Tavsiye Ederim: Death Note
Hazır Anime'lerden bahsetmişken son zamanlarda seyrettiğim en iyi "şey"den bahsedeyim. Benim fazla televizyonla işim olmadığından dizi, film veya programları takip etmem. Arada sırada ilginç olduğuna inandığım ve tavsiye edilen "şey"leri seyrederim.
Death Note, aslında bir manga ve Tsugumi Ohba tarafından yazılıp Takeshi Obata tarafından çiziliyor. Bu manga'dan hareketle yönetmen Tetsuro Araki tarafından çekilen anime dizi özellikle ilk 20-25 bölümü ile beni benden etti. Konu son derece ilginç dizi ile aynı adlı bir not defteri var ve bu not defterine yazılan notlar ile bazı olaylar gerçekleşiyor. Bol bol fantazi öğeleri (işin içerisine Japon tanrıları da karışıyor) satranç gibi hamleler, aksiyon girince ortaya müthiş bir karışım çıkmış...
Ben seyretmek için çoook geç kalmış olsam bile hala el atmayanlar varsa bir göz atabilirler. Tavsiye ederim...
Terminal Filmi ve Harlemde Önemli Bir Gün
Geçenlerde "The Terminal" veya Türkçe çevirisiyle Terminal filmini izledim. Filmde son dönemlerin önemli iki oyuncusu rol almıştı; Tom Hanks ve Catherine Zeta-Jones. Jones'u oldum olası pek beğenirim zaten. Neyse... Film önemli bir film midir bilmem. Hep söylediğim gibi film yorumlayacak bir insan değilim. Genel olarak 1960 veya 70'lerde kalmış bir insanım. Klasik filmleri izlemek bana büyük keyif veriyor. Ama bazen daha güncel filmleri de seyrediyorum işte... Filmin konusu biraz garip. Eski Sovyetler Birliğinden ayrılmış bir ülkeden bir adamcağız babasının vasiyeti üzerine New York'a gidiyor. O sırada ülkesinde bir iç savaş çıkıyor. Bundan dolayı pasaportu iptal oluyor. Amerikalılar ülkeye giriş izni vermiyorlar. Bu yüzden hava alanı terminalinde yaşamak zorunda kalıyor. Yetkililerle bir nevi soğuk savaş halinde devam eden süreçte terminalde çalışanların saygısını kazanıyor. Falan filan... Filmin kısa özeti bu...
Şimdi gelelim benim için önemli olaya. Babasının vasiyeti bir fotoğraftaki tüm caz müzisyenlerinin imzalarını toplamak. Son kalan isim ise, Benny Golson. Bir çok insan böyle bir şeyin üzerinde durmaz ama fotoğrafla ilgili sohbet sırasında öyle isimlerden bahsediliyor ki, bu fotoğraf mutlaka vardır diyerek hemen oturdum bilgisayarın başına. Fotoğraf aşağıda görülebilir bu arada;
Art Kane - A Great Day in Harlem - 1958
Fotoğrafın ismi "A Great Day in Harlem" veya "Harlem 1958" yani Türkçesiyle Harlem'de Önemli Bir Gün diyebiliriz. 1958 yılında fotoğrafçı Art Kane tarafından çekilmiş. O yıl hayatta olan 57 önemli caz müzisyeninin New York'un meşhur Harlem mahallesinde çekilmiş bir fotoğrafı bu...
Fotoğrafı çeken Art Kane, çeşitli dergiler için çalışan bir fotoğrafçı. Döneminin önemli isimlerini çekmiş. Bir kaç fotoğrafını biliyordum ama bu gözümden kaçmış. Mesela Who'nun İngiliz bayrağına sarılmış fotoğrafı çok bilindiktir. Kane'nin çektiği bu fotoğraf caz dünyası içinde önemli. Herhalde bir kez daha böylesine isimleri bir araya getirmek mümkün olmayacak! Bu arada fotoğraf 1959 yılında Esquire dergisinde yayınlanmış.
Art Kane'e adanmış bir web sitesi var. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. "A Great Day in Harlem"in kamera arkasının keyifli fotoğrafları var. Aşağıda görebilirsiniz. Bu arada araya fotoğraftaki müzisyenlerin isimlerini de serpiştireyim...
Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958
Red Allen, Buster Bailey, Count Basie, Emmett Berry, Art Blakey, Lawrence Brown, Scoville Browne, Buck Clayton, Bill Crump, Vic Dickenson, Roy Eldridge, Art Farmer, Bud Freeman, Dizzy Gillespie, Tyree Glenn, Benny Golson, Sonny Greer, Johnny Griffin, Gigi Gryce, Coleman Hawkins, J.C. Heard, Jay C. Higginbotham...
Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958
devam... Milt Hinton, Chubby Jackson, Hilton Jefferson, Osie Johnson, Hank Jones, Jo Jones, Jimmy Jones, Taft Jordan, Max Kaminsky, Gene Krupa, Eddie Locke, Marian McPartland, Charles Mingus, Miff Mole, Thelonious Monk, Gerry Mulligan, Oscar Pettiford, Rudy Powell, Luckey Roberts, Sonny Rollins, Jimmy Rushing, Pee Wee Russell, Sahib Shihab, Horace Silver, Zutty Singleton, Stuff Smith, Rex Stewart, Maxine Sullivan, Joe Thomas, Wilbur Ware, Dickie Wells, George Wettling, Ernie Wilkins, Mary Lou Williams, Lester Young
Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958
Nasıl deli bir liste.. Listeden 4 kişi şu an hayatta.. Benny Golson, Marian McPartland, Sonny Rollins ve Horace Silver
Angle & Curve Kulaklık
Angle & Curve markasını duymamış olabiliriz ancak kulaklık pazarında ilgi çekebilir. Firma klasik hatta retro tasarımlı ilk kulaklık modeli ile dikkat çekmeye aday. 60 Sterlin'lik fiyat etiketi taşıyan ürünün teknik verileri de hiç fena değil. Türkiye'ye ithal edilir mi acaba?
İskelet Betty
Geçen haftalarda Betty Boop'u sevdiğimizden bahsetmiştim. Murat Bey değişik bir illüstrasyon gönderdi. Aklı evvel bir meraklı Betty Boop'un kemik yapısını çizmiş. Pek güzel olmuş...
Muppet Show - Surfin USA
Kermit, bu kez Sinbad olmuş ve kendisi gibi bir sürü kurbağa ile çok meşhur bir şarkıyı söylüyorlar; Surfin' USA. Bu şarkıyı Beach Boys'tan hatırlarsınız ama Kermit versiyonu daha mı güzel acaba?
Absürd Plak Kapakları: Delirium In Hi-Fi
Söze hiç gerek yok. Kapak ve yazı her şeyi anlatıyor. Hi-fi'de hezeyan veya çılgınlık!
Rocket Ekolayzır Askı
Rocket'in müthiş tasarımlarından bir tanesi. Bu kez bir askı yapmışlar. Ancak fotoğrafta görülebileceği gibi ekolayzır şeklinde tasarlayıp yine yapacaklarını yapmışlar. Ürün şu an satışta bulunmuyor araştırdığım kadarı ile.
Pure Vinyl Yazılımı
Plakları dijital formata çevirmek ve hatta çizik ve sorunlu plakları onarmak için ilginç yazılımlar var. Bunların en iyi olarak nitelendirileni Pure Vinyl. Bu yazılım Channel D isimli bir firma tarafından üretilmiş. Aynı firma MAC dünyası için Pure Music isimli medya yazılımının da üreticisi.
Program kısaca plak çalmak, kaydetmek, düzenlemek ve arşiv yapmak üzere tasarlanmış. 64-Bit RIAA eğrsi düzenleme kapasitesine sahip. 192 kHz/24 bit kayıt yapabiliyor. Bunun yanında pikaplarınızın kurulumu veya yeniden ayarlanmasına da destek olabiliyor.
En önemli konu çizikleri giderebilme. Yazılım yoluyla bu konuda bayağı yol kat edilmiş. Hemen her şey, frekans aralıkları, oktavlar ayarlanabiliyor hatta bir de 1955 öncesi plak standartları için özel eğri tanımlama sistemi eklenmiş. Aslında özellikler yazmakla bitecek gibi değil.
Yazılım Mac OS X 10.5 veya 10.6 işletim sistemi yüklü bir MAC istiyor. Yazılımın fiyatı ise 229 Dolar. Daha fazla ayrıntı ise burada
Davone Rithm ve Gitar
Davone firmasının hoş tasarımlı Rithm hoparlörleri. Bundan aylar önce aynı hoparlörlerle ilgili keyifli bir reklama da yer vermiştim. Ortam gerçekten çok güzel :)
Hollandadan Bir Müzik Mağazası
Hollanda'dan hoş bir müzik mağazası. İlk önce DJ pikabı ve kulaklığını görünce burasının bir müzik mağazasını olduğunu anlamamıştım. Ancak pikap, alacağınız ikinci el plakları dinleyerek kontrol edebilmeniz için konulmuş.. İyi fikir...
Animasyonlu Albüm Kapakları: Iggy Pop The Idiot
The Idiot, Amerikalı rock şarkıcısı Iggy Pop'un tek başına devam ettireceği müzik yaşamının debut yani başlangıç albümü. 1977'lerde Pop'un David Bowie ile işbirliği ile yayınladığı iki plaktan bir tanesidir. Albümün ismi Rus yazar Dostoyevsky'nin aynı isimli romanından etkilenerek konulmuş. Albüme imza atan üç müzisyen - Bowie, Pop ve Tony Visconti—bu kitabı çok severlermiş... Yukarıda hareketli görüntüyü aşağıda ise orijinal kapağı görebilirsiniz… Çok başarılı bir çalışma...
Muppet Show: Viking'ler
Bu kez dostlarımız Viking olmuşlar ve bir köyü basıyorlar. Şarkı ilk anlarda biraz asap bozmuyor değil ama fena halde akılda kalıyor ve gün içerisinde "In The Navy" diye şarkı söyleyerek çevrenizdekilerin bu ne yapıyor şeklindeki bakışlarına muhattap olabiliyorsunuz. Aman dikkat...
La Musica USB Pikap
Tamam pikaplar yeniden "in" oldular olmasına da, kimse bu mekanik cihazların servis desteği istediğini bilmiyor herhalde. Bugünlerde hemen her türden, her fiyat etiketine sahip pikapları pazarımızda bulabilmek mümkün. Bu çok iyi bir şey. Ancak bir gün pikap dinlerken yanlış bir hareket yaptığınızda veya pikabınızın iğnesi zamanın etkisine yenik düştüğünde ne yapacaksınız? Veya devir sorunu yaşadığınızda nasıl bir teknik servis desteği alacaksınız. Yıllardan beri pikap kullanımı hakkında yazılar yazıyorum. Her zaman en dikkat edilmesi gereken şey plakların değerli olduğu ve onlara zarar vermemek için olması gerektiği şekilde kullanılması gerektiğidir. Zaten Plak Koleksiyonculuğu yazı dizimde bu konuları uzun uzadıya işliyorum. Bir göz atmanızı tavsiye ederim...
Şimdi neden bunları yazdım. Geçenlerde aldığım bir mesaj ile haberim oldu, Migros, La Musica USB Pikap adından bir pikabı satışa sunmuş. Bir okuyucum nasıldır diye mesaj atmış. Bende o sayede öğrendim. Ürün aynı zamanda Migros'un sanal mağazası Kangurum'da da satışa sunulmuş. Özelliklerini yazmamışlar. Fiyat bilgisi var sadece 169TL. Tamam fiyat çok güzel, hiç lafım yok ama sonrası...
Çeşitli forumlarda bu pikabı satın alan kullanıcıların mesajları var. Ürünün 33, 45 ve 78 devirleri desteklediğini, Çin malı olduğunu anlamak mümkün. Kullanılan iğne nedir soru işareti, kırıldığında nereden alınacak soru işareti. En önemlisi plaklarınıza verebileceğiniz zararlar. Ucuz pikap sahibi olmak adına plaklarınızı haşat etmeyin. Tamam pikap sahibi olmak çok ucuz ve kolay bir şey değil ama ya plaklar?
Belki bir kaç tane plağınız var ve onları dinlemek istiyorsunuz. 400-500TL neden vereceğim diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu öylesine bir olaydır ki, bir kez o büyülü dünyaya girdiğinizde bir daha bırakamazsınız. Plaklarınızı haşat etmek yerine biraz bekleyin, biraz sabredin ve biraz para biriktirin lütfen düzgün bir pikap edinin.
Bu arada Migros 57. doğumgünü vesilesi ile son derece retro leaflet'ler hazırlamış. La Musica USB Pikabı ararken gördüm. Pikabın resmini bulamayınca hoşuma giden bir sayfayı ekleyeyim dedim. Bakın yukarıda görebilirsiniz...
Audiorama 9000
Arada sırada eski Grundig ürünlerine özellikle de Audiorama serisine Retro ve Vintage hifi bölümümüzde yer veriyoruz biliyorsunuz. Grundig seneler önce batmıştı ve Arçelik/Beko grubu tarafından satın alınmıştı. Ancak şirket eski ürünlerinin yeni versiyonlarını üretmeye devam ediyormuş. Geçenlerde bir arkadaşım bu nasıldır diye mesaj atınca bende yeni farkettim. Audiorama 9000, yaklaşık 900TL'lik bir fiyat etiketine sahip. İstenirse Beko'nun sanal mağazasından satın alınabiliyor. Siyah ve beyaz rengi mevcut ve en önemlisi tıpkı eskisi gibi isterseniz tavana asılabiliyor. Audiorama 9000, 2008 yılında bayağı ödül almış...
Web sitesinde ise şunları yazmışlar; "70'li yıllarda doğan ve bugün daha da etkileyici, Performans serisinin küresel hoparlörleri geri döndü. Üzerinde bulunan iki bas/orta-seviye şasesi ve hyperbolically-saptırılmış tiz sistemi ile daha dolgun bir ses sağlıyor. 360 ° projeksiyon benzersiz bir surround ses üretir. İster ayak sehpa ile isterse tavana asma olarak % 100 kült olarak konumlanabilir."
Valla aferin Arçelik/Beko grubuna...
Haydi X Wing'lere Binelim!
Son yıllarda bilgisayar veya konsol oyunları öylesine bir hal aldı ki, başına oturduğunuzda saatler geçiyor. Benim arada sırada sardığım oyunlar oluyor ancak iş arasında stres atacak bir şeylere de her zaman ihtiyaç var. Böyle zamanlarda imdada Bruno R.Marcos tarafından tasarlanmış Battle Of Endor oyunu geliyor. Star Wars filmlerinden hatırlayacağınız meşhur Endor savaşını konu alan oyunda tie-fighter'lardan, X-Wing'lere ve hatta imparatorluk kruvazörlerine kadar hemen her türlü alet edevatı görmek mümkün. Oyun taş çatlasa 15-20 dakika sürüyor. Hiçbir şey düşünmeden tüm stresinizi atıp işinize kaldığınız yerden devam edebilmeniz mümkün. Grafikler o kadar ilkel ki, en basit bilgisayarda bile oynayabilirsiniz. Aman bu ne ya derseniz TMaster_Syrus nick'li bir dostumuzun geliştirdiği ek grafik paketi ile grafikleri büyük ölçüde düzeltebilirsiniz.
Oyun ve grafik paketi tamamen ücretsiz. Deneyin belki seversiniz. En azından Star Wars evreni kuşlarla böceklerle uğraşmaktan iyidir bence..
Bumerang Ödüllerinde Bana Oy Verin!
Nasıl komik başlık değil mi? Bloğumu, Hurriyet web sitesinin Bumerang Ödüllerine dahil ettik. Bu sene "En Tarz Blog" -tamam gülmeyin en uygun bunu bulduk- kategorisinde yarışıyoruz. Eğer oy vermek isterseniz cep telefonu numaranızı girerek, size gönderilecek doğrulama kodunu ekrana giriniz. Tabii bunları alttaki linkten yapıyorsunuz. Cep telefonunuz gizli tutulacak olup, toplu mesaj gönderimi için kullanılmayacaktır. Doğrulama kodu talebi tamamen ücretsizdir diye ekleyeyim...
Oylarınızı bekliyorum...
Kore Seul Goldmund mağazası
Hifi mağazaları özellikle Uzakdoğu'da inanılmaz hale geliyor. Bunun en önemli sebebi bu coğrafyadaki ülkelerin gün geçtikçe daha da zenginleşmesi. Goldmund'un Kore temsilcisi yeni mağazasının fotoğraflarını yayınlamış. Gerçekten müthiş. Bunun en önemli sebebi son dönemlerde bu mağazaların tasarımlarının önemli isimlere yaptırılması. Örneğin aşağıdaki fotoğrafta bir alışveriş merkezinin içerisinde bulunan mağazanın pencereden görünüşü var. Dinleme odalarını ayrı bir şenlik zaten!
Wurlitzer Reklamları: Büyü
İnsanın ruh halini değiştiren büyü. Kuvvetle muhtemel bir Wurlitzer'im olsa benim de ruh halim değişirdi...
Betty Boop Seviyoruz
Stereo Mecmuası yeni logoları üretimi devam ediyor. Bu kez Max Fleischer'in meşhur Betty Boop'unu kullanıyoruz. Nedense tüm Stereo Mecmuası ekibi Betty Boop seviyor. Eh bu tatlı bayanı sevmeyen var mı?
Satacağım, Satıyorum, Sat...
Bize en yakın coğrafya olan Avrupa'da işler iyi gitmeyince hi-fi pazarı da son derece karmaşık hale geldi. Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken çok ilginç bir şey anlattı. Marka model ismi vermeden kısaca anlatayım...
Oldukça üst model bir hoparlör kullanan arkadaşım, evini küçülttüğünden dolayı hoparlörünü satmaya karar veriyor. Sıfırı neredeyse 100.000 Dolar olan hoparlörü oldukça iyi bir fiyata aldığından, 30-40.000 aralığında oldukça dikkat çekici bir fiyata satışa çıkartıyor. Audiogon sitesinde hoparlörü listeliyor. Aradan bir hafta geçmeden telefon çalıyor. Tam hoparlörümü satacak mıyım diye içini bir heyecan kaplamışken telefondaki kişi kendisini tanıtıyor. Arayan satmakta olduğu hoparlörün üreticisi. Telefondaki kişi neden hoparlörünü satmak istediğini, niye memnun olmadığını soruyor...
Tam bu noktada lafa girdim. Dışarıdan bakınca bunun müşteri ilişkileri adına harika bir girişim olduğunu söyledim...
Arkadaşım sağlam bir küfür savurdu ve bu hoparlörü alana kadar aynı markanın 3 ürününü daha kullanıp sattığını söyledi. Yine üst modellerdi ancak kimse aramadı dedi..
Bende sesimi çıkartmadan dinlemeye devam edeyim dedim. Havalarda uçuşan laflardan nasibimi almayayım bende :)
Sonrasında işin aslı anlaşılmış. Üretici son zamanlarda üst sınıf ürünlerde pazarın daraldığından bahsetmiş. İnsanların geçmişten daha fazla ve dikkatli şekilde yorumları ve incelemeleri okuduğunu, ikinci el sitelerini ziyaret ettiğini anlatmış. Bu denli üst sınıf ürünlerin satışa çıktığında potansiyel müşterin algılarını değiştirdiğini ve bunun üreticilere çok olumsuz yansıdığını söylemiş. Eğer arkadaşım istiyorsa üretici kendi ürünlerinden herhangi birisini ona gönderip, onun hoparlörünü alabileceklerini ve üzerine bir miktar para ödeyebileceklerini eklemiş.
Arkadaşım teklifi geri çevirmiş.
Buna benzer bir diğer olayı geçenlerde bir başka arkadaşımdan dinledim. O da elektroniklerini satarken -ki sanırım sıfır fiyatları 200K Dolar civarındaydı- üreticiden benzer bir telefon aldığından bahsetmişti.
İlginç değil mi?
not: Fotoğrafı süs olsun diyerek Audiogon web sitesinden aldım.
Phonofone
iPod ve iPhone'lar için bir sürü ilginç ürün tasarlanıyor. Daha önce burada iPhone için üretilen özel bir horn hoparlörden bahsetmiştim. Bu kez ürünün abisini buldum. Phonofone adı verilen ürün beyaz seramikten üretilmiş ve yine elektriksel bir müdahale olmadan müziği horn'u sayesinde dinlenebilir hale getiriyor. Fiyat biraz pahalı; 450 Dolar civarında.
Blog Action Day 2011 #bad11 Açlık !
Biliyorsunuz geçtiğimiz iki senedir Blog Action Day’e katılıyorum. Artık geleneksel olduğu haliyle bu sene de tüm dünyadan binlerce bloğun katıldığı organizasyona katıldım. Her sene düzenlenen bu etkinlikle alakalı blogactionday.org adresinden daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Bu senenin konusu: Gıda ve özellikle de açlık.
Açlığın vurduğu en masumlar yine çocuklar. Son birkaç ay içerisinde açlıktan ölen çocukların sayısı binlerce. Afrika'nın doğu sahillerinde bölgelerde genç yaşlı herkes ölümle burun buruna yaşıyor. Birleşmiş Milletler'in istatistiklerine göre milyonlarca insan yeterli şekilde beslenemiyor. Yeterli yardım ulaşmaması halinde hepsi ölümle burun buruna gelecek
Afrika'nın bu bölgeleri siyasal açıdan karman çorman. Siyaset ve dinin el attığı bu bölge kan ağlıyorlar. Siyasetten nefret ederim ama din normalde barışı ve sevgiyi ön plana çıkartan bir olgudur. Ancak dinleri alet ederek çıkartılan savaşlar yüzünden masumlar ölüyor. Dinler her zaman masumları koruyun derken bu coğrafya da tam tersi oluyor. Ahirette bunların hesabını nasıl verecekler bilemiyorum.
Bu bölgeye yardım etmenin en iyi yolu Türk Kızılayı. Kızılay Somali için yardım kampanyaları düzenliyor. Hemen hemen tüm bankalarda Kızılay hesapları var ve bu hesaplara para yatırabilirsiniz. Yukarıda Kızılay'ın banner'ını göreceksiniz. Web sitesinden daha ayrıntılı bilgi alabilmek mümkün!
Tabii tüm bu Afrika ile uğraşırken kendi ülkemizdeki yardıma muhtaç insanları unutmayalım...
Muppet Show: Buddy Rich vs Animal
Muppet Show'da asrın davul kapışması. Meşhur caz davulcusu Buddy Rich, Animal'a karşı. Sinirlenen Animal'ın Rich'in kafasına trampeti attığı sahne efsanevidir.
Mecmua LP Logo
Müzik bölümlerimiz için yeni logolar tasarlamaya çalışıyoruz şu aralar. Mutfaktan yeni çıkanlardan bir tanesi...
Haftanın Piyangosu: Zappa Hot Rats
O kadar uzun zamandır peşindeyim ki, edindiğimde piyango çıkmış gibi oldum... Frank Zappa'nın efsanevi Hot Rats albümünün Classic Records tarafından basılmış 200Gr limitli baskısını denk getirdim. Hemde sealed yani ambalajı hiç açılmamış halde. İşin kötü tarafı ambalajını açasım yok. Tam anlamıyla fetiş bir plak... Plak toplayanlar beni anlayacaktır.
Zappa fanatizminin sebebini anlamak için Stereo Mecmuası Müzik bölümünde yayınladığımız Zappa Biyografisini okumanızı şiddet ile tavsiye ederim... Rock müziğe meraklı olup Zappa kim diyenler var ise kendilerini en yakın camdan aşağıya atmalarını öneriyorum...
Atelier Du Triode 2A3
Deli İtalyan tasarımcı/üretici Atelier Du Triode'un push pull 2A3 tasarımı. Dış bölümde sağ ve solda monoblok güç amplileri ortada ise line pre-amplifikatörü var... Harika...
E-Swissper'dayız
E-Swissper nedir derseniz Swiss Otel'in 3 ayda bir yayınlanan dergisi Swissper'ın elektronik versiyonu. Swissper dergisinin basılı hali, dünyaca ünlü zincire bağlı tüm otellerin odalarında misafirlere sunuluyor. Bu derginin 28. sayısında (Eylül, Ekim ve Kasım) "Müziğin Mücevherleri Geri Döndü" başlıklı yazıda bol bol Stereo Mecmuası'ndan bahsedildi. Tabii işin içerisinde ucundan köşesinden benim parmağım da yok değil... Bu tarz tanıtım yazıları sayesinde adım adım farklı alanlarda kapıların açılacağına inancım sonsuz.
Animasyonlu Albüm Kapakları: Alice in Chains - Jar of Flies
Alice in Chains'in meşhur Jar of Flies albümünün animasyonu. Albüm daha doğrusu EP'nin müzik tarihi açısından önemli bir yeri var. 1994 yılında yayınlanan EP, Billboard 200 listesinenin zirvesine giriş yapan ilk mini albüm. Yukarıda hareketli görüntüyü aşağıda ise orijinal kapağı görebilirsiniz…
Odyofil Ziyaretler: Accuphase Cenneti
Sizlere geçen haftalarda yaşadığım Micro Seiki Coşkusundan bahsetmiştim. Sevgili Aytaç Ünal'a yaptığım ziyaretin benim için en ilginç olan kısmı Micro Seiki MA-505 kol ve Luxman PD 444 idi. Şimdi sıra ikinci en ilginç bölüme geldi; Accuphase'ler..
Accuphase veya tam adıyla Accuphase Laboratories veya bir dönem bilinen adıyla Kensonic Laboratories, 1972 yılında Kenwood firmasından ayrılan mühendis Jiro Kasuga tarafından kurulmuş. 1970'lerin ortalarından itibaren isimlerini duyurdukları daha doğrusu ünlendikleri ürünleri pazara sunmaya başlamışlar. Firmanın ismi Accu İngilizce "accurate" yani "keskin"in kısaltması ve phase yani İngilizce "faz" kelimelerinden oluşuyor. Accuphase tüm dünyada güçlü amplileri ve pre-amplileri ile tanınıyor. Firmanın kendisine özgü bir tasarım anlayışı var. Şampanya rengi ön korumaları ve ışıl ışıl yanan vu-metre'leri onları nerede görürseniz görün tanımanızı sağlıyor.
Accuphase, ülkemizde çok yaygın bir marka değil. Ancak kullanıcı kitlesi son derece fanatik. Eh bir noktada haklılar. Evet oldukça pahalılar, güçlüler ve gösterişli tasarımları var. Ancak sesleri bakalım nasıl?
Ben çok fazla Accuphase ile denk gelmedim. Evet çeşitli mağazalarda gördüm, kurcaladım ve dinledim. Ancak bir kaç kadeh içki eşliğinde ev konforunda dinletiler her zaman farklıdır...
Sistemin analog kısmından bahsetmiştim sizlere; Micro Seiki MA-505 kol ve Luxman PD 444. Yazıyı eminim ki okumuşsunuzdur. Sistemin geri kalanında elektronikler tamamen Accuphase markasından seçilmişti. Accuphase PX-600 devasa boyutlarda bir güç amplifikatörü. 6 Kanallı bu devasa cihaz, zor sürülmesi ile tanınan KEF - 107.2 Ref +Qube hoparlörü sürmekle görevli. Devasa vu-metreleri karanlıkta ışıl ışıl parlayan bu gösterişli cihaz devasa boyutlu hoparlörleri şaka gibi sürüyor...
Accuphase CX-260 ise sistemin kalbinde tüm bağlantılardan sorumlu. Hem ev sineması hemde stereo sistemlerde kullanılabilir bir pre-amplifikatör olan CX-260 yine Accuphase'in DG-28'i ile tamamlanmış. DG-28'e bayıldım. Bu aslında özel bir ekolayzır ünitesi ancak 64 frekans aralığında 1/6-oktav'lık değişimler yapabilmek mümkün. Arada sırada bana sistemlerimizde nasıl ekolayzır üniteleri kullanabiliriz diye soranlar olur. Soundcraft'ların yanında Accuphase DG-28'i de listeye alabilirim. İster kullanılsın ister kullanılmasın manzara mükemmel. Aşağıdaki fotoğrafı çekmeyi pek beceremesem de, bir şeyler belli oluyor. Oldum olası ekranda her parametrenin oynanabildiği cihazlara bayılırım. Bir nevi fetiş!
Sistemin CD çaları durun siz tahmin etmeden ben söyleyeyim, tabii ki Accuphase'ten seçilmiş. Modeli Accuphase DP-55. Tank gibi sağlam gözüken bu CD çalar bir dönem tam anlamı ile ortalığı kasıp kavurmuş. Tıpkı Wadia'lar, Esoterci'ler gibi kaya gibi sağlam gözüküyor ve mekanizmasından iç bileşenlere kadar gösterilen özen üst sınıf...
KEF - 107.2 Ref , 1980'lerin sonlarına doğru üretilen bir hoparlör. Yukarıdaki fotoğraflar buzdağının görünen yüzü daha alt kısmı da var. Bu devasa hoparlörler bugün bile çok fanatik bir kullanıcı kitlesine sahip. Bu hoparlörün bir de Qube adı verilen bir dış x-over(vari) ek ünitesi var. Aşağıdaki fotoğrafta DG-28'in üzerinde bu üniteyi görebilirsiniz.. Oldukça güç isteyen bu hoparlörleri ilk kez dinleme şansım olacaktı...
Sistemi ilk gördüğümde sesin biraz sert olacağına dair bir düşüncem vardı. Ancak ısınmayla beraber pek beklediğim tarz bir ses ile karşılaşmadığımı söylemem lazım. Gayet güçlü ancak insanı müzik dinlemekten soğutan tarzın oldukça uzağında bir ses ile karşılaştım. Dark Side Of The Moon'da sistemin gücü kendisini hissettirirken, caz geçtiğinizde o güç yerini bambaşka bir tada bırakıyor. Sistem çok uzun seneler süren bir arayış sonucunda kurulmuş. Bunu anlamak mümkün. Böylesine bir metrajda, böylesine güçlü cihazlarla bu sesi elde etmek pek kolay değil....
CD çaları pek az kullandık. Zaten Micro Seiki MA-505 kol, Luxman PD 444 pikap kombinasyonu ortalığı tam anlamı ile dağıttı. İğne olarak Goldenote'un basit Babele'si ve pikap katı olarak Fil Elektronik'in yerel üretim Audiophile Phonobox'u gibi son derece ekonomik yani uygun fiyatlı bileşenlerle tamamlanmış bir analog kombinasyonun böylesine bir sonuç vermesi olacak şey değil. Evet ilerleyen günlerde Babele yerine çok iyi bir iğne gelecek ancak Audiophile Phono Stage sistemde kalıcı gibi duruyor. İlerleyen dönemlerde Accuphase'in çoook pahalı referans pikap katını almadıkça bu pikap katı sistemimde kalacak diyor Sevgili Ünal...
Keith Jarreth'lar, Pink Floyd'lar, Louis Sclavis'ler derken koskoca bir gecenin sonu geliyordu. Gözüm sistemin hemen yanında duran Revox A-700 makara bant okuyucusunda kaldı. Bir defa ki sefere dinlemeden bırakmayacağım. Son dönemlerde gördüğüm en temiz Revox makara teypti ve işin en cazip tarafı Sevgili Aytaç Ünal'ın süper bir makara teyp arşivi var. Accuphase'ler, Micro Seiki'ler, Luxman'lar derken yaşlı İsviçre'liye sıra gelmedi...
Bir sonraki ziyarete kadar teşekkürler Aytaç Abi...
Absürd Plak Kapakları: Chantal Goya
Çocuklara yönelik plakların kapakları genelde komik oluyor. Koca koca insanlar ne hale düşmüşler diyorum genelde. Albüm Chantal Goya'nın uzun isimli bir albümü; La Poupee, Riri-Fifi-Loulou - Elliott Le Dragon. RCA Fransa'dan yayınlanmış. Kodu RCA PL 37210 Eğlenceli :)
Ancak Goya aslında Fransızların Yé-yé dedikleri aslında pop olarak nitelendirilebilecek müzikle ilgilenmiş. 1960'larda çeşitli filmlerde rol almış. Filmler pek öyle sıradan filmler değil. Jean-Luc Godard filmi "Masculin, féminin" ve Jean-Daniel Pollet filmi "L'amour c'est gai, l'amour c'est triste" bu filmlerden bazıları. Chantal Goya, 1970'lerin ortalarında çocuklara yönelik müzik yapmaya başlıyor. Bu plakta o dönemlerden...
Stereo Mecmuası Yenilendi
Stereo Mecmuası web sitesinin dördüncü jenerasyon arayüzü sonunda açıldı. Bir göz atıp bize olumlu/olumsuz görüşlerinizi bildirebilirseniz çok mutlu oluruz... Bence bayağı hoş gözüküyor. Emeği geçenlere teşekkürler...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)