Yayın Dünyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yayın Dünyası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Andante Sayı 57
Andante'nin 57. sayısı yayınlandı. Bu sayının kapak konusu İlhan Usmanbaş. Yine dolu dolu bir içerik var. Bende kalemimin döndüğünce hi-fi bölümüne bir şeyler karaladım. Bayinizden istemeyi unutmayınız...
Andante Yeni Sayı Yayınlandı! No: 56
Andante'nin 56 sayısı yayınlandı. Yine zengin içerikli bir dergi ile karşı karşıyayız. Emeği geçenlere teşekkürler. Bu ay benim en dikkatimi çeken yazı Osman Bayman'ın idil Biret ile yeniden yayınlanan Finnadar kayıtları üzerine yaptığı görüşme ile alakalı. Ayrıca Mikrotonal Gitar'ın mucidi Tolgahan Çoğulu ile alakalı bir söyleşi var. Haberler, makaleler derken dergi bir anda bitiyor. Biliyorsunuz bende kalemim döndüğünce Andante'de hi-fi dünyasından haberler vermeye çalışıyorum. Her zaman yazdığım gibi insanın yazdığı bir yazıyı basılı halde görmesi garip bir şey. Dergi tükenmeden mutlaka alın...
Home Cinema ve Hifi Choice Dergisi 5 Sayı Yayınlandı!
Home Cinema ve Hifi Choice Dergisinin 5. sayısı yayınlandı. Ülkemizdeki az sayıdaki ev sineması ve hifi konulu basılı dergilerden birisi olan Home Cinema ve Hifi Choice Türkiye'nin son sayısı biraz gecikmiş. Yazılanlardan anlayabildiğim kadarı ile reklam toplanması konusunda ciddi bir sıkıntı yaşanıyor.
Aslında sorun derginin Türkçe edisyonundan değil orijinal versiyonundan kaynaklanıyor. Ülkemizdeki hifi ve ev sineması sistemleri konusunda meraklıların ilgi gösterdiği bir çok marka ile ilgili eleştiri veya inceleme yazıları orijinal İngilizce sürümde bulunmayınca ülkemizdeki bir çok firmanın odaklandığı markalardan söz edilmeyen bir dergi haline geliyor. Bu konu belki haberler bölümlerinde bu markalardan bahsedilerek aşılabilir ancak bu konuda da pek ilerleme sağlanılamadı ne yazık ki.
Bu arada çok az sayıda okuyucumuzdan gelen bir eleştiriye de yanıt vereyim. Gelen eleştiri Home Cinema ve Hifi Choice Dergisi ve benzerlerine kendi platformlarımızdan destek vermediğimiz konusu. Stereo Mecmuasının bana ayrılmış bu bölümünde ben derginin yeni sayıları duyuruyor ve bazen yazılardaki bazı bölümlere eleştiriler yöneltiyorum.
Bizim Stereo Mecmuasını ortaya çıkartırken bir prensibimiz vardı, bize destek olan platformlara destek vermek veya tam tersi. Zaten çok küçük bir pazara sahip olduğumuzdan bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak Home Cinema ve Hifi Choice dergisi de dahil olmak üzere bir çok sektörel dergide Stereo Mecmuası ile ilgili tek bir satır bile geçmediğini eleştirileri yönelten dostlarımıza hatırlatmak isterim. Karşılıklı reklam değişimi, banner değişimleri gibi aynı sektörde yayın yapığımız bazı sitelerle yaptığımız işbirliklerini karşılıklı hakkaniyet kuralları çerçevesinde basılı dergilerle de yapabiliriz tabii ki.
Sektörün gelişmesi hepimizin ortak arzusudur.
Roll Dergisi Kapanmamış
Bu sevindirici haber Bianet web sitesinden geldi. Üç aylık sayı çıkartınca dergi zor durumda, kapanmak üzere şeklinde söylentiler çıkan Roll dergisinin editörlerinden Göktürk iyi haberler verdi: "Kapanmıyoruz, sadece yaz tatili uzadı." Roll'cular ekim'de çıkacak özel sayı için çalışıyorlar. Vallahi çok sevindik. Yazının tamamını Bianet web sitesinde okuyabilirsiniz. Bu güzel haberin yorumunu siteye ekleyen Sn Uğur Bey'e teşekkürler.
Roll Dergisi de Gitti
Evet hepimiz elimize kına yakalım bir dergi daha gitti. 1990'ların ortasından itibaren yayına başlayan (1996 olmalı) dergi garip formatı, sarı renk sayfaları en önemlisi de yazıları ile dikkatimi çekmişti. Biraz daha underground İngiliz müzik dergileri olan Uncut ve Mojo'ya benzetmiştim tarzını. Takıntılı oldukları müzisyenler (Rolling Stones gibi) zaman zaman bol siyaset içeren yazılar ilk dönemlerde önemli derece de ilgi çekmişti. 2000'ler geldiğinde dergi biraz satış kaygısıyla sıradan dergilerin konularına da el attı ama bu dönemde bile o sıradanlıktan fersah fersah uzaktaydı. Ancak bir gerçek var ki ülkemizde kalabalıklar nedense sıradanlığı seviyor. Bu ülkede misyonunu uzun yıllar önce tamamlamış Blue Jean bile yayınlanmaya devam edip Roll ve benzerleri kapanıyorsa bunun temelinde bir sorun olduğunu unutmamalıyız.
Geçen seneden beri hem köşe yazılarımda hemde forumlarda bir konuya dikkat çekip duruyorum. Ekonomik kriz ile birlikte sanatın binbir koluna yönelik yayın yapan basılı dergi ve web sitelerinin büyük bir tehdit altında olduğunu ve meraklıların ellerindeki imkanlar ölçüsünde bahsettiğim konularda yayın yapan platformları desteklemelerinin önemine dikkat çekiyorum.
Ancak ne yazık ki, kim kimi bilmem ne yapmış, salak saçma albümleri piyasaya pompalayan ve toplasanız 5 sayfa adam gibi yazı bulunmayan dergiler, arkadaşlık siteleri, bol bol kavga çıkan platformlar, geyik yapılan ortamlar el üstünde tutulur hale geldi. Bu ortamda büyüyen genç kardeşlerimizde kaliteli site ve güzel dergileri ellerinin tersiyle bir güzel itiyorlar. Biz yaşlardakilere zaten laf etmeyeceğim. Gençliğimiz boyunca Türkçe içerik diye yerlerde kıvranırken elimizde iyi veya kötü ekonomik özgürlüğümüz varken bugün bu içeriği sağlayan tüm medyaya bir güzel sırtını dönenlere söylenebilecek tek şey yok zaten.
Roll öldü, üzülen, onu iyi anan bir avuç insan olacaktır eminim ki. Daha sonra unutulacak ve gidecek. Korkum yakında bu ülkede kültür sanat adına elimizde bir şey kalmayacak olması. Yazıktır günahtır. Nereye gidiyoruz kimse farkında değil.
Stereo Mecmuası şu an kendi kendine dönmeyi sürdürüyor ancak ilerleyen dönemlerde bizimde sonumuzun Roll gibi olacağı kesin. Her ne olursa olsun sırf rating için kavga yaratan bir platform olmayacağız veya yasa dışı download linkleri ve saçma sapan reklamlarla doldurmaya çalışmayacağız sitemizi. vakti geldiğinde Roll gibi sessiz sakin göçüp gideriz bizde. Yaz aylarında kapanan ve ne yazık ki kimselerin ses çıkartmadığı onlarca düzgün site, dergi ve benzeri kültür ve sanat yayınları gibi
Roll dergisinin internet üzerinden okumak için linki ziyaret edebilirsiniz
Home Cinema & Hifi Choice 3. Sayı Yayınlandı.
Home Cinema Choice ve Hifi Choice dergilerinin bir bileşimi olarak piyasaya sürülen HCT dergisi 3. sayısını yayınlamayı başardı. Kendilerini tebrik ederim. Ülkemizde zor koşullarda bir şeyler yapmaya çalışmalarını önemsediğim bu yayını bulmak biraz dert. Şahsen benim ilgilendiğim konularla ilgili yayın yapılmadığından satın almıyorum ancak bir çok insanın bulmakta zorluk yaşadığını biliyorum. Bu sayı sanırım Tekno-Sa mağazalarında da satılacakmış. Güzel bir haber meraklılar için.
Yeni sayı elime bir şekilde geçince dergiyi gayet hızlı bir şekilde inceledim. İlgimi çeken tek konu bir pikap sever olarak tabii ki Thorens TD700 incelemesi oldu. Yazıyı daha önce sanırım Ocak ayında Hi Fi Choice 315. sayıda İngiliz ürünü hayranı Malcolm Steward'ın kaleminden okumuş ve sinirlenmiştim. Bu sayıda aynı yazının Türkçesini okuyunca tekrar sinirlendim. Öncelikle Hifi Choice'ın analog konusunda son derece taraflı bir dergi olduğunu söyleyeyim. Daha inceleme yayınlanmadan veya toplu test yapılmadan önce kazanacak ürün çoğu zaman bellidir. Çoğu üreticinin pikaplarına da bol bol "ince" çamur atılır. Sonra atılan "ince" çamurlar İngiliz malı ürünlerle temizlenir. Bakın bu ürün böyle böyle ancak buna İngiliz firması X modifikasyonu alırsanız mutlu olursunuz denir. Bu incelemede de geleneksel olduğu üzere Funk Firm Achromat kullanılınca pikap bir anda çoştu. Zahmet olmazsa Thorens'in kendi ürünleri için geliştirdiği mat'ı kullanıverseydiniz. Pardon o İngiliz malı değil, olmaz o zaman.
Bu konuda bizim HCT'nin en ufak bir suçu yok. Ancak... Yazıyı okumaya başladığımda PİLAK kelimesini görünce irkildim. Her halde gözden kaçmış bir şeydir diye düşündüm. Bütün yazı yüz yıllık plağa pilak denmeye devam edilmiş. Yahu derginin editörlerinin gözünden nasıl kaçıyor bunlar. Allah'tan Hifi-Choice incelemelerinde fazla teknik terimler kullanılmıyor. Yoksa durum ne olurdu bilemiyorum.
Hazır konu açılmışken geçtiğimiz sayılarda Hi Fi Choice (sayı 320, inceleyen Jimmy Hughes) Continuum Caliburn pikap, Cobra pikap kolu ve Castellon standi incelemişti. Çok ilginç yapıda olan bir pikabı ve özellikle kolu böylesine inceleyen bir dergiden hayır mı gelir. Yazıyı okuyunca yuh demiştim. Hifi Choice 2009 yılında yaptığı incelemesine buradan ulaşabilirsiniz. Eğer incelemeyi okuyunca asabınız bozulursa ilaç niyetine Michael Fremer'in 2006 yılında yaptığı incelemeye buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi neredeyse 200.000 dolarlık bir pikabı inceliyorsunuz ve üreticinin web sitesindeki özellikler bölümünü alıp biraz süsleyip okuyucuya aktaran Hifi Choice ile zaman zaman beğenmediğimiz ve laf ettiğimiz Stereophile incelemesini alın karşılaştırın. Bu arada Stereophile'de tek sevdiğim yazar Michael Fremer'dir. Coşup yazdığı zaman okutuyor kendisini vallahi!
Neyse önemli bir not aktarayım. Yine orjinal Hifi Choice metninde AT95E iğnenin daha yüksek performanslı kullanılması için önerilen (C6H7NO2) maddesinin kullanımı konusunda kullanıcıları uyarayım. Bunların aklına uyup kolunuzu berbat etmeyin. İlle kolunuzun özgül arttırmak istiyorsanız spacer gibi parçalar kullanın. Kolunuzun üzerindeki boya çıkıp siniriniz oynamadan önce ben gerekli uyarıyı yapayım. C6H7NO2 denilen malzeme Japon yapıştırıcının içerisindeki kimyasallardan bir tanesidir. Eliniz kayıp güzelim kolunuza zarar vermeyin. Spacer tarzı parçalar kullanarak gerekli ayarlamaları yapabilirsiniz. Aman diyeyim. Bu çok uzman inceleye kaleme alan zat-ı muhterem, mat almak için 100 küsür dolar para harcamayı biliyorlar da headshell'i ağırlaştırmak için üç kuruş para harcayamıyor mu?
Neyse HCT ekibine yollarında başarılar diliyorum. Bir şekilde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama keşke çevirmek üzere Hifi Choice yerine başka dergiyi seçselerdi...
Ekonomik kriz ve reklamlar
Ekonomideki krizin ilk önce pahalı hobileri vuracağını hepimiz biliyorduk ancak bu denli ağır bir çöküntü bekleniyor muydu emin değilim. Ancak değişen alışkanlıklar ve en önemlisi internet denilen teknolojinin alışkanlıklarımızı değiştirmek konusunda inanılmaz bir baskısı var. Basılı yayınların sonu durdurulamaz şekilde geliyor ne yazık ki. Ülkemizdeki adaptasyon süreci daha uzun olacak ancak bir süre sonra dünyadaki yansımalara paralel bir çizgiye geleceğimize eminim.
Bakınız bugün, hem gazeteler hemde televizyonlar açısından habercilik tamamen şekil değiştirmiş durumda. Haberleri saat başı veya bir gün sonra okumak yerine saniyesi saniyesine takip etmek insanların kolayca alıştığı bir internet yeniliği oldu. Buduruma adapte olmak konusunda sorunlar yaşayan gazetelerin hem ülkemizde hemde dünyada yaşadığı zorlukları biliyoruz. Dergilerde de benzer sorunlar mevcut. Ancak çok önemli bir nokta var ki, uzun süredir dünyada da ülkemizde de basılı yayınlar satışlardan değil, ticari reklamlardan elde elde ettikleri gelirler ile yaşıyorlar.
Uzun zamandır çeşitli firmalarla reklamlar konusunda fikir teatilerinde bulunuyoruz. Sonuçlar oldukça ilginç ve kısaca paylaşmak isterim.
-Prestij reklamları: Büyük markalar veya marka olmayı başarmış firmalar için eskiden beri reklamlar bir prestij göstergesiydi. Bahsi geçen reklamlar, insanların egolarına seslenen reklamlardır. Asla satın alamayacağınız bir ürüne yine de bakarsınız ve hayaller kurarsınız. Ama aynı yönden o ürünü satın alabilen insanlar için, o ürünleri satın alamayan insanların hayallerini kurdukları şeye sahip olabilme gücü ciddi bir ego tatmini ortaya çıkartır. Son bir kaç yıldır prestij reklamları ortadan kalkma yolunda. Bunun yerini çok ayrıntılı ve belli bir konsept halinde tasarlanmış web siteleri almaya başladı.
-Basılı reklamların etkisini ölçülememesi. Herhangi bir dergi veya gazetede yayınlanan bir reklamın etkisini ölçmek çok zordur. Belli katsayılar ve hesap yöntemleri mevcut olsa da, bunların tamamı muammadan başka bir şey değildir. Ülkemize geldiğimizde konu tam bir karmaşa halini alır. Çünkü hangi yayın kaç adet satmıştır kimse bilmez. Dağıtım sayısı ile satış miktarı arasındaki orantı genelde pek açıklanmaz. Resmi rakamlar ise tüm resmi rakamlar gibidir! Bu yüzden uzun yıllardır özellikle promsyonel reklamcılık televizyonlara kayma eğilimi göstermişti. Ancak ekonomik kriz ile reklam bütçeleri şu an için internete akıyor. Yaptığınız bir reklamın ölçümünü yapabilmek kolay olduğu gibi maliyetlerde oldukça düşük. İnternete akan reklamlar arttıkça basılı yayınların daha da zorlanacağı kesin.
Devrim
Bu konudaki tartışmaları forumumuzda okuyabilirsiniz.
2009 yılı ve yayıncılık
Takip edenler var ise, bir süredir yabancı forumlarda genel bir sessizlik var. Gerek çeşitli sitelerdeki sistemler bölümleri gerek forumların kullanıcılara açık bölümlerindeki aktiviteler yarıdan fazla düşmüş durumda. Çeşitli sitelerin yöneticileri ile konuştuğum kadarı ile trafiğin büyük ölçüde azaldığını ve bunun gayet doğal olduğunu söylüyorlar. Avrupa ve özellikle amerikadaki ekonomik durumlar aynı bizde olduğu gibi genel olarak huzursuzluk yaratıyor ve insanlar hobilerinden uzaklaşıyor. Bizim basınımızda anlatılanlardan daha fazlası yaşanıyor dış dünyada. Takip ettiğim bazı forumlarda ilginizi çeken bir mesaj aynı gün üçüncü veya dördüncü sayfaya düşerken bugünlerde bazen bir hafta aynı mesaj ik sayfada görüntülenebiliyor. Zaten son yayınlanan google trends bültenleri her şeyin değişeceğininin bir göstergesi. İnternet trafiğinin yapısı bile değişmiş durumda.
Bu durumun ülkemizde de yansımaları yavaş yavaş da olsa farkedilmeye başlanmış durumda. Bir kaç aydır takip ettiğim basılı dergilerin bir kısmı oldukça geç çıkıyor ve editöyrler önsözlerinde her an her şey olabilir mesajını veriyorlar ne yazık ki. Okuyuculara da hak vermek lazım, dönem ekonomi devri diyerek özel hobilere dair şeyleri satın almayı durdurmuş olmak şu dönemde gayet doğal. Bu durumun internete yansıması son zamanlarda çok sayıda iyi sitenin kapanması. Yıllık anlaşmaları biten bir çok site faaliyetlerini durdurmuş durumda. Sanırım genel moral bozukluğundan olsa gerek çok sayıda sitede son 3 aydır güncellenmiyor. Merakla takip ettiğim bazı sitelerdeki arkadaşlarla konuştuğumda faaliyetlerini askıya alma kararı verdiklerini öğreniyorum. Bazı kişiler bu durumu davaya ihanet gibi görseler de, o site sahiplerine hak vermek lazım. Bu dönemde herkesin benzer zorlukları yaşadığını unutmayalım. Bazı sitelerde de birleşmeler yaşanıyor. Benzer alanlarda yayın yapan çok sayıda gönüllü oluşum bir araya gelerek maliyetlerini küçültüyor. Bu durum özellikle bilişim sektöründe çok yaygın olarak karşımıza çıkmaya başladı.
Ülkemizdeki hifi forumları ve siteleri arasından bir birleşme şu an için zor gözüküyor. Zaten tüm uğraşılara rağmen uzun zamandır forumlara yeni katılımcılar sağlanması konusunda ne yazık ki tüm girişimler başarsızlıkla sonuçlanıyor. 2009 yılında bu konuda bir gelişme yaşanamayacağı gibi geri gitme olacaktır diye düşünüyorum.
Stereo Mecmuası forumları aslen Stereo Mecmuası oluşumunun içerisinde birincil öneme sahip bir platform değil. Stereo Mecmuası dergisinin interaktif alanı olarak düşünülmüş bir yapı olduğundan asıl önceliğimiz her zaman dergimiz. Ancak elimizdeki imkanlar el verdiğince forumumuza da gereken yatırımları yapıyoruz ki, son aylarda oldukça başarılı eklentiler ile forumlarımızı daha aktif hale getirmeye başardık. Bu sene içerisinde biraz daha fazla yatırım yapmayı planlıyoruz.
Sonuç olarak 2009 senesi Stereo Mecmuası açısından önemli bir yıl olacak. Tüm dünyayı etkileyen ekonomik sorunları daha az yaşamak için tüm 2008 senesi boyunca sitenin gelirini biriktirdik ve muhtemelen bir kaç afta içinde 2009 yatırımımız için gerekli parayı biriktirmiş olacağız. Bu sayede bir sene daha kesinlikle aynı kalitede yayınımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Ne diyelim Allah tüm sitelerin ve dergilerin yardımcısı olsun.
Konuyla ilgili tartışmalara katılmak isterseniz tıklayınız.
Hifi & Home Cinema Choice dergisi
Evet dergi elime geçti sonunda. Şu an bayilerde olduğunu sanmıyorum. Derginin ilk sayısı 3.5 TL olarak belirlenmiş. Yaklaşık 100 sayfa. Baskı kalitesi gayet iyi. Beklediğimiz gibi %30 hifi %70 ev sineması gibi bir içerik ile yayınlanmış. İncelemeler geçmiş Hifi Choice sayılarındaki incelemeler olduğundan muhtemelen dergiyi takip edenler daha önce okumuşlardır. Derginin son sayfaları Hifi Choice'da olduğu gibi alışveriş rehberine ayrılmış Bu liste şimdilik Türkiye açısından pek bir değere sahip değil. Hifi Choice'da kendisine yer bulamamış ama ülkemizde oldukça popüler olan markalar bu rehberde tabii ki yer almıyor.
Dergide müzik hakkında fazla bir bölüm yok. Sinemaya ise bir miktar yer ayrılmış. Bir James Bond bölümü ve bir miktar film incelemeleri bulunuyor.
Çeşitli firmalar reklam konusunda dergiye ciddi bir destek vermişler. Bu dönemde bu destek oldukça sevindirici. Umarım bahsi geçen firmalar bu desteklerni ileri de her platforma yayarlar. Tanıdık bir isim olarak Extreme Audio'dan Ömer Bey'e bir köşe açılmış. İlk yazısında Ömer Bey, Ev sineması ile müzik dinlenir mi konusu işlerken hızını alamayıp araba dünyasına bol bol yer vermiş. Herhalde kendisi araba konusuna oldukça meraklı ;)
Gelecek sayıdan itibaren dergide okuyucuların ilan verebileceği bir ikinci el bölümüde açılacağını ekleyelim...
Emeği geçenleri tebrik ederim. Ama bir şey var ki, sadece hifi konusunda basılı dergi hayalerimiz yine başka bir bahara kaldı ne yazık ki..
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)