ile alakalı bir yazı da yayınlamıştık. Okumadıysanız sizi buraya alalım. Neredeyse 3 sene boyunca tasarımı olgunlaştırmak için çok araştırıp, çok fazla okuyup, çok fazla denemeler yapmıştım. Yaptığım çalışmaların bir kısmını bilinçli olarak yaptım, bir kısmı şans eseri aklıma geldi. Velhasıl kelam, ortaya çıkan sonuç son derece güzel oldu.
Sizlere bir önceki yazımda L'Audiophile'in senelerdir aradığım sayılarını bulduğumu söylemiştim. Dergide yayınlanmış yazıları okurken 1980'de yani bundan 30 yıl önce yayınlanmış bir yazı çok ilgimi çekti. Yazı, toplam 3 bölüm halinde yayınlanmış. Haliyle yazı dizisi diyebiliriz. Dizinin ismi; "Réalisation d'une platine de très haute qualité" Çok üst kalite bir pikabın tasarlanması (veya üretilmesi) şeklinde çevirebiliriz. Yazıdaki bazı bölümler benim yaptığım pikap çalışması ile bayağı şekilde benzeşiyor. Açıkçası hem kendime hayret ettim, hemde üzüldüm. Kendime hayret etme sebebim, bir mühendis olmamama rağmen bazı doğruları kendi kendime bulmuş olmam. Tabii bunları insanların 30 sene kadar önce bulması biraz acı veriyor insana. Oldukça kısıtlı matematik, fizik ve benzeri fen bilimleri bilgimle 3 senelik çalışmanın sonucunda 30 sene önce yazılan çizilene ancak ulaşmış olmam, üzücü bir durum mu, yoksa sevindirici mi bilemiyorum. Asıl üzücü durum, bu yazılara 3 sene önce ulaşmış olsaydım, tasarımımı çok daha hızlı şekilde şekillendirebilirdim. Ancak o zaman fazlasıyla esinlenilmiş olurdu. En azından bugün kendi kendime yaptığım işin tasarım aşamasının özgün olduğunu söyleyebiliyorum. Tabii son tasarım için bunu söylemek mümkün değil (miş)
Yukarıdaki bölüm, aslında iki ayrı sayfadan alıntı içeriyor. Makalenin bu bölümü, pikap şasisi için ölçülere ve malzemeye karar vermek konusunda bilgiler içeriyor. Bu bölümü okuyup, konuda uzmanlaşmış atölye kısmını görünce aklıma Fatih Burs geldi. Umarım kulakların çınlar. Her şey için tekrar teşekkürler! Makalenin ilerleyen kısımlarında granit ile alakalı bilgiler ve hesap işlemleri var. Anlayabildiğim kadarı ile burada anlatılan optimal şasi oluşturma işini, biz kazaran doğal yekpare malzemeden benzer şekilde ve benzer ölçülerle yapmışız.
Yukarıdaki bölümde ise öncelikle motor sisteminin şasi dışına alınması ile alakalı bilgiler verilmiş. Ancak asıl ilginç olan makalenin sol alt köşesindeki resim. Makalenin son bölümünde resimde gösterilen yapı, benim pikabım için tasarladığım yapıya son derece benziyor. Tabii bu bölüm kol için tasarlanmış, ancak ben pikabın geneline bu tasarımı uygulamışım. Bunun avantaj ve dezavantajları yazıda anlatılmış.
Bu kadar yazıyı ne için yazdım. Günümüzde ülkemizde DIY projeleri konusundaki anlayış bir miktar değişmiş olsa da, yine bir çok meraklının bakış açısı olumsuz. Hatta kendisi bir şey yapmak isteyenler bile, zorluklar karşısında kolayca vazgeçebiliyorlar. Ancak ben ve benim gibi mühendislik bilgisi olmayan, temel matematiğin ötesindeki işlemlerle, karmaşık fizik ve diğer fen dalları ile en ufak bir alakası olmayanlar bile ders çalışarak, üzerinde uğraşarak veya deneyip yanılarak belli doğrulara ulaşabiliyorlar. Evet günümüzde bir çok şey, çok daha önceden keşfedilmiş olabilir. Ancak keşfedilen şeyleri bile kendi kendimize anlamak bile önemli bir adım.
Uzun lafın kısası, aklınızda bir şeyi yapmak varsa, elinizden gelen gayreti gösterip, yapmaya çalışın. Bazen -kazaran dahi olsa- ortaya çıkan sonuç başarılı olabiliyor. Benim mütevazi projem bunun bir örneği olabilir.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)