Roll Dergisi de Gitti



Evet hepimiz elimize kına yakalım bir dergi daha gitti. 1990'ların ortasından itibaren yayına başlayan (1996 olmalı) dergi garip formatı, sarı renk sayfaları en önemlisi de yazıları ile dikkatimi çekmişti. Biraz daha underground İngiliz müzik dergileri olan Uncut ve Mojo'ya benzetmiştim tarzını. Takıntılı oldukları müzisyenler (Rolling Stones gibi) zaman zaman bol siyaset içeren yazılar ilk dönemlerde önemli derece de ilgi çekmişti. 2000'ler geldiğinde dergi biraz satış kaygısıyla sıradan dergilerin konularına da el attı ama bu dönemde bile o sıradanlıktan fersah fersah uzaktaydı. Ancak bir gerçek var ki ülkemizde kalabalıklar nedense sıradanlığı seviyor. Bu ülkede misyonunu uzun yıllar önce tamamlamış Blue Jean bile yayınlanmaya devam edip Roll ve benzerleri kapanıyorsa bunun temelinde bir sorun olduğunu unutmamalıyız.

Geçen seneden beri hem köşe yazılarımda hemde forumlarda bir konuya dikkat çekip duruyorum. Ekonomik kriz ile birlikte sanatın binbir koluna yönelik yayın yapan basılı dergi ve web sitelerinin büyük bir tehdit altında olduğunu ve meraklıların ellerindeki imkanlar ölçüsünde bahsettiğim konularda yayın yapan platformları desteklemelerinin önemine dikkat çekiyorum.

Ancak ne yazık ki, kim kimi bilmem ne yapmış, salak saçma albümleri piyasaya pompalayan ve toplasanız 5 sayfa adam gibi yazı bulunmayan dergiler, arkadaşlık siteleri, bol bol kavga çıkan platformlar, geyik yapılan ortamlar el üstünde tutulur hale geldi. Bu ortamda büyüyen genç kardeşlerimizde kaliteli site ve güzel dergileri ellerinin tersiyle bir güzel itiyorlar. Biz yaşlardakilere zaten laf etmeyeceğim. Gençliğimiz boyunca Türkçe içerik diye yerlerde kıvranırken elimizde iyi veya kötü ekonomik özgürlüğümüz varken bugün bu içeriği sağlayan tüm medyaya bir güzel sırtını dönenlere söylenebilecek tek şey yok zaten.

Roll öldü, üzülen, onu iyi anan bir avuç insan olacaktır eminim ki. Daha sonra unutulacak ve gidecek. Korkum yakında bu ülkede kültür sanat adına elimizde bir şey kalmayacak olması. Yazıktır günahtır. Nereye gidiyoruz kimse farkında değil.

Stereo Mecmuası şu an kendi kendine dönmeyi sürdürüyor ancak ilerleyen dönemlerde bizimde sonumuzun Roll gibi olacağı kesin. Her ne olursa olsun sırf rating için kavga yaratan bir platform olmayacağız veya yasa dışı download linkleri ve saçma sapan reklamlarla doldurmaya çalışmayacağız sitemizi. vakti geldiğinde Roll gibi sessiz sakin göçüp gideriz bizde. Yaz aylarında kapanan ve ne yazık ki kimselerin ses çıkartmadığı onlarca düzgün site, dergi ve benzeri kültür ve sanat yayınları gibi

Roll dergisinin internet üzerinden okumak için linki ziyaret edebilirsiniz

Bir hayal kırıklığı; Twincats ve Vocalese


Değer Terem Atölyesinde. Resim. Sn. Adnan Arduman'ın kişisel sitesinden alınmıştır. 

Sn. Değer Terem ismini mutlaka duymuşsunuzdur. 1970'lerin Türkiyesinde her şeyi bulmak çok zor iken bir kısım meraklılar ampliler, hoparlörler yapmaya başlamışlardır. Benim 1970'leri yaşım itibarı ile hatırladığım söylenemez. Ancak ithalat yapmanın imkansız olduğu, aranılan hiçbir şeyin bulunamadığı garip dönemler(miş) Tabii Kıbrıs Barış Harbi ve arkasından gelen ambargolar herşeyi daha da kötü hale getirmiş. İşte bu dönemlerde ülkemizde hifi üretiminin adımları amatör olarak da olsa atılmış. Zaten bu dönemi ileri de Stereo Mecmuası projesi tamamlandığında yayınlayacağım kitapta ayrıntıları ile anlatacağım.

1939 doğumlu Sn. Değer Terem 1970'lerde D&B Labs firmasını kurmuştu. Günümüzde bile çalışır durumda D&B Labs güç amplilerini ve pre-amplilerini ikinci el piyasasında bulabilmek mümkün. 2000'li yıllarda ise Değer Terem ürünlerini pazarlayacak 2 farklı web sitesi kuruldu. Birinci web sitesi Vocalese markası altında üretilen üretilen hoparlör, ampli ve ürünlerin tanıtımını yapmaktaydı. Bu ürünler bizzat Sn. Değer Terem tarafından üretiliyordu ve fiyatları yanlış hatırlamıyorsam 50.000 Euro seviyesinin üzerine dahi çıkıyordu.

Diğer web sitesi ise Twincats web sitesi idi. Bu marka Değer Terem tarafından tasarlanan ürünlerin kurulan (veya en azından öyle söylenen) atölyede üretimi ile satışa sunulacaktı. Hafızam beni yanıltmıyor ise bir monoblok güç amplifikatörü ve bir pre-ampliden oluşan ilk ürünlerin fiyatları 2.000 Euro seviyesindeydi.

Ülkemizde 2000'li yıllarda hifi ile ilgili üst düzey sayılabilecek ilk markalaşma denemesi buydu. (Daha öncesinden bazı denemeler var) O dönemde Hurriyet gibi gazetelerde konuyla ilgili haberler yayınlandı, benim gibi daha genç insanlarda bir farkındalık oluştu ancak bu projenin yaşamı oldukça kısa sürdü. O dönemde ürünlerin pazarlanması işini yüklenen K4 Elektronik diye bir firmada kurulmuştu. Sonuçta gerçek sebepleri nedendir bilinmez Twincats ve Vocalese projesi ortadan kayboldu. Eğer bu proje başarıya ulaşabilseydi, belki sonradan gelen tasarımlarda ileriye yönelik bir "bak yapılabiliyormuş" düşüncesi olacaktı ve belki çeşitli kapılar açılabilecekti kimbilir?

Bu sene -eğer ulaşabilirsem- Sn. Değer Terem ile bir röportaj yapmaya çalışacağım. Belki o zaman hikayenin gerçeğini kendisinden öğrenebilir ve sizlere aktarabilirim.

Devam edecek...


Bu yazı Türk Hifi Dünyasının İnternet Üzerindeki Tarihi yazı dizisinin bir parçasıdır. Dizinin tüm bölümlerinin indeksini görmek için buraya tıklayınız.


Özhan Atalay'ın Kişisel Sitesi


Özhan Atalay'ın Hifi Ziyaretlerinden. Fotoğraf: Özhan Atalay

Sn. Özhan Atalay, İstanbul Hifi Kulübünün eski başkanlarından bir tanesiydi. Sanırım 2000'lerın başlarında kendi kişisel web sitesini açmıştı. O döneme ait hatırladığım şey sitenin beyaz renk olduğu ve yeşil/sarı tonlarında banner'lara sahip olduğu idi. Site biraz önce yazdığım gibi kişisel bir web sitesi yapısındaydı ve hifi hobisinin gelişmesinde önemli bir pay sahibi olmuştu o dönemlerde. Ancak sitenin ismi noname miydi yoksa farklı mıydı hatırlamıyorum.

Her neyse, o dönemde site ticari yapıdan uzaktı ve tamamen paylaşım amacı ile yapılmıştı. Açık söylemek gerekirse benimde sıklıkla ziyaret ettiği ve bir şeyler öğrendiğim bir siteydi.

O dönemde aklımda kalan bir kaç önemli yazı var. Bunlardan en önemlisi Homulus Saphienus Audiophilius idi. Esprili bir dilde yazılmış, hardcore odyofillere mizahlı bir dil ile yaklaşan bir yazıydı. Bunun haricinde Daha İyi Ses Elde Etmek İçin Öneriler diye bir yazı daha hatırlıyorum. Eminim ki bir çok kişi bu yazıdaki önerilerin bir kısmını denemiştir. Ben denemiştim açıkçası. Sitenin asıl ilginç bölümü basit DIY projelerinin anlatıldığı bölümdü. Hava izolasyonlu kablolar, birde Hemoroid yastığından yapılan bir izolasyon platformu ilk aklıma gelenler. Sitede ayrıca o dönemde ilk kez tanıştığım Avantgarde horn hoparlörler için bir upgrade pakedi (veya önerisi) bulunuyordu. Ayrıca Sn. Özhan Atalay'ın sistemi ve ayrıntıları da sitede bulunanlar arasındaydı.

Yanılmıyorsam oldukça ayrıntılı bir Audio Consulting yazısı ve Boenickle Audio -umarım doğru yazmışımdır- yazısı vardı. Yanlış hatırlamıyorsam yurtdışı ziyaretleri hakkında ayrıntılar verilmişti. Bende dahil bir çok kişi Audio Consulting ismini ilk kez o dönemde bu yazı sayesinde duymuştuk.

İlerleyen dönemlerde kişisel site adım adım daha ticari bir yapıya büründü. Çeşitli kablolar, ıvır zıvırlar satılan ve ticari alım satım bölümleri ağır basmaya başladı. Bu siteyi güzel kılan hemen herşey sitenin derinliklerinde kaldı. Zaten arayüz değişmiş ve site çok farklı hale gelmişti. Bu yeni yapıyla ilgili olumsuz düşüncelerimi bir kaç kez kendi web sitelerimde yazmıştım. Anlayacağınız ticaret, hobiye duyulan sevgiye üstün gelmişti. Buna da hepimiz saygı duymalıyız.

Sn. Özhan Atalay'ın kişisel sitesinin ilk hali sanırım artık ulaşılabilir bir yerlerde değil. Yerine açılan noname sitesi belki gereklilik veya gelişimin doğal bir sonucu idi bilemiyorum ancak eski sitesinin kendi elleriyle yok edilmesi bence doğru bir karar değildi. Netice olarak bu sitede her şeyin başlangıcında önemlidir. Sonrasını ise belki başka bir zaman anlatırım. Gerisi oldukça tatsız bir hikaye en azından benim için.

Devam edecek...


Bu yazı Türk Hifi Dünyasının İnternet Üzerindeki Tarihi yazı dizisinin bir parçasıdır. Dizinin tüm bölümlerinin indeksini görmek için buraya tıklayınız.

Nuance & Fluence


2000'li yılların başlarında sıklıkla ziyaret edilen bir siteydi Nuance & Fluence. Günümüzde Timpani Elektronik firmasının sahibi olan Sn. Adnan Arduman'ın kişisel sitesi olan Nuance & Fluence İngilizce hazırlanmıştı. Bildiğim kadarı ile Timpani kurulmadan önce açılan site bir dönem hifi meraklılarının favori sitelerinden birisiydi. Ben dahil!

Bu sitenin adı Sn. Adnan Arduman tarafından tasarlanan Nuance 845 SE güç amplisi ve Fluence 5687 WOT pre-ampliden almıştı. Sitede her iki proje ile ayrıntılar bulunuyordu.

Siteyi asıl cazip kılan şey sistemler galerisi bölümleriydi. Sitenin yapımcısı tarafından ziyaret edilen sistemlerin resimleri ve kısa kısa izlenimler ve en son olarak da soru cevap şeklinde sistem sahibi ile kısa bir röportaj ekleniyordu. Asıl ilginç kısım zaman içerisinde sistem sahibinin evi ziyaret edildikçe ilgili bölümde güncelleme yapılıyordu. Zaman içerisinde yurt dışında ziyaret edilen sistemlerde eklenmişti. O dönemde böylesine ayrıntılı bir site ortalıkta yoktu ve meraklılar için sadece resimlere bakmak bile büyük keyifti. Günümüzde bile ülkemizde herhangi bir sitede bu konsept bu denli başarılı şekilde uygulanamamıştır. Buna kolaylıkla Stereo Mecmuasını bile dahil edebilirim.

Sitede ayrıca Sn. Adnan Arduman'ın StereoTimes.com e-dergisine yazdığı yazıların linkleri de bulunuyordu. Belki de yabancı dergilerde ve elektronik ortamlarda yayınlanmış ve Türk hifi camiasından birisi tarafından yazılmış ilk yazılarda bildiğim kadarı ile bunlardı. Yanlış hatırlamıyorsam StereoTimes.com haricinde Sound Practices dergisinde de Sn. Adnan Arduman'ın bir yazısı yayınlanmıştı. Sitede ayrıca ziyaret edilen Hifi Show'ları ve çok ayrıntılı linkler bölümleri de göze çarpıyordu.

Nuance & Fluence web sitesi sadece ülkemizde değil yurt dışında da o dönemde parmakla gösterilen sitelerden bir tanesiydi. Ve bence ileride ortaya çıkacak bir çok site için esin kaynağı olmuştu. Bunlardan bir tanesi de benim kişisel sitemdi. Hatta Stereo Mecmuasının bazı bölümlerinde bile Nuance & Fluence web sitesinin etkileri olduğunu söylemek doğru olacaktır. Sonuç olarak bence yazı dizimizin adı olan Türk Hifi Dünyasının İnternet Üzerindeki Tarihi açısından temel taşlardan birisidir Nuance & Fluence.

Siteye günümüzde yapılabilecek belki bazı eleştiriler olabilir neden Türkçe bir versiyonu olmadığı gibi. Veya neden güncellenmediği gibi. Neden güncellenmediğini Sn. Adnan Arduman'a bizzat sormuştum. Kendisinin günümüzde bir ticari kimliği olduğunu ve siteyi bu şekilde devam ettirmenin doğru olmayacağını düşündüğünü söylemişti. Kimbilir belki bir gün kendisini emekli ettiğinde Nuance & Fluence sitesi kaldığı yerden devam eder.

Site günümüzde de açık durumda. Ulaşmak için http://www.arduman.com adresine tıklamanız yeterli. Geçmişin izlerini takip edebilmek açısından sitenin hala ayakta olması bence çok önemli. Umarım uzun yıllar aynı şekilde açık kalmaya devam eder.

Devam edecek...


Bu yazı Türk Hifi Dünyasının İnternet Üzerindeki Tarihi yazı dizisinin bir parçasıdır. Dizinin tüm bölümlerinin indeksini görmek için buraya tıklayınız.

İstanbul Hifi Kulübü Web Sitesi (ihifi.org)



Hifi'ye adımını ilk atanlar 2000'li yılların başlarında bir siteyi çok fazla ziyaret ederlerdi, ihifi.org. Durun hemen tıklamaya çalışmayın bu site eski güzel günlerini uzaklarda bırakalı çok uzun zaman oluyor. Bu site İstanbul Hifi Kulübünün resmi sitesiydi. Aslında çok basit ama bir o kadar da güzel bir yapısı vardı. Bazı açılardan çok ilkeldi ancak bir çok hifi meraklısı bu siteyi ziyaret etmekten keyif alırdı. Ortalarda ne bu kadar geniş bir içerik ne de hifi'ye gönül vermiş insanların bir araya gelebileceği veya alışveriş yapabilecekleri bir alan yoktu. Ama her şeye rağmen her gün bir sürü mesaj atılırdı. Ama en çok ikinci el bölümü ilgi çekerdi. Bende dahil olmak üzere bir çok meraklı bir şeyleri mutlaka ihifi.og sitesinden satın almışızdır. Ben bile dememin bir sebebi var. Bildiğiniz gibi ben İzmir'de yaşıyorum ve o dönemde de -tıpkı bugün olduğu gibi- ihifi.org ile alakam yoktu. Ancak ihifi sadece İstanbul'da kulübe üye olanların değil hemen herkesin kullanımına açık bir web sitesiydi.

Belki hatırlayanlar olacaktır o dönemde voyforum yazılımının (audioasylum forumlarının bir benzeri gibi düşünün) bir benzeri İstanbul Hifi Kulübü tarafından kullanılıyordu. Bu yazılım oldukça basit şekilde mesajlaşmayı sağlayan internetin eski dönemlerine ait bir yazılımdı. Voyforum yazılıma alışan bir çok kişi gönümüzde forumları çok karmaşık bulur. Gerçekten de haksız değiller. Bir süre sonra ihifi.org sitesi yeni oluşumlar ortaya çıkınca sadece bir yönlendirme alanı olarak kullanılmaya başlandı. Bu yönlendirmenin amacı neydi veya ne için yapılmıştı bilmiyorum. Tek hatırladığım ortaya yepyeni bir “şahıs” web sitesinin çıkmasıydı. Bu sitede yine eski ihifi.org bölümleri vardı, alım-satım, linkler vesaire. Bu arada voyforum iflas edip kapanıncaya kadar eski mesajlaşmalar “voy” server'larında kalmaya devam etti. İlk mesajların bir kısmı hedefler hakkındaydı. O hedefleri koyanların bugün gelinen duruma üzülüyorlardır diye düşünüyorum.

Aradan geçen yıllarda ihifi.org sitesinin yönlendirildiği web siteleri farklılaşmaya başladı. Artık alım satım ilanları cüzi ücretlerle yayınlanır olmuştu. Elbetteki her hizmetin bir bedeli olması gerçeğine saygı göstermek gerekir. Neyse bu dönemlerde bir şekilde ihifi.org sitesinin eksikliği fark edildi bir şekilde ve çalışmalar başladı. Bu çalışmalar ile ilgili bir şey bilmiyorum tek hatırladığım belli bir dönem sonra “yeni” ihifi.org sitesinin açılmış olduğu idi.

İstanbul Hifi Kulübü yeni bir web sitesi açıldığında tam anlamıyla bir şok yaşandı. En azından ben yaşadım. Bildiğiniz gibi web sitesi tasarlamak önemli bir iştir ve hüner ister. Ama tasarımı seçmek bundan çok daha önemli bir iştir. Ama nedense İstanbul Hifi Kulübü web sitesi kapanmadan önce olabilecek en “saçma” -tabii bence- yazılım tercih edildi. Eskisi gibi interaktif bir forum yerine kullanması son derece zor, çok saçma bir yazılım hazırlanarak sitenin kullanıcıları küstürüldü. Açık söylemek gerekirse o dönemde bu siteyi hazırlayanlar bu yazılımın bu kadar kullanışsız olabileceğini hiç düşünmediler veya tasarımcılara yeteri derece de bilgi verilmedi. Çünkü bir web tasarımcısının işleyen bir web sitesini genelde daha iyiye taşıması beklenir daha kötüye değil. Tabii o dönemdeki İstanbul Hifi Kulübü önde gelenlerinin bu siteye nasıl onay verdikleri de bence bir muammadır. En iyiyi düşünerek gözden kaçmış diyebiliyorum. Ama gözden kaçırma anılarımızdaki güzel siteyi bugünlere getirmiştir; yani yolun sonuna. Tabii alım-satım bölümünün neden olmadığı, bazı eski bölümlerinde neden yeni sitede yer almadığı konusunda da bir fikrim yok. En olumlu düşünce ile yeni bir konsept düşünülmüştü diyelim. Bu arada itiraf etmem gerekir ki, o dönemin “yeni” ihifi.org sitesini en çok kullanan kişi bendim. O dönemde Stereo Mecmuası emekleme adımlarını atıyordu. Yeni çıkan sayılarımızı ihifi-org sitesine de ekliyordum. Ama itiraf etmek gerekir ki, istatistiklerde durum faciaydı, kimse dönüş yapmıyordu. Demek ki gerçekten pek kullanılan bir site değildi.

Yukarıda web sitesi tasarımından bahsettim. Biraz somut örnekler vereyim isterseniz. Kendi sitemizi ele alalım. Stereo Mecmuası web sitesinin görüntüsü ve kullanılan komutlar ilk internet çağının başladığı dönemdeki web sitelerinden çok farklı değildir. Küçük bir çocuk bile basit Html bilgisiyle bizim sitemizden çok çok daha iyisini kolaylıkla yapabilir. Ancak bu basit yapı ile derli toplu tasarım yapıldığında gayet güzel iş görür ve maliyeti çok düşüktür. Aslına bakarsanız maliyeti yoktur bile. Ama iş interaktif bir yapı tasarlamaya geldiğinde hazır yazılımlar kolaylıkla kullanılabilir. Dünya üzerinde bir çok site bu yazılımları hazır olarak kullanır, örneğin Simple Machines Forum (SMF) kurulumunun maliyeti sıfır liradır. Çünkü yazılım tamamen ücretsizdir. Aynı şekilde PhpBB -ki Stereo Mecmuası Forumlarında kullanılmaktadır- ücretsiz yapısı ile genelde tercih edilir. Eğer çok karmaşık bir yapı kullanılacaksa 180 dolar maliyetli bir yazılım olan Vbulletin bir diğer seçenektir. Bu yazılım Turkeyforum gibi çok kalabalık kullanıcısı olan interaktif alanlar için idealdir. Yani işin kısası bir kaç yüz dolar (ki buna bile gerek yok) iş gören bir site açılabilir. İşin en güzel tarafı yine ücretsiz bin bir türlü eklenti ile daha da amacına yönelik hale getirilebilir. Uzatmayalım.

Bugün ihifi.org sitesi kapalı halde. Geçmişin Türkiye hifi tarihinde en önemli sitesinden geriye kalan çok az şey var. İşin acı tarafı elimde bu sitenin ilk halini gösterebileceğim herhangi bir belgeye sahip değilim. Ne tarayıcı önbellekleri ne de geri dönüşüm makinelerinde site ile ilgili dokümantasyon yok! Meraklılar için Sn. Adnan Arduman'ın eski kişisel sitesinde (www.arduman.com) biraz bilgi, şu an kapalı durumda bulunan Atina Odyofil Kulübü web sitesinde (www.aca.gr) bazı bilgiler bulunabilir. Son olarak ihifi'ın sanırım altın dönemi olarak bahsedilebilecek dönemde yapılan Atina-İstanbul Hifi Kulüpleri organizasyonu ile ilgili videoları -ki yoğun bir araştırma sonucunda bulmuştum) Stereo Mecmuası Forumlarında görebilirsiniz.

İstanbul Hifi kulübünün web sitesi umarım yakın zamanda toparlanır. O bence “saçma” son versiyon site yerine daha kullanışlı bir site kurulur. Eminim ki, bu siteyi özlemle hatırlayanlar vardır benim gibi. En azından yeni jenerasyon hifi meraklılarına böyle bir sitenin varlığını ve eskiden nasıl olduğunu anlatabilmişimdir.

Devam edecek...


Bu yazı Türk Hifi Dünyasının İnternet Üzerindeki Tarihi yazı dizisinin bir parçasıdır. Dizinin tüm bölümlerinin indeksini görmek için buraya tıklayınız.