Çarşıya pazara çıktığınızda önünüze sınırsız seçenekler çıkıyor. Her bütçeye göre seçenekler mevcut. Burada daha önce baba olmuş arkadaşlarınızdan bilgi alabileceğiniz gibi internetten bir çok ürün hakkında geniş kullanıcı deneyimleri hikayeleri bulabilirsiniz. Ben size kendi deneyimlerimi anlatacağım belki faydası olur. Bende alışverişe başlamadan önce bazı arkadaşlarımla konuştum. Bu noktada özellikle kendiniz gibi düşünen arkadaşlarınızın deneyimleri çok önemli. Mesela ben son derece ince eleyip sık dokuyan bir insan ve son derece titiz olan sevgili Murat Şengeldi'den kapsamlı malumat aldım. Kısa bir alışveriş listesi hazırlayıp yola çıktım.
Bu noktada bütçemin ucu açıktı. Çarşıda pazardaki herhangi bir modeli alabilecek kadar para koydum cebime. Önceliklerim ise şunlardı.
1- Ana kucağı hafif olmalı. Bir süre boyunca bu ana kucağı denilen alet sizin elinizden düşmeyeceği için bu parçanın hafif olmasında fayda var. Bu aynı zamanda yolculuk sırasında arabanın arka koltuğuna monte edilebiliyor. Bu alanda güvenlik standartları oldukça sert olduğundan alışveriş mantığında pazarda karpuz alır gibi ağırlık ölçmek esasına dayalı. İkinci önemli şey ise seçeceğiniz ana kucağı satın almayı planladığınız bebek arabasına monte edilebiliyor mu konusu var ama bu aslında çok elzem bir şey değil. Ortalıkta belirli standartlar olduğundan adaptörler vasıtası ile her marka birbiri ile uyumlu hale getirilebiliyor.
Bunlarla uğraşmak istemezseniz "travel sistem" denilen olaya girebilirsiniz. Bu bebek arabası ve ana kucağının beraber satıldığı setlere deniyor. Uyum sorunu, adaptör ile uğraşmak istemeyenler için en akıllıca çözüm.
2- Yaşadığınız veya gezdiğiniz yerlere uygun tekerlek yapısı. Bu da konforunuz ile doğrudan alakalı bir şey. Genelde büyük tekerlekler farklı yer koşullarına en iyi uyum sağlayan çözümler. Bu noktada 3 tekerlekli, 4 tekerlekli çözümler var. Ön veya arka bazen tüm tekerlekler büyük olabiliyor. Hareket kabiliyeti açısından önde büyük tekerlek arkada büyük tekerlek en mantıklı kombinasyon(muş)
3- Bebek arabası kolayca açılıp kapansın. Kucağınızda bebek varken arabayı katlamanız gerektiğinde çok zorlu bir işlem yapmanız gerekiyorsa o arabadan hemen vazgeçin. Sonuçta bu arabayı eşinizde kullanacak. Tek bir hareketle katlanan bebek arabaları daha konforlu bir deneyim sunuyor. Satın alma aşamasında çeşitli senaryolara göre denemeler yapın.
4- Katlanınca boyut. Otomobil bagajına sığmak veya evde az yer kaplaması bebek arabası için olmazsa olmaz özellikler. Büyük tekerlekli arabalar bir noktada sıkıntı çıkartabiliyor. Bu noktada tekerlekleri tek harekette sökülüp takılabilen modeller avantaj sağlıyor.
5- Servis güvencesi. Bu arabaların illaki bir yerleri çıkıyor ve kırılıyor zaman içerisinde. Satıcılara sorarsanız "abi bizim garantimiz şöyle böyle" diye anlatıyorlar ama inanmayın. İnternetten almayı planladığınız model ile alakalı yorumlara bakın. Çok şikayet varsa uzak durun ve daha bilindik markaları tercih etmeye çalışın.
6- Bebek arabasının ağırlığı. Günümüzde kompozit malzemeler ve alüminyum sayesinde bebek arabalarının ağırlıkları bayağı düşmüş durumda. Ama siz alışverişe gittiğinizde yine karpuz tartar gibi deneme yapın. Kağıt üzerindeki ağırlığı kaldırınca işlerin rengi değişiyor. Cengaverlik yapmanın alemi yok.
7- Aksesuarlar. Bebek arabası yaz kış kullanılan bir şey olduğundan farklı mevsimlere göre farklı ihtiyaçlar olabiliyor. Yağmurlu havalar için koruyucudan, rüzgar koruyucusuna kadar binbir çeşit aksesuar var. Bu aksesuarların arabanın bir yerlerine yerleştiriliyor olması önemli bir avantaj sağlıyor. İyi tasarımlarda arabanın her yerinden bir şey çıkıyor. Bu ağırlığı biraz arttırıyor ancak konfor da artıyor. İhtiyacınıza veya yaşadığınız bölgeye göre önceliklerinizi belirlemek önemli.
8- Boy. Eşimle benim boylarımız oldukça uzun olduğundan bebek arabasının boyu bizim için çok önemli bir kriterdi. Özellikle de tutma yerinin yüksekliği.
Sizde böyle bir liste yaptığınızda markalar otomatikman elenmeye başlıyor. Kısa bir liste elde ediyorsunuz. Ben arkadaşlarımın deneyimlerine göre bir kısa liste oluşturdum. Sonrasında tüm bu listeyi denemek üzere mağazaları gezdim.
Listemdeki ilk ürün "Nuna" diye bir markaydı. Bu markayı bir arkadaşım (Doruk aka DHemen) önermişti. Bir süredir kullanıyordu ve mutluydu. Satış noktası olarak İzmir Park AVM'de e-Bebek mağazasını buldum. Hemen yola çıktım. Aslında arabalar gayet güzel fiyatları da makul sınırlardaydı. Bana sorarsanız birazcık ağırdı. İşte bu noktada esnaflık ve satıcılık becerisi önem kazanıyor. Ben başıma geleni anlatayım.
O gün bahsi geçen mağazaya gittim ve alışveriş yapmaya istekliyim yani param cebimde. İlk önce bize yardımcı olacak bir arkadaş bulmak için bayağı cebelleştik. Reyondan sorumlu arkadaş bir modeli bize önerdi. Modelin özelliklerini saydı kısaca. Ama bayağı kısaca, "basıyorsun açılıyor, basıyorsun kapanıyor" Hımm çok iyimiş deyip başka neler var dedim. Abi bu modelin bir üstü var dedi. Dedim onu göster. Arkadaş binbir nazla reyona geldi modeli gösterdi. Bunun ne farkı var deyince "abi basıyorsun açılıyor, basıyorsun kapanıyor, bir de diğerine göre daha hafif" dedi Hımm dedim. Bu noktada sizi düşünen esnaf mantığına girdi ki bu çok başvurulan bir satıcı taktiğidir, "abi sen bunu boşver sana ilk gösterdiğim modeli al" dedi, "hem daha ucuz hemde özellikleri aynı" Peki dedim başka ne seçeneklerimiz var ve bir kaç marka saydım, satıcı arkadaş, abi bu marka süper, diğerlerine bir sürü para vermene gerek yok onlara da basıyorsun açılıyor, basıyorsun kapanıyor deyince. İçimden senin kafana s***yım deyip mağazayı terk ettik.
Ben genelde mağazalardan bakıp internetten başka sitelerden sipariş etme mantığını pek sevmem ama böyle firmalara müstahak hiç kusura bakmasınlar...
Bunun üzerine bu iş böyle olmayacak deyip İzmir'in güzide alışveriş merkezi Agora'daki Joker mağazasına doğru yola koyuldum. Aslında AVM'leri hiç sevmem ama böyle alışverişlerde faydalı oluyor. Joker mağazasına girer girmez hoş geldiniz diyerek güleryüzle karşılandık. Satıcı dediğin böyle olmalı.
Eşimin hamile olduğu belli bir şekilde bir ürün satma olasılıkları çok yüksek. Benim giyimimden kuşamımdan nasıl bir ekonomik düzeye sahip olduğum pek belli olmaz genelde ama alıcı havam var mağazaya girdiğimde anlaşılan. O dakika itibarı benim içimdeki düşünce, parası ne olursa olsun alışverişi tamamlamak ve rahat etmek. Uzayan alışverişleri hiç sevmem.
Geleneksel olarak satıcı ne tarz bir şey düşünüyorsun diyerek konuya girdi. Önceliklerimi söyledim ve uygun olan tüm ürünleri fiyattan bağımsız önüme dizmesini istedim. Fiyatını bilmeyeyim ki, psikolojim bozulmasın...
Benim tercih ettiğim araba bu arkadaş oldu. Listemdeki önemli kriterlerin tamamına yakınına uydu. Sadece ana gövdesi daha doğrusu şasisi diğer markalara göre biraz daha ağır gibi ama diğer komponentlerin hafif olması sayesinde toplamda aynı ağırlık düzeyine geliyorlar. Tavsiye ederim. |
Neyse 6-7 arabayı hemen denedim. Daha doğrusu pazardan karpuz alır gibi tarttım. Yaklaşık 5 dakika sonucunda liste 2'ye indi. Concorde marka bir bebek arabası ve Bugaboo markası. Concorde bana Murat arkadaşımın önerdiği markaydı, Bugaboo ise bu işin en bilinen markalarındanmış. Liste ikiye inince özelliklerini saymasını istedim satış görevlisinden. Ooo durdurmasam çocuk firmaların tarihine de girecek. Sonuçta Concorde Neo serisi bir bebek arabasına bir tomar para ödeyip mutlu mesut mağazadan çıktık. Satıcı işini harika yapmıştı bana sorarsanız. Belki bu arabayı internetten satın alsam birazcık daha ucuza mal olabilirdi ama böyle satıcıları seviyorum. Sattığı ürünün ne olduğunu gerçekten bilen adama fazladan bir miktar para verebilirim.
İlerleyen dönemlerde baton puset teknolojisine de bakış atacağız hep birlikte. Ama bunun için bebeğin doğup biraz büyümesi gerekiyor...
Not: Bebek arabası konusunda sağlam bir ikinci el pazarı var. Eğer bir model hoşunuza gidip bütçenizi aşıyorsa göz atabilirsiniz. Ayrıca çevrenizde daha önce çocuk sahibi olan arkadaşlarınız var ise kendi arabalarını size verebilirler. Bu da bir seçenektir. Sizde aynı arabayı daha sonra kullanacak birisine verirsiniz. Bu olay zincirleme devam eder. Bence çok sempatik bir fikir...
Umarım bir fikir vermiştir yazım sizlere...