Halı, Plaklar ve Pikap


O çorapları giyip ben fotoğraf çekilsem etmediğiniz lafı bırakmazsınız. Bende aynı şekilde...

Alchemist Freya ve Bragi


Hiç dinleme fırsatım olmayan ancak internette bayağı yazı okuduğum Alchemist markasından bir kaç ürün daha... Alchemist Bragi pikap katı ve Alchemist Freya pre-amplifikatör. Bu cihazlar Alchemist "The Mono" APD25 güç amplifikatörü ile firmanın ilk ürün serisini tamamlıyordu. İlginç tasarımlar...

Darısı Hepimizin Başına


Yukarıdaki manzarayı görünce darısı başımıza dedim başka bir şey diyemedim. Aslında basit gibi gözüken şey o kadar zor ki. Haydı diyelim ki, o plakları topladınız. Bu kadar güzel bir raf sistemini koyacak yere ihtiyacınız var. Hatta salonun ortasında olmasını isteriz değil mi? Boyutları gitgide küçülen evlerimizde bunlar sadece güzel birer hayal! 

Yine Müzik Dolabı



Sizlere geçen hafta modernize edilen müzik dolaplarından bahsetmiştim. Bazı firmalar bu tarz müzik dolaplarını alıp restore ediyor. Restorasyonda ahşaplara harika cilalar atılırken, cihazların içindeki ampliler değiştiriliyor ve modern özellikler kazandırılıyor. Yukarıdaki modelde bluetooth bağlantısı bile var... Yukarıda bu tarz modernizasyonlara bir örnek daha var...

Vintage ve Şıklık!


Yine basit ve güzel bir sistem. Formül aslında hep aynı, IKEA Kallax rafı al. Plaklarını yerleştir. Tepesine pikabını ve elektronik cihazlarını koy. Her iki yanına da birer hoparlör. Bitti.. Burada hoşuma giden şeylerden, 70 ve 80'lerde kullanılan metal ve açılı hoparlör stand'ları oldu. Bunların modası günümüzde yok ama bu tarz alçak hoparlörlerin tiz sürücülerini kulak hizasına yükseltmenin alternatif bir çözümü ve çok şıklar!

Pioneer Pikap ve Işıklı Vu-metreleri


Pioneer PL-560 zamanında PL-C590 modelini satın alamayanlar için daha ekonomik bir çözümdü. Ekonomik dediğime bakmayın o zamanlarda da bu pikaplar ucuz değildi. Bu pikapların son derece şık gözüken vu-metreleri aslında devir daha doğrusu pitch kontrolü için kullanılıyordu. Kozmetik açıdan tek sıkıntı bu modellerde  PL-C590 gibi ahşap bir kasanın olmamasıydı bence :)

Buldun da...

Bu Plak Rafı Eğrilir!


Yukarıdaki raf sistemi küçük küçük kutucuklardan oluşturulmuş. Aslında genişleme imkanları açısından mantıksız değil ama sıkıntı o raflar plaklarla doldukça, inceliklerinden dolayı eğrilebilirler gibi geliyor bana. Biz ne olur olmaz IKEA Expedit pardon Kallax ile hayatımıza devam edelim bence... Bu arada eğer Kallax çözümünü kullanıyorsanız güçlendirmeyi unutmayın...

Vintage Mania

Bu görüntü içinizi kıpır kıpır ettiriyorsa sizde ruh hastasınız demektir. Şaka bir yana eski cihazların seslerin, tonlarını bir kenara bırakalım, tasarımları müthiş gözükmüyor mu sizce de. Artık ahşabın sıcaklığımı, tasarım dilimi bilemiyorum ama insanı kendisine çeken bir şeyler var. Buradaki cihazları tek tek sayacak insanlar da aramızda yok değil bu arada...

Zippo Technics


Benim çakmak merakım pek yoktur muhtemelen çok kaybettiğim için. Yukarıdaki Zippo çakmağı ilk gördüğümde herhalde birisi özel olarak kendisi için üretti zannettim ama küçük bir araştırma yapınca orijinal olduğunu anladım. Technics SL1200 pikapların 30 yılı anısına özel üretilmiş bir Zippo. Meraklısına duyurulur...

Plak Rafları


Bu fotoğraftaki raflar dikkatimi çekti. Aslında mantık çok basit rafların en sağ ve sol tarafındaki plaklar aslında rafın duvar dikmelerini gizlemek üzere kullanılmış. Bunların arasındakiler ise gerçekten plak. Alt kısma ise metalden son derece ince ama dayanıklı bir plaka kesilmiş ve ortaya bu güzel manzara çıkmış.

Yine Bir Araba Pikabı Denemesi


Geçen hafta arabasına pikap kuran Amerikalı bir arkadaşı konu etmiştim. Bu kez Avrupalı bir başka arkadaş arabasına pikap kurmuş. Bu kez Crosley'in portatif pikabını kullanmışlar ama yine olmamış demek lazım. En azından yer anlamında daha az yer kaplıyor ancak yine bu pikapta titreşimlerde plak çalma yeti ve kabiliyetine sahip değil.

Güzel Bir Konsol


Yine hoş ve sade bir sistem konsepti. Sisteme pek laf etmeyeceğim çünkü büyük ihtimalle fotoğraf çekimi için kurulmuş gibi. Son zamanlarda ülkemizde de çeşitli mağazalarda yukarıdaki gibi konsollar görüyorum. Bir ara Mudo bu tarz şeyler satardı. Tabii öyle fahiş fiyatlara satıyorlardı ki, ulaşmak mümkün değil hatta pek mantıklı değildi. Artık daha uygun mağazalarda da bu tarz ürünlere denk geliyoruz. Küçük bir sistemi böyle bir konsolun içerisine kur, mutlu mesut yaşa işte...

Sosyal Ağlar


Yukarıdaki afiş der ki, bilgisayarlarınızın başından kalkın ve orijinal sosyal ağlara yönelin. Ben tabii yaş yüzünden çok hatırlamıyorum ancak Türkiye'de bile eskiden plak mağazaları bir toplanma ve görüşme merkeziymiş. Benim gençliğimde kelimenin tam anlamı ile plak mağazası kalmamıştı ama müzik mağazaları gerçekten bu görevi üstlenmişti. İzmir'de her Cumartesi işi gücü bırakıp mutlaka Stüdyo Ümit'e giderdik. Müzik muhabbetleri ve sohbetlerin hala tadı damağımdadır...

Modernize Edilen Müzik Dolapları


Yukarıdaki fotoğrafa bakıp aa ne güzel bir vintage müzik dolabı diyebilirsiniz. Ancak Amerika'da yeni yeni başlayan bir trend bu ezberi bozacak gibi. Bazı firmalar bu tarz müzik dolaplarını alıp restore ediyor. Restorasyonda ahşaplara harika cilalar atılırken,  cihazların içindeki ampliler değiştiriliyor ve modern özellikler kazandırılıyor. Mesela yukarıdaki modelde bluetooth bağlantısı bile var...

Gelde Kıskanma


Normalde insanların sahibi olduğu müzik sistemlerine bakar, keyifle kullansın der geçerim de, buradaki arkadaşı kıskandım. İki adet farklı dönemin Thorens Prestige modeli, Nakamishi Dragon ve EMT 930'u bir arada görünce insan kıskanıyor hafiften. İnsan delirir bu pikaplarla, hangisini dinleyeceğini bilemez yahu...

Plak ve Kulaklık


Hanım kızımıza hiç laf yok, giyinmiş kuşanmış pardon tam tersi, süslenmiş püslenmiş plak dinlemeye başlamış da, o pikapla o kulaklığı birlikte kullanmak için araya bir sürü ek cihaz ve modifikasyon lazım. Buradan neyi anlıyoruz çok bilmek iyi bir şey değil... Fotoğrafa bak, ne güzelmiş de geç işte...

Pop Art Pikap Sistemi


Yukarıdaki pikap sistemini kimin ürettiğini bulamadım ancak son zamanlarda bu tarz pop-art döneminde tasarlanmış ürünler ile daha fazla denk gelmeye başladım. Yukarıdaki sistemin sağ ve sol tarafına hoparlörler yerleştirilmiş gövdenin içinde ise amplifikatör buluyor. Zannedersem ürün Avrupa menşeili...

45'lik Adaptörleri

Yukarıdaki yazıda der ki, bunların ne olduğunu biliyorsanız paylaşın. Bir arkadaşım vardı 45'lik adaptörü topluyordu. Biliyorsunuz bunlar göbek kısmı olmayan plaklarda kullanılır ve çoğu zaman bir pikap satın aldığınızda yayında hediye gelir. Ama genelde siyah renk ve sevimsizlerdir. Yukarıdaki adaptörler ise adetli alınır. Hatta eskiden kiloyla alınır ve plakların göbeklerine yerleştirilirdi. Tak çıkar uğraşmazdınız. Ben özellikle alt sırada soldan ikinci sıradaki sarı renk olanları seviyorum...

Klipsch ile Pikap


Bu fotoğrafı görünce aklıma bizim Bohlener geldi. Amerikalı bir arkadaşımız eski bir sandıktan güzel bir pikap standı yapıp arkasına da Klipsch raf tipi hoparlörleri eklemiş. Bana sorarsanız pek de güzel olmuş... Ha tabure yerine daha güzel bir çözüm de bulunabilirdi ama neyse artık... 

Yatak, Pikap, Sammy Davis Jr.


Eh herşey iyi hoşta bacım hoparlör olmadan o plağı nasıl dinleyeceksin orası büyük muamma işte!

Plaklar Geldi


Bu fotoğraflara ne deniyor bilmiyorum ama eski devirleri konu alan böyle renkli fotoğrafları seviyorum. Yazılan çizilenlere göre özellikle 60 ve 70'lerde dönemin büyük müzisyenleri albüm yayınlayacakları zaman büyük olay olur ve türlü coşkular yaşanırmış. O dönemlerde özellikle de 60'larda müzik seti sahibi olmak önemli bir konuymuş. Yukarıdaki abimizde bakın kızlar Beatles'ın yeni albümü geldi, haydi atlayın benim evde dinleyelim moduna girmiş.


Velhasıl kelam şanssız bir nesilin evladıyız,  ne pul koleksiyonundan nede plak koleksiyonundan fayda sağlayamadık :)

Yanlış Bir Araba Pikabı Projesi


Eski araba pikaplarına özenen bir arkadaşımız işi gücü bırakıp otomobilinde küçük bir modifikasyon yaparak pikap eklemiş. Eklemiş eklemesine de eski araba pikaplarının en önemli özelliği titreşimlerde bile plak çalmaya devam edebilmesiydi. Bu pikap titreşimde bırak plak çalmayı, yerinde bile durmaz. Hatta iğne ile vedalaşılır... Olmamış sıfır!

Luxman Sevmek!


Hem İngiltere hemde Amerika'da eski Luxman cihazları çok seven meraklılar var. Eski tasarımları gerçekten bence de çok şıktır ve çok keyifli çalar. Firma günümüzde bazı serilerinde bu eski dokunuşlara da yer vermeye başladı ama galiba eskilerin tadı bambaşkaydı. Yukarıdaki fotoğraf hoşuma gitti, bir kenarda bulunsun istedim...

Transformers Linn


İnternette gezinirken ismini bilmediğim bir arkadaşımız Linn LP12 pikabı kullanarak neredeyse Transformers tadında bir animasyon yapmış.  Valla muhteşem gözüküyor...

İğne Değiştirme Diaroması


Geçenlerde internette gezinirken yukarıdaki fotoğrafı gördüm pek beğendim. Kullanılan figürler tahminen 1/72 boyutlarında olması lazım. Çeşitli markaların bu tarz figürleri var ve kendiniz boyayabiliyorsunuz. Yukarıdaki fotoğrafı çeken arkadaşımız, iğne değişimini canlandırmış... Aslında bu tarz bir diaroma veya sahneyi Stereo Mecmuası'nda da kullanabiliriz.

Seloteyp Kesici


Bir Amerikalı arkadaş seloteyplerini kesmek için yukarıdaki gibi bir tasarım yapmış pek hoşuma gitti ve kısa zamanda kendime de yapmayı planlıyorum. Buradaki arkadaş oturup tahtadan kapmış ama varolan plastik bir parçayı yazıcıdan çıkartılabilecek vinyl ile de yapabilmek mümkün... 

Muhammad Ali, Cadillac ve Pikap


Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz büyük boksör Muhammad Ali, 1960'larda Cadillac marka otomobilindeki araba pikabında 45'likleri ile haşır neşir olurken...

Thorens Restorasyonları!


Millet şu eski Thorens'leri ne hallere getiriyor gerçekten hayran oluyorum. Mesela yukarıdaki gibi baştan aşağı elden geçirilmiş harika bir Thorens pikabı Almanya'da eBay üzerinden gerçekten çok makul fiyatlara edinebilmek mümkün.

Who?


Buraya görmeyi başarabilirsiniz yakın zamanda Tamer Tekelioğlı güzel bir Who yazısı yayınladı. Ulaşmak isterseniz buraya tıklayınız...

Katma Değer Şaban ve KDV


Bugün buradaki karikatürü yayınladığımda aklıma rahmetli Kemal Sunal'ın Katma Değer Şaban filmi geldi. Punk'tan serbest çağırışım diyebilirsiniz. Açıp hemen filmdeki şarkıları dinledim. Filmin KDV isimli parçasının sözleri aşağıda...
-Gördüm Ki Memlekette, Ortadirek Yan Yatmış, Bir De Kdv Gelmiş, Hepten Ayvayı Yemiş
-Senin Uyanık Baban, Çırparken Ordan Burdan, Salak Mı Ki Ödesin, KDV

-O Şık Vizonlu Anan, Çanak Konken Oynarken, Verir Mi Harun Bey’e, KDV

-Köprüde Hissen Varsa, Barajdan Pay Aldınsa, Seni Hiç Irgalamaz, KDV

Ortadirek Düşünsün, Ömür Boyu Sürünsün, Umrunda Mı Senin, KDV
Bir bakınca filmin yayınlandığı 1985 senesinden bu yana ülkemizde pek bir şeyin değişmediğini görebilirsiniz. Ha pardon bir de ÖTV var şimdi...  Ağlanacak halimize gülelim!

Grubun İsmi mi Albümün İsmi mi?




Hani bazen elinize bir albüm geçer, ancak isimlerin grubun mu yoksa albümün mü olduğunu bilemezsiniz. Yukarıdaki karikatürü görünce o aklıma geldi. Yazan şey ise şu şekilde;
Belki de grubun ismi Sandinista  ve grubun ismi Crash'tir? 
Ancak işin daha vahim bir bakış açısı da yok değil. Eğer punk müzik ile ilgileniyorsanız Crash'in Sandinista albümünü  bilmiyorsanız biraz sorun var demektir. Ecnebiler yukarıdaki gibi tiplere "poser" diyorlar. Görüntü hardcore punkçı ama punk ile uzaktan yakından alakası olmayan tipler...


"The Darkening of Tristram"


Geçtiğimiz günlerde Diablo'nun 20. yılı için birkaç satır kaleme almıştım. Kutlamalar bu hafta içinde iyice başladı ve muhtemelen bu akşam Diablo III içerisindeki coşku yaşanmaya başlayacak. Olay neydi hatırlatayım; "The Darkening of Tristram" adından ilk Diablo gibi 16 katlı bir zindanda savaşıp bölüm sonunda Diablo ile karşılaşacağız. Tahmin edeceğiniz üzere Tristram katedralinde geçecek bir bölüm. Görsel filtrelerle bu yeni bölümlere retro havası verilecek ve eskisi gibi sadece 8 yöne hareket şansımız olacakmış.

Meraklıların bilgisine :)

Carrie Fisher Vefat Etti


Star Wars severlerin gönüllerinin kraliçesi Carrie Fisher 2016'nın son günlerinde vefat etti. Benim açımdan bir diğer önemi Blues Brothers filminde de rolü olmasıdır. Star Wars'ın gönüllerimizde taht kuran orijinal üçlemesi A New Hope, The Empire Strikes Back ve Return of the Jedi'da ve ne yazık ki The Force Awakens kepazeliğinde Leia Organa rolüyle önemli bir karakteri canlandırdı. Aklımızda ilk filmdeki beyaz kıyafeti ve garip saç modeli ve Jabba the Hutt'ın sarayında yukarıdaki köle kıyafetiyle aklımıza kazındı. Tabii ki "Blues Brothers" filmindeki ruh hastası eş rolü de tabii ki unutulmaz. Mekanı cennet olsun...

Havada Uçuşan Plaklar


1960'larda televizyon dizisi olarak çekilen Batman serisini hatırlayanlar var mı bilemiyorum. Türk televizyonlarında da fi tarihinde gösterilmişti. Özellikle açılış jeneriği son derece sinir bozucuydu. Aslında her şeyi sinir bozucuydu. Yukarıdaki sahne bir dövüş enstantanesinden... Plaklar havalarda uçuşurken...

Eroica Almighty-55


Eroica Almighty-55 lambalı entegre amplifikatör. Kanal başı 27W güç üreten ampli 15Kg ağırlığında. Üretim yılı 1960'lar... Türkiye'de bana sadece 1 kez denk geldi Eroica markası.

Rubik Küpü


Rubik Küpü, Macar heykeltıraş ve mimar Erno Rubik tarafından başımıza musallat edilen bir mekanik bulmaca derdi malumunuz. 12 kenar, 8 köşe ve 6 merkez parçadan oluşan küp üzerinde toplamda 26 adet parça var. Mekanik bir bulmaca olduğu kadar bana sorarsanız bir tasarım ikonu olan Rubik Küp hepimizin çocukluğunda bir şekilde elimizden geçmiştir. Ben daha çok askerlerimle oynamayı seven bir adam olarak bu bulmacayı hiçbir zaman çözemedim. Hiç yalan söylemeyeyim hatta nefret edip senelerce elime bile almadım.

Geçenlerde Ali'ye oyuncak almak bir mağazaya gittiğimde reyonda bana melun melun bakan küpleri görünce lanet edip sepete attım bir tane. Aslında başıma geleceği biliyordum ama rahat durmadım işte... Bu arada benim bilmediğim binbir türlü kip çıkmış piyasaya. Bizim bildiğimiz 3×3×3'lük standart küp. Bunun 4×4×4'lük adı Rubik'in İntikamı ve 5×5×5'lik Profesörün Küpü isimli versiyonları da varmış. Sinir hastası olmak istemeyenler için ise 2×2×2'lik Mini Rubik Küpü de zamanında üretilmiş. Bunlar yetmiyormuş gibi piramit şeklinde olan, daha fazla parçaya sahip dev gibi küpler hatta daire şeklinde bile olanlar var... Olay çığrından çıkmış yani...


Ben son yıllarda çeşitli robotik yapılar tarafından çözülen küplerle alakalı videolar seyretmiştim. Hatta Lego Mindstorm kullanılarak yapılan minik bir proje beni fena kaşıdı. Hoş asla çözemediğin bir şeyi otomatik olarak çözmek nedir diyeceksiniz. Kesinlikle haklısınız...

Sonunda aldım elime küpümü başladım çevirmeye. Uzun uğraşlar sonunda çözmeyi de başardım. Başım göğe ermedi açıkçası :) Ama çocukluktan gelen bir kabustan kurtuldum, mutluyum yani. Tabi ben 10 saatte çözerken millet saniyeler içinde çözüyor bu küpleri. Internetten izlediğim videolarda önünde  Stackmat zamanlayıcısı adı verilen garip bir kronometre başına küçücük veletler küpleri saniyeler içerisinde çözüp ellerinden atıyorlar. Tabii ki bunun için özel algoritmalar kullanıyorlar ama manzara garip. Hoş bende birkaç gün içinde bayağı hızlandım ama saniyeler tabii ki bana çok uzak...


Tabii ki  olayın suyunu çıkartmışlar. Küpü tek el kullanarak çözmek, ayakla çözmek, gözü kapalı çözmek gibi her türlü acayiplik var. Benim iki elle yapamadığımı adam saniyeler içerisinde ayağı ile çözüyor. Helal olsun... 

Tabii ki her alanda olduğu gibi küplerde her türlü modern teknolojiden nasibini almış. Özel rulman sistemlerinden hızlı dönmeye yardımcı yağlara kadar olayın bokunu çıkartmak için her türlü enstrüman elinizin altında. Benim alışveriş yaparken tek bildiğim şey eskisi gibi çıkartmalı olanlardan almamam gerektiği idi. Sabit boyanmış bir küp daha sağlıklı. Benim satın aldığım mağazada "Dian Sheng" diye bir Çin markasının küpü vardı. Kalitesi falan hiç fena değil. Zaten 5TL, fazla beklenti sizi sarsmasın! 

Bu aralar ya sabır diyerek çekecek tespih arıyorsanız alın size alternatif; Rübik küpü... 


Umut?


Bloğumu seneler önce internette denk geldiğim ilginç şeyleri bir kenara atmak, ufak tefek yazılarımı yayınlamak için açmıştım. Zaman içerisinde kendim için yazdıklarım insanların da ilgilerini çekmiş olacak ki, binlerce insan uğrar oldu.

2016 yılı öyle bir yıl oldu ki, yaşadığımız ülkemiz adına hemen her hafta hatta neredeyse her gün kötü bir haber alır olduk. Kazalar, patlayan bombalar, trafik, darbe teşebbüsü, burnumuzun ucunda savaş, terör, ağır ekonomik kriz ve daha bin türlü melanet...

Tam bir şeyler yazmaya veya bir fotoğraf eklemeye heves ediyorum, şehit haberi geliyor, güzel bir yazı yayınlayayım diyorum, bir yerlerde bombalar patlıyor, ilginç bir fotoğraf buluyorum sınır boylarında ana kuzuları toprağa düşüyor, iyi yıllar deyip yatağıma yatıyorum sabahına saldırı haberleri ile yıkılıyorum, yıkılıyoruz.

2017 geldi, hoşgeldi de, bir şeylerin iyiye gideceğine dair umut yok. Ne halt edeceğimi şaşırdım valla...