Erkin Koray - Mechul / Rarities LP



Erkin Koray, Türk müzik tarihinin önemli isimlerinden bir tanesi. Ancak diskografisi ülkemizde tam olarak toplanmış değil. Sağolsun sevgili arkadaşımız Münir Tireli gibi bu konulara meraklı bir elin parmaklarından az sayıdaki insan senelerdir ellerindeki her türlü imkanı kullanarak Türk müziğinin özellikle Anadolu pop/rock döneminin kapılarını bizler için açıyorlar. Bir an gözlerinizi kapatıp Erkin Koray'ın yurtdışında doğmuş bir müzisyen olduğunu ve öncülük yaptığı konuları yine o yabancı diyarlarda da yaptığını düşünün, bugün hakkında yazılmış onlarca kitabı, diskografisinin yirminci otuzuncu (veya her neyse) yılı için yapılan özel baskıları konuşuyor olurduk.

1980'lerin ortalarından itibaren başlayan ancak 2000'lerde yoğunlaşan yabancıların Türk rock müziğine artan ilgisi sonucunda bugün Erkin Koray müziği ülkemizde görmediği ilgiyi yurt dışında görüyor. Hangi büyük prog/rock sitesine bakarsanız Erkin Koray plakları için makaleler okuyabiliyorsunuz. En azından müziğin evrensel olması böylesine isimlerin değerlerinin asla azalmamasını sağlıyor.

Erkin Koray müziği konusunda geniş kapsamlı yazılar yazacak kadar bilgili olduğumu zannetmiyorum. Ancak kendimi bildim bileli kasetlerini veya 45'liklerini buldukça satın alır zaman zaman keyifle dinlerim. Ancak geniş kapsamlı diskografisini elime geçirdiğimde bendeki Koray arşivinin buz dağının görünen yüzü olduğunu anlamıştım ne yazık ki. Tabii burada karmakarışık durumlarda söz konusu. Zamanında İzmir'de bir retail zincirinde (bu havalı ismi aslında bildiğiniz süpermarket işte) çalışırken Erkin Koray ile defalarca karşılaşmış ve plakları konusunda konuşmuştum. O dönemde müzik reyonundaki bazı albümlerin aslında kendisinden izinsiz basıldığını yani korsan olduğunu söylemişti ve o dönemlerde bu işlerin arkasında koşmaktan iyice sıkılmıştı. Bahsettiğim yıllar bence çok iyi bir geri dönüş albümü olan 1996 tarihli “Gün Ola Harman Ola” albümünün üzerinden 3-4 yıl sonrasıydı.



Bugün orijinal Koray LP'lerini ve 45'liklerini bulabilmek çok kolay değil, bulduğunuzda satın almak ise ayrı bir dert. LP'leri satın alıp çok iyi fiyatlarla yurtdışına satabileceğiniz konusunun anlaşılmasından sonra büyük miktarda plak göçü yaşandığını da söyleyebilirim. Yurtdışındaki ilginin artması çeşitli plak şirketlerinin özellikle de prog rock'a odaklanmış şirketlerin plak basma çalışmalarını ortaya çıkarttı. İspanya'da basılan “Tutkusu” “Erkin Koray 2” ve “Elektronik Türküler” basıldıktan çok kısa bir süre tükendi. Hatta 30-35 Euro fiyat etiketine sahip plaklar ülkemizde 200-250TL'ye kadar yükselen fiyatlarla satıldı. Garip :)

2011 yılında Amerikalı Sublime Frequencies firması Erkin Koray'ın 1970-77 yılında yaptığı çalışmaların orijinal Koray arşivindeki örneklerini kullanarak Mechul/Rarities adında bir plak bastı. Elimizde çok kapsamlı bilgiler olmamasına rağmen bildiğim kadarı ile şarkı listesi Koray'ın kişisel seçimleri doğrultusunda oluşturulmuş. Plağın satışını Forced Exposure adlı bir firma üstlenmişti. Tabii bu firma ile iletişim sorunları yüzünden ben dahil bir çok meraklı plağın başka yollarla peşine düşmüştük.



Sonunda çok az adetteki plak Equinox Music tarafından ülkemize ithal edildi, ithal edildiği gibi de bitti sanıyorum. En azından ben kendi kopyamı satın almayı başardım. Plak baskısı pek tanımadığım bir firma olan Sublime Frequencies tarafından yaptırılmış. Açık konuşayım gatefold (açılır kapak) şimdiye kadar gördüğümüz tüm Koray yeniden baskıları arasında en kalitelisi. Koray arşivinde yer alan iki adet fotoğraflar ve kendi yorumları ile çok keyifli hale gelmiş. Albümün adını veren şarkı 1968 yılındaki Altın Mikrofon'da ortaya çıkmıştı ancak 1970'de yayınlanan 45'lik çok daha farklı bir versiyon ile dinleyicinin karşısına çıkmıştı. Albümün en önemli şarkılarından bir tanesi 1974 yılında 45'lik olarak yayınlanan Krallar ise başlı başına bir olay. Albümün ön kapağı bu 45'liğin kapağı aynı zamanda. Şarkı listesi şu şekilde;

A Yüzü
Meçhul – 1970
Ve… - 1970
Kendim Ettim Kendim Buldum – 1970
Gün Doğmuyor – 1970
Goca Dünya – 1974
Krallar – 1974

B Yüzü
Cümbür Cemaat – 1976
Hadi Hadi Ordan - 1977
Düşünüş – 1977
Olmayınca Olmuyor – 1977
Sevdiğim – 1976



Baskı için gayet yeterli demek mümkün. Kapak kalitesi için mükemmel diyebiliriz. Zamanında basılan Türk plaklarında her zaman sorun olan yüksek frekanslar yine biraz eksik olarak karşımıza çıkıyor olsa da, bir miktar düzeltme yapılmış. Daha doğrusu abartmadan yapılmaya çalışılmış. İçerik bence çok çok iyi. Meçhul zaten başlı başına kült bir şarkı. "Krallar" ve "Olmayınca Olmuyor" aynı şekilde Koray severlerin çok nadiren denk gelebileceği 45'liklerde bulabileceği şarkılar. Bu plağı bir nevi az bulunur şarkıların toplandığı bir compilation olarak düşünmek lazım. Kaçırmayın alın.

Bu arada bu plağı ülkemize getirmeyi nasıl karar verdiğini bilmediğim ancak bir şekilde getirmeyi başaran Equinox Music'e de ayrıca teşekkür etmek lazım.

The Big Bang Theory



Bu sıralar çevremdeki herkes bir diziye tutturmuş gidiyor. Tüm dünyada da aynı durum var ki, hayatımda görmediğim kadar dizi var ortalıkta. Benim son dönemlerde seyrettiğim tek dizi "Death Note" idi. O da diziden sayılır mı bilemiyorum, animasyondu ama harikaydı doğrusu. Ha unutmadan bir de Star Wars'un çizgi dizi olarak fanlara sunulan "Clone Wars" dizisini takip ediyorum. Söz konusu Star Wars olunca yapacak bir şey yok. Bu hafta yani 24'ünde bayağı heyecanlı bir bölüm yayınlanacak ismi; Massacre... Bloğumu uzun zamandır takip edenler Star Wars ile ilgili durumun farkındadırlar sanırım :)

Neyse... Bu aralar bende bir diziye sarmış durumdayım, ismi "The Big Bang Theory" Konusu Kaliforniya'da bir üniversitede çalışan iki tane sivri zekalı fizikçinin ve oyuncu olma hayalleri kuran bir garson kızın etrafında dolaşıyor. Dizinin başrolündeki fizikçilerin yanında iki tane de evlere şenlik bilim adamı var. Bu arada fizikçilerden bir tanesi oldukça zeki ve sinir bozucu; Sheldon Cooper. Son yıllarda gördüğüm en iyi TV karakterlerinden bir tanesi...

Bu adamlar bir taraflarıyla teknoloji manyağı, bir taraflarıyla "inek" bolca bilimkurgu ve çizgi roman delisi. Zaten diziyi benim için ilginç kılan şeylerden bir tanesi bu çizgi roman deliliği. Dizi bir çok insan için fazlasıyla sıkıcı olabilir yani espriler öyle çok alışıldık türden değil. Bilim ve özellikle fizik muhabbetleri ise hepten evlere şenlik. Allah'tan dizinin bilim danışmanı David Saltzberg'in bir blogu var. Buradan dizinin bir bölümündeki fizik ve farklı bilim dallarındaki konular hakkında yüzeysel bile olsa bilgi alabilmeniz mümkün. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bu arada bloğun en eski dönemine giderseniz izlediğiniz bölümündeki teorileri bulmak daha da kolaylaşıyor.

Şimdilik dizinin ilk sezonunun ortalarındayım ve bayağı hoşuma gitti. Eğer şimdiye kadar duymadıysanız veya seyretmediyseniz bir göz atın, belki seversiniz...

Vakum Tüpler ve Samsung. Garip Bir İkili; Samsung DA-E750



Samsung firması CES 2012'de vakum tüp kullanan ilk ürünlerini duyurdu ve ortalık birbirine girdi. Uzun yıllar sonra ilk kez bir tüketici elektroniği firmasının ürünlerinde vakum tüpler görülüyor. İlk olarak yukarıda görülen Samsung DA-E750 modeli dock sisteminde tüpler kullanılmış. Firma ilerleyen aylarda soundbar olarak bilinen ve yeni nesil ince televizyonların düşük ses kalitesini arttırmayı hedefleyen hoparlör sistemlerinde de vakum tüpler kullanmayı planlıyor.

Koreli firma işi abartıp yeni ev sineması sistemlerinde de vakum tüplü giriş katları kullanabilir. Bu durumu açıklama ihtiyacı duyan Samsung yöneticileri, vakum tüpleri farklı ürünlerinin pre-katlarında kullanmayı planladıklarını ve tüplerin ses kalitesine önemli bir katkı sağladığını söylüyorlar.

Olayın nereye varacağını şimdiden kestirmek güç ancak TechRadar gibi önde gelen teknoloji haber sitelerinin editörleri Samsung'un bu hamlesinin tüketici elektroniği pazarında rekabetten kaynaklanan bir domino etkisi yaratıp diğer büyük firmalarında benzer ürünleri pazara sunabileceğini söylüyorlar.

Son dönemlerde büyük tüketici elektroniği firmaları, hi-fi ve video pazarının daha küçük ancak daha karlı dilimlerine girmeye yönelik adımlar atıyorlar. Geçtiğimiz günlerde Google'ın da evlerimizdeki eğlence sistemlerine yönelik adımlar atacağına dair bir haber yapmıştık. Görünen o ki, işler 2012'de bayağı kızışacak.

Çarşıdan Aldım Bir Tane, Eve Geldim Bin Tane



AK Müzik geçtiğimiz aylarda İdil Biret’in Beethoven külliyatı klasik müzik meraklılarına sunmuştu. Yukarıdaki gördüğünüz kutu içerisinde Beethoven’in otuz iki adet sonatını, beş adet piyano konçertosunu, koral fantezisini ve Liszt tarafından piyanoya uyarlanmış dokuz senfonisini içeriyor. Kutu içerisine bir de DVD eklenmiş. DVD içeriğinde 1980'lerin ortasından kaydın yayınlandığı tarihe kadar perde arkaları ve iki adet konser yer alıyor. Kayıtlar neredeyse 2 ay boyunca sürmüş ve ortaya muhteşem bir set çıkmış.



Yukarıdaki fotoğrafa bakınca "çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane" durumunu görebilirsiniz. İşin güzel tarafı 19 CD ve 1 DVD'den oluşan setin fiyatının oldukça makul olması. CD başına 1TL'den az ödeyerek seti satın alabilirsiniz.

Plakları Karıştırmak Bölüm I. İzmir - 45lik Plak Evi

Özellikle Amerika'daki bir çok web sitesinde gördüğüm ve çok hoşuma giden yazı dizileri vardır; bir şehirdeki (hatta koskoca ülkedeki) farklı ikinci el plak mağazalarını gezip bunları okuyuculara anlatan yazı dizileri. Geçenlerde aldığım bir mesaj üzerine böyle bir şey yapmalıyım diye düşündüm. İşte ilk adım;

---------------------------------------------------------------------------------------------------------



45'lik Plak Evi, İzmir Hisarönü'nde küçük ve sevimli bir plak mağazası. Yerini bulmak çok kolay. Hemen tarif edeyim. Hisarönü Camii'ne giden meşhur yola giriyorsunuz. İlk sola dönen sokağın başında geçmişin meşhur tatlıcısı Mennan vardır. Bu sokağa kıvrılıyorsunuz, sokağın bitiminde bu kez sağa doğru devam ediyoruz. Hemen karşınızda balık adam kıyafetleri satan büyük bir mağaza göreceksiniz. Konak ve Kemeraltı bölgesindeki sayısız hanlardan bir tanesini bulmuş olduk; Mirkelam Han. Hemen hanın içerisine girin ve birkaç adım sonra 45'lik Plak Evi'ndesiniz.

Küçük ve sevimli bir dükkanda sizi Birol Üzmez karşılıyor. Dükkan benim sevdiğim tarzda yani plaklar üzerinize üzerinize gelmiyor. Karmaşanın içerisine girmeden plakları rahatlıkla inceleyebiliyorsunuz. Raflarda farklı müzik tarzlarında plaklar ayrı ayrı gruplanmış. Özellikle rock müzik dinleyicilerinin hoşuna gidebilecek ilgi çekici plaklar ilk bakışta göze çarpıyor. Pek zor bulunan Who'nun efsanevi Quadrophenia albümden Led Zeppelin plaklarına, ELP plaklarından Jethro Tull plaklarına kadar hiç fena olmayan seçenekler dikkat çekiyor. Caz plaklarında da ilginç seçenekler bulabilirsiniz. Ancak şunu unutmayın ikinci el plak mağazalarının ürün yelpazesi son derece dinamiktir. Benim gördüğüm plaklar bir bakarsınız siz gittiğinizde satılmıştır. Yani gittiğinizde kısmetinize ne çıkarsa onu alacaksınız:)



Türkçe plaklar konusunda bayağı bir plak vardı. Aynı şekilde 45'liklerde de çok ilginç seçeneklere denk gelebilirsiniz. 45'likler ülkemizde bayağı seviliyor ve talep görüyor. 45'lik Plak Evi'nin koleksiyonunda hiç fena olmayan 45'likler var ve fiyatları gayet makul görünüyor. 45'lik avcıları ziyaretlerinde 33'lük arayanlara göre daha fazla vakit ayırmalılar. Mağazayı ziyaretim sırasında Tanju Okan'ın çok iyi durumdaki “Öyle Sarhoş Olsam Ki” 45'liği çok makul bir fiyata satıldı örneğin. 45'lik avcılarının dikkatine :)

Birol Üzmez plak konusuna çok meraklı bir insan. Geçmişte ilginç işlere imza atmış. Örneğin Zonguldak'ta plak kapaklarından oluşan bir sergi açmış ve işin güzel tarafı merak ettiğiniz plakları dinleyebileceğiniz bir ortamda yaratmış. Şu sıralar kendisi Betül Atlı'nın çizdiği plak kapaklarını toplamakla meşgul. Plak dünyasında kendi koleksiyonunuzu oluşturmanın sınırsız şekli olduğundan hep bahsederim, alın işte farklı bir örnek.



Benim açımdan bir plak mağazasının olmaz ise olmazı alacağınız plağı dinlemektir. 45'lik Plak Evi'nde almayı düşündüğünüz plakları dinleyebilmeniz mümkün. Bu konuda hiçbir sıkıntı yok. Bu sayede plağın durumunu inceledikten sonra kendi kulağınızla dinleyebiliyorsunuz.



45'lik Plak Evi'ndeki tur sırasında plak raflarını incelerken bende kendime bir şeyler baktım tabii ki. Joni Mitchell'in 1972 yılı albümü “For the Roses”ın güzel bir kopyasını buldum. Biliyorsunuz bu albüm Mitchell'in müthiş eleştiriler alan Blue ve Court and Spark albümlerinin tam ortasında yer alıyor. Önemli bir geçiş albümüdür. Görüyorsunuz ya, nereden ne zaman ne bulacağınız belli olmuyor!

Plak meraklıları için keyifle ziyaret edebilecekleri, plaklara göz atarken sıcak müzik muhabbetleri edebilecekleri bir mekan 45'lik Plak Evi.

Facebook sayfası için buraya tıklayabilirsiniz.