Amniosentez


Hamilelik sürecinin ikinci 3 ayında karşınıza gelecek ne riskli olay Amniosentez denilen bir test. Bu test dışarıdan bakıldığında pek kolaymış gibi gözükmüyor. İşin içerisine girince hiç kolay olmadığını anlıyorsunuz.

Olay şu, eşinizin karnından hamileliğin yaklaşık 16-20. haftaları civarında acayip bir iğne kullanarak örnek yani su alınması. Bu işlem yapılırken bebeğe zarar vermemek için en ufak hareket bile ultrason ile kontrol ediliyor ve uygun zamanlama ile anne karnından su alınıyor.

Amniosentez neden yapılıyor. Size daha önce bahsettiğim tarama testlerinde kesin sonuç alınamadığı için burada çok yüksek isabet ile sonuç alabilmeniz mümkün. İleri yaş hamileliklerinde de bu işlem öneriliyor. Bizim için yaş konusunun yanında ailelerimizin geçmişinde sorunlu bazı ufaklıkların olduğunu bildiğimiz için Amniosentez yaptırmaya karar verdik.

Bu testin sonunda bir kaç gün içinde size %95 üzerinde bir doğrulukla sonuç geliyor. Biraz daha beklediğinizde ise çok daha ayrıntılı bir rapor ile doğruluk oranı daha da yükseliyor. Anlayacağınız kafanızda hiçbir soru işareti kalmıyor.

Bu testin en kötü tarafı bazı risklerinin olması. İğne bebeğe isabet ederse zarar verebileceği gibi bazı komplikasyonlarda yaratabiliyor. Ancak önlem ve dikkat ile riskleri çok azaltabilmek mümkün.

Amniosentez için doktorunuz size bir gün verdiğinde korkak adımlarla evinizden çıkıp yola koyuluyorsunuz. Doktorunuz yanında genelde bu konuda deneyimli bir hemşire ile hazırlıklara başlıyor. Bu işlem öyle hemen yapılamıyor. Bebeğin hareketsiz durması lazım. Eğer çok hareketliyse bir mola veriliyor ve bekleniyor. Örneğin yarım saat sonra tekrar denemeler başlıyor. Bizim doktorumuz Semih Hızıroğlu bu konuda çok dikkatli bir doktordu ve süreç bildiğiniz saatler sürdü.

Bunun bir süresi yok. İşlem saniyelik bir işlem ama uygun konum ve hareketsizlik çok önemli olduğundan saatler sürebiliyor tıpkı bizde olduğu gibi. Anlayacağınız biz babaları yine uzun bir bekleme süreci bekliyor. Önce Allah'a sonra doktorunuza güvenip ilerlemekten başka yapabileceğiniz bir şey yok.

Bu testin sonucunda eğer hali hazırda belli değilse çocuğunuzun cinsiyeti de %100 oranında belirlenmiş oluyor.

Tabii ki bu testi yaptırmama şansınız da var. Bir zorunluluk değil. Karar sizin. Doktorunuzla konuyu enine boyuna tartışın. Dikkatle ve özenle yapıldığında korkmanız için bir sebep yok.

Operasyonun ardından eşiniz birkaç gün yatak istirahatine hak kazanıyor. Tüm lojistik size emanet. Eh zaten bunlara şimdiye kadar alışmış olmanız lazım.

Küçük bir ipucu: Eğer aynı şehirdeyseniz annelerinize veya kardeşlerinize olmadı akrabalarınıza veya arkadaşlarınıza başvurarak azıcık yemek stoğu yapmak, lojistik hizmetlerinizi büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Yemek seçimleriniz kolay yenilebilir, hafif ve eşinizin sevdiği yemeklerden olsun. Birkaç gün içerisinde en geç 5 güne normal hayatınıza tabii hamilelikteki normal hayatınıza döneceksiniz.

Hadi geçmiş olsun....




İyi Bayramlar



Tüm okuyucuların bayramını kutlarım. Herkese iyi tatiller ve/veya iyi dinlenmeler. :)

Testler: İkili, Üçlü, Dörtlü, Panaroma



Hamileliğin ikinci 3 aynın en önemli devinimi bebeğinizdeki olası sorunları belirlemeye yarayan testler olacak. Bu testlerin binbir türü var ve hiçbiri kesin yani %100'lük bir sonuç veremiyor. Siz benim yazdıklarımı sadece bir ön bilgi olarak düşünün, detayları doktorunuzdan öğrenin. Ben anladığım kadarı ile sizlere bu testler hakkında bilgi vereyim.

-İkili test, Tüm testler içerisinde en çok ismini duyacağınız şey bu. Bu bir nevi inceleme denilebilir. Ultrason cihazında çocuğunuzun bazı değerleri ölçülüyor ve annenin kanında alınan örnekte bazı maddelere bakıp özellikle "Down sendromu" riski belirleniyor. Sonuç genelde bilgi verici bir düzeyde yani kesin bir sonuç veremiyor. Bu testte bir anormali görülürse daha kapsamlı testler yapılması gerekiyor. Bu testte bakılan asıl konu zeka geriliği ve bazı organ anomalileri olan hastalıklar...

-Üçlü test: Yine zeka geriliği, kalp anomalileri ve diğer bir çok organ anomalilerine bakılan bir test. Ultrasonda yapılan ölçümler ile annenin kanındaki bazı maddelere bakılarak olasılıklar belirlenmeye çalışıyor. Aslında ikili test ile aynı prosedür ancak dönemler farklı ve araştırılan maddeler farklı oluyor. Bu testin yaklaşık %70'lik bir başarı oranı olduğu söyleniyor.

 -Dörtlü test: Bu üçlü testin bir gelişmiş versiyonu gibi düşünün. Bu test "Üçlü Test"in sonuçlarını yüzde 10-15 civarında geliştiriyor. Ancak yine keskin bir sonuç elde etmeniz mümkün değil.

Ben bu test işlerini ilk duyduğumda bir halt anlamadım. Olay aslında şu, özet geçeyim sizlere. Hamilelik aslında ay ile ölçülerin bir süreç değil. Asıl birim haftalar. Yukarıdaki testler belirli hafta aralıklarında yapılan testler. Yani ikili olan üçlüden daha iyi daha gelişmiş diye bir şey yok. Zamanı geldiğinde uygun testi yaptırıyorsunuz.

Birde Panorma testi var. Bu testte yine bazı ölçümler ve anne kanından alınan kan ile bebeğin kromozonlarındaki genetik verilerin okunmasına dayanan en yeni testlerden bir tanesi. Başarı oranının çok çok yüksek olduğu söyleniyor. Eğer Amniosentez testinin risklerinden korkuyorsanız doktorunuzla bu test hakkında görüşebilirsiniz.

Hakan siz ne yaptınız derseniz, hemen söyleyeyim. Biz ikili, üçlü ve dörtlü testleri direkt olarak pas geçtik. Direkt olarak Amniosentez testine odaklandık. Zaten 35 yaş üzerindeki hamileliklerde bu test öneriliyordu, diğerleri ile hiç uğraşmadık.

Burada karar sizin. Doktorunuz ile görüşüp sizin için en doğru seçeneği bulmanızda önemli katkı sağlayacaktır. Tabii ki hiçbir test yaptırmama seçeneğiniz de var. Buna da saygı duyarım. Ama kendi adıma o riske girmem ve girmedim...

not: Başlıktaki banner'daki tezahüratı pek beceremedim ama orijinali şu: 1..2..3 gol yetmez / 4..5..6. olsun / Metin, Ali Feyyaz koysun / Beşiktaş şampiyon olsun. Makbulü, her kıtanın ayrı tribün tarafından hömkürülmesidir... 






Bitip Tükenmeyen Tekmeledi mi, Tekmelemedi mi Mevzuuları


Eşinizle yalnız kaldığınızda ve hatta topluluk içindeyken en önemli sosyal faaliyetlerden bir tanesi tekmeledi mi, tekmelemedi mi mevzuu oluyor. Anne zaten bebeği içinde bir süredir büyüttüğü için en ufak hareketini bile fark eder hale geliyor. Ufaklık büyüdükçe tekmelemeleri daha bir hissedilir hale geliyor.

İlk başlarda, sizde elinizi karnına koyup bu tekmelemelerden nasibinizi almaya çalışıyorsunuz ama nafile pek hissedilmiyor. Seçil "bak vurdu hissettin mi" diye sorduğunda aval aval yüzüne bakıyordum sadece. Tabii ilk başlarda.

İlerleyen dönemlerde ufaklık büyüdükçe tekmelerin şiddeti artıyor ve sizde hissetmeye başlıyorsunuz. Tabii o anlarda garip hisleriniz oluyor. Sadece ben değil eve gelen tüm aile fertleri ellerini eşimin karnına koyup tekmelemelerden nasiplenmeye çalışıyor. Bizim milletin hamile karnı sevmesi garip bir olay.

Markette önünüzde sıra bekleyen Hatice teyzeyi bıraksanız o da hemen yumulacak eşimin karnına. İlerleyen dönemlerde bu bir nevi etkinlik haline geliyor. Aile geniş ise olayın b*ku çıkıyor.

Bu görüntüye alışın, tekmeledi mi tekmelemedi mi :)

Tekmeleme olayı evet ilginç ama benim açımdan bir doğrulama gibiydi her zaman. Bazen eşimin sancıları olduğu zaman veya zorlu geçen bir gecenin ardından sabah ilk sorduğum şey tekmeliyor mu oluyordu. Cevap evet olduğunda içim rahatlıyordu, bizimkini keyfi yerinde ve ben buradayım iyiyim diyordu bana sorarsanız.

İlerleyen aylarda özellikle de 6 aydan itibaren en zor hisseden insan bile olsanız artık karnın bir tarafa doğru şiştiğini içeridekinin bir o tarafa bir öbür tarafa yaslandığını gözünüzle görebilir hale geliyorsunuz. Ama o zamanlara daha vakit var...

Not. Zamanında Alien gibi filmleri seyrettiyseniz bu karnın içinden hissedilme olayı insanı bir yandan da ürkütmüyor değil. Acilen zihninizden o görüntüleri atmaya çalışın.





Hamilelik İlk 3 Ayın Tablosu


Evet hamileliğin ilk ayında bir baba adayı olarak neler neler yaşadık. Artık daha düzenli beslenen bir insan oldunuz. Eşinizin daha özenli beslenmesi gerektiğinden sizin alışveriş davranışlarınız değişmiş olmalı. Artık alışverişinizde daha özenlisiniz. Evinize mümkün olduğunca et, tavuk ve balık gibi çocuğunuzun gelişiminde önemli gıdalar alıyorsunuz. Mutfağa yabancı bir insansanız bile ufak tefek şeyler pişirmeyi öğrenmiş olmanız lazım. Eşinizin iştahının maşallahı var ve ağzına kadar dolu buzdolabı iki üç günde boşalıyor. Alışveriş yapmak artık bir kabusa dönmüş durumda.

Benim gibi hastane, laboratuvar ve doktorları sevmeyen bir insansanız bile en iyi arkadaşınız kadın doğum uzmanınız olmuş durumda. Artık güle oynaya doktora gidiyorsunuz muhtemelen. Hele ultrason görüntüsü en sevdiğiniz film haline gelmiş bile olabilir. Çocuğunuzu ilk gördüğünüzde 3cm civarında iken 3 ayın sonunda organları gelişmiş ve belgesellerde görmeye alıştığımız şekle bürünmüş durumda. Doppler ile kalp atışlarını duymak ise bambaşka bir duygu zaten.

Mide bulantısı ve kusma hayatınızın günlük birer parçası. Hayatta yapmam, tiksinirim dediğiniz hemen her şeyi yapıyor buldunuz kendinizi. Ancak bunlar daha başlangıç, uzun bir süreç var önünüzde.

Baba olarak lojistik konusunda bambaşka bir boyuta geçmiş olmalısınız. Aşerme, nefsinizi terbiye etmiş durumda ve yeni stratejiler geliştirdiniz. Kışın ortasında kavun bulmak gibi absürd görevleri başarı ile atlattınız.

Eşinize uzanmak veya eğilmek yasak. Gerekirse hayatı kolaylaştırmak için yapısal değişiklikler yapmanız gerekebilir. Mesela çok sık kullanılan tencereleri daha kolay ulaşabilir yerlere koymak. Aynı şekilde eşyaları da...

Eşinizle eskisi gibi sokaklara dökülüp saatlerce gezemiyorsunuz. Artık hızlı şekilde yoruluyor. Ayrıca dükkan kapandı kapanacak, malum konu fazla ayrıntıya girmeyeyim, anladınız siz durumu! Evdeki muhabbetler değişmiş, eksen tamamen kaymış durumda. Çocuğunuzun cinsiyeti belli oldu olacak. Bunun heyecanı var hafiften.

Duygu patlamalarını kendiniz ruh hastası olmadan atlattınız. Artık daha kuvvetli bir insansınız. Ancak macera daha yeni başlıyor. İkinci üç aylık periyod başlıyor. Hadi yolumuz açık olsun...