Banyoya Müzik Sistemi



Hakan bloğunda bir banyo eksikti ekledin şimdi tamam oldu diyecek okuyucularım olduğunu biliyorum. Hemen bu fotoğrafı açıklayayım. Yukarıdaki banyo bir müzik sistemine ev sahipliği yapıyor.  Aynanın altında Apple iPhone'un olduğu raf aslında bir müzik sistemi. Alman Finite Elemente firmasının Hohrizontal 51 ürünü. Bu tarz bir ürünle banyo daha da keyifli  hale gelebilir.

The Music Lover



Alman MBL firmasının hazırladığı bir reklam/tanıtım videosu: The Music Lover. Allah bu hallere düşürmesin diyorum içimden....

Animasyonlu Albüm Kapakları: Tori Amos Boys for Pele



Tori Amos'un üçüncü albümü Boys for Pele 1996 yılında yayınlanmıştı. Albümden çıkan ilk hit "Caught a Lite Sneeze" olmuştu ve bir çok listede uzun süre kalmıştı. Albümün asıl önemli özelliği Amos'a Avrupa'da şöhret getiren albüm olmasıdır. Albüm hareketlendirmeye son derece müsait bir kapağa sahip. Yukarıda hareketli görüntüyü aşağıda ise orijinal kapağı görebilirsiniz… Yine başarılı bir çalışma…

1940'ların Bilgisayarları!



Sizlere 2A3 Tube Rolling Coşkusu! yazımda kullandığım EF184 tüplerin eskiden Hewlett Packard firması tarafından bilgisayarlarında kullanıldığından bahsetmiştim. Hatta bilinen vakum tüp sınıflandırmalarına ek olarak "computer grade" diye bir sınıflamadan bahsetmiştim. İşte o dönemin bilgisayarlarından bir tanesi. Eğer araştırmalarım beni yanıltmıyor ise HP'nin bilgisayarı bu sayfada resimleri bulunan ENIAC ile aynı dönemlerden.

ENIAC, Electronic Numerical Integrator and Calculator yani Elektronik Sayısal Entegre Edici ve Hesaplayıcının kısaltması. Neredeyse devasa bir odayı kaplayan bilgisayar 30 ton ağırlığında ve yaklaşık 19.000 (evet yanlış okumadınız) vakum tüple çalışıyor. Anlayacağınız bir arıza olduğunda teknik ekibin kafayı sıyırma olasılığı var. Aşağıda ise ENIAC II'nin fotoğrafı var. O daha gelişmiş bir bilgisayar ve neredeyse bir ev büyüklüğünde...



Tabii ki, tüm bu bilgisayarlar günümüzün en basit cep telefonunun yanında bile ilkel kalıyorlar...

June Christy - The Cool School LP



June Christy ilginç bir Amerikalı caz vokalisti. Ülkemizde pek dikkat çekmediğini düşündüğüm Christy, 1925 yılında doğmuş 1990 yılında ise vefat etmiş. Asıl adı Shirley Luster olan Christy, çok sakin bir vokal tekniğine ve ipeksi farklı bir ses tonuna sahip olması ile tanınıyor. Özellikle cool jazz tarzını sevenler bir göz atmalılar. Şarkıcılık kariyeri meşhur Stan Kenton Orchestra'sında başlıyor. 1950'li yılların ortasından itibaren solo kariyerine başlıyor ve ilk albümü “Something Cool” ile önemli bir başarı kazanıyor.

Blues Brothers severlerin en sevdiği kentlerden olan “”Illinois”te doğan Christy, 13 yaşında ilk orkestra deneyimini kazanıyor. Ailecek Chicago'ya taşındıktan sonra Boyd Raeburn ve Benny Strong orkestralarında çalışan Christy, Strong'un orkestrasının New York'a taşınmasıyla orkestradan ayrılmak zorunda kalıyor.

Kariyerindeki asıl önemli adım meşhur Anita O'Day'in Stan Kenton Orkestrasından ayrılması sayesinde atılıyor. Seçmelere giden ve beğenilen June Christy bu yeni adımda ismini değiştiriyor. Kenton orkestrasında "Shoo Fly Pie and Apple Pan Dowdy," "Tampico" ve "How High the Moon" şarkılarına vokaliyle destek veriyor. Bu üç şarkı orkestranın en bilindik şarkılarıdır. Bu arada "Tampico" orkestranın hatta Kenton'un gelmiş geçmiş en çok satan albümüdür.

June Christy 1947 yılından itibaren kendi plağı üzerinde çalışmaya başlıyor. Ancak albüm 1954 yılında yayınlanıyor. 10"lik plağın adı Something Cool. Hiç fena olmayan bir müzisyen kadrosu ile yayınladığı plak bir yıl sonra 12” standart plak formatında yayınlanıyor.

Bu plak aslında bu tarzı sevenler için göz atılması gereken bir plaktır. Bu arada albüm stereo formatının ortaya çıkmasıyla 1960 yılında yeniden kaydediliyor. Bu versiyonu edinmenizi tavsiye ederim...



June Christy - The Cool School LP
Capitol PPAN T1938 LP Pure Pleasure LP

Gelelim “The Cool School” albümüne. 1960 yılında yayınlanan albüm aslında konsept olarak çok ilginç. Albümde June Christy çocuk şarkılarını yorumlamış. Christy'e Joe Castro Quartet eşlik etmiş. Hemen bir ufak not yukarıda gördüğünüz plak kapağındaki afacanlardan mavi önlüklü olanı Christy'nin kızı. Şarkı listesi şu şekilde;

1. “Give a Little Whistle” (Leigh Harline, Ned Washington)
2. “Magic Window” (Jimmy Van Heusen, Johnny Burke)
3. “Baby’s Birthday Party” (Ann Ronell)
4. “When You Wish upon a Star” (Leigh Harline, Ned Washington)
5. “Baubles, Bangles, & Beads” (Robert Wright, Chet Forrest)
6. “Aren’t You Glad You’re You” (Jimmy Van Heusen, Johnny Burke)
7. “Kee-mo, ky-mo” (Bob Hilliard, Roy Alfred)
8. “Scarlet Ribbons (For Her Hair)” (Evelyn Danzig, Jack Segal)
9. “Looking for a Boy” (George Gershwin, Ira Gershwin)
10. “Small Fry” (Hoagy Carmichael, Frank Loesser)
11. “Ding-Dong! The Witch Is Dead” (Harold Arlen, Yip Harburg)
12. “Swinging on a Star” (Jimmy Van Heusen, Johnny Burke)

Albümdeki isimler; June Christy – vokaller. Joe Castro – piyano. Howard Roberts- gitar. Leroy Vinnegar- bas ve Larry Bunker davullar.

Pure Pleasure tarafından basılan plak oldukça ilginç bir seçim. İlk bakışta hadi canım bunlar çocuk şarkısı demeyin. Zaten yukarıdaki şarkıların besteci kısımlarına baktığınızda olayın pek basit olmadığını görebilirsiniz. Şarkılar June Christy'nin ilginç ses tonuyla oldukça etkileyici hale gelmişler. Çok dikkat çekici bir albüm. Plak baskısı neredeyse her zaman ki gibi müthiş. Pure Pleasure için alışılmış bir durum. Farklı bir caz dinlemek isteyenler göz atabilirler....

IIro Rantala - Lost Heroes CD



Iiro Rantala, benim pek izmini duymadığım ama Finlandinya'nın dünyaca ünlü caz piyanisti. ACT plak firmasından yayınlanan şimdilik tek albümü Lost Heroes. Bu albüme geçmeden önce müzisyenden bahsedeyim. Rantala hem caz hemde klasik müzik eğitimi görmüş. Çeşitli topluluklarda çalışıyor olsa da, besteleri bir adım önde gidiyor sanırım. Finli müzisyenlerden oluşan Trio Töykeat ile oldukça fazla sayıda albümü var. Ayrıca Iiro Rantala New Trio gibi üçlülerin yanında solo çalışmaları da var.

ACT plak firmasının solo piyano albümlerinden daha önce sizlere bahsetmiştim. Gwilym Simcock'un Good Days At Schloss Elmau ve Danilo Rea'nın A Tribute To Fabrizio De André albümlerini sizlere ayrıntılı şekilde anlatmıştım. Hatta Danilo Rea'nın müthiş albümü ile alakalı olarak katıldığım bir radyo programında sevgili Aydın Eroğlu ile beraber bayağı keyifli bir sohbet yapmıştık.

Albümü CD çalarıma yerleştirdiğimde yukarıda saydığım albümlerin atmosferinin bir benzerini hemen hissediyorsunuz. Solo caz piyanosu seven müzikseverler bu iki albümü kaçırmamalılar. Hatta birazdan düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım “Lost Heroes”u da bir kenara not etmeliler.

Albüme genel olarak baktığınızda 10 şarkıdan oluşan ve her şarkının farklı bir konsepte sahip olduğunu görüyorsunuz. İsterseniz şarkı listesine bir göz atalım ve şarkıları birer birer ele alalım...

1. Pekka Pohjola - 07:36 (Rantala, Iiro)
2. Waltz For Bill - 06:04 (Rantala, Iiro)
3. Can’t Get Up - 03:08 (Rantala, Iiro)
4. Tears For Esbjörn - 05:28 (Rantala, Iiro)
5. Thinking Of Misty - 06:28 (Rantala, Iiro)
6. Jean And Aino - 07:22 (Rantala, Iiro)
7. Donna Lee - 03:36 (Parker, Charlie)
8. One More Waltz For Michel Petrucciani - 04:08 (Rantala, Iiro)
9. Bluesette - 04:04 (Thielemans, Toots)
10. Intermezzo - 05:50 (Rantala, Iiro)



Pekka Pohjola, ünlü bir Finlandiyalı besteci. Rockseverlerin belki tanıyacaklarını düşündüğüm Finli progressive rock topluluğu Wigwam ile de çalışan Pohjola, aynı zamanda klasik müzik eserleri ile de tanınıyor. IIro Rantala kendi ülkesinden çıkan bu besteci için yazdığı şarkıda son derece duygu yüklü notlara yer vermiş.

Waltz For Bill – Bill Evans'ın hatırası için yazılmış bir şarkı. Bill Evans'ın hatırasının yanında onu çok seven Finli bir müzikseverin ölümü de bu şarkıda anılmış. Şarkı ölümcül güzellikte.

Can’t Get Up – Amerikalı bas virtüözü Jaco Pastorius anısına yazılan bu şarkıda Finli piyanisttüm ağırlığı bas notlara vermiş ve bu oktavlarda gezinmiş. Çok ilginç bir çalışma...

Tears For Esbjörn - Tahmin edebileceğiniz gibi Esbjörn Svensson'un beklenmeyen ölümü üzerine yazılan bu şarkı son derece sade yapıda ve son derece sakin. Kuzey cazının etkilerini taşıyan şarkı albümünde genel çizgisini belirliyor.

Thinking Of Misty – Amerikalı büyük piyanist Erroll Garner anısına bestelediği bu şarkıda IIro Rantala o dönemin bol swing'li tarzına atıflarda bulunmuş. Çok fazla abartmadan ana temalar arası sololar ile renklenen şarkı son derece neşeli sayılabilir. Tabii kuzey cazına göre...

Jean And Aino - Fin İç Şavaşına atıflarda bulunan şarkı her haliyle Finlilerin milli bestecisi Sibelius'a atıflarla dolu. Fin İç Şavaşında özellikle çocukların yaşadığı dramı anlatan Rantala bir yandan savaş içerisindeki yaşanan insani duygulara ve aşka da yer vermiş..

Donna Lee. Bir Charlie Parker bestesi olan şarkı aslında Miles Davis eseriymiş. Ancak Parker ile özleşmiş bu şarkıyı çok seven Rantala şarkıyı Art Tatum'a adamış. Durup birkaç kere dinlemek gereken bir düzenleme olmuş. Tüm albüm boyunca sakin tarzıyla dikkat çeken Rantala burada tam anlamıyla kendinden geçmiş. Müthiş!

One More Waltz For Michel Petrucciani – Aslında isminden kendisini belli eden bir şarkı. Son derece ilginç bir tip olan Fransız piyanist Petrucciani'ye adanan eser Rantala'nın hayranı olduğu bir isme yazılmış bir methiye olarak nitelendirilebilir.

Bluesette – Toots Thielemans tarafından bestelenen bu komplike eseri Oscar Peterson'a adayan Rantala onun karmaşık tekniğini son derece dikkat şekilde dinleyicilere ulaştırıyor. Şarkı ve icra birinci sınıf...

Intermezzo – Rantala'nın klasik müzik kökeninin ön plana çıktığı eser Pavarotti anısına yazılmış. Albümün son şarkısı olarak tam anlamıyla bir final niteliğinde...

Albüm neredeyse müthiş olarak nitelendirebileceği bir kayda sahip. Yazının başında yazdığım Good Days At Schloss Elmau veya A Tribute To Fabrizio De André albümlerinden herhangi birini aldıysanız ve hoşunuza gittiyse mutlaka edinin. Şiddetle tavsiye ederim...

Tavsiye Ederim: Death Note



Hazır Anime'lerden bahsetmişken son zamanlarda seyrettiğim en iyi "şey"den bahsedeyim. Benim fazla televizyonla işim olmadığından dizi, film veya programları takip etmem. Arada sırada ilginç olduğuna inandığım ve tavsiye edilen "şey"leri seyrederim.

Death Note, aslında bir manga ve Tsugumi Ohba tarafından yazılıp Takeshi Obata tarafından çiziliyor. Bu manga'dan hareketle yönetmen Tetsuro Araki tarafından çekilen anime dizi özellikle ilk 20-25 bölümü ile beni benden etti. Konu son derece ilginç dizi ile aynı adlı bir not defteri var ve bu not defterine yazılan notlar ile bazı olaylar gerçekleşiyor. Bol bol fantazi öğeleri (işin içerisine Japon tanrıları da karışıyor) satranç gibi hamleler, aksiyon girince ortaya müthiş bir karışım çıkmış...



Ben seyretmek için çoook geç kalmış olsam bile hala el atmayanlar varsa bir göz atabilirler. Tavsiye ederim...

Terminal Filmi ve Harlemde Önemli Bir Gün



Geçenlerde "The Terminal" veya Türkçe çevirisiyle Terminal filmini izledim. Filmde son dönemlerin önemli iki oyuncusu rol almıştı; Tom Hanks ve Catherine Zeta-Jones. Jones'u oldum olası pek beğenirim zaten. Neyse... Film önemli bir film midir bilmem. Hep söylediğim gibi film yorumlayacak bir insan değilim. Genel olarak 1960 veya 70'lerde kalmış bir insanım. Klasik filmleri izlemek bana büyük keyif veriyor. Ama bazen daha güncel filmleri de seyrediyorum işte... Filmin konusu biraz garip. Eski Sovyetler Birliğinden ayrılmış bir ülkeden bir adamcağız babasının vasiyeti üzerine New York'a gidiyor. O sırada ülkesinde bir iç savaş çıkıyor. Bundan dolayı pasaportu iptal oluyor. Amerikalılar ülkeye giriş izni vermiyorlar. Bu yüzden hava alanı terminalinde yaşamak zorunda kalıyor. Yetkililerle bir nevi soğuk savaş halinde devam eden süreçte terminalde çalışanların saygısını kazanıyor. Falan filan... Filmin kısa özeti bu...

Şimdi gelelim benim için önemli olaya. Babasının vasiyeti bir fotoğraftaki tüm caz müzisyenlerinin imzalarını toplamak. Son kalan isim ise, Benny Golson. Bir çok insan böyle bir şeyin üzerinde durmaz ama fotoğrafla ilgili sohbet sırasında öyle isimlerden bahsediliyor ki, bu fotoğraf mutlaka vardır diyerek hemen oturdum bilgisayarın başına. Fotoğraf aşağıda görülebilir bu arada;


Art Kane - A Great Day in Harlem - 1958

Fotoğrafın ismi "A Great Day in Harlem" veya "Harlem 1958" yani Türkçesiyle Harlem'de Önemli Bir Gün diyebiliriz. 1958 yılında fotoğrafçı Art Kane tarafından çekilmiş. O yıl hayatta olan 57 önemli caz müzisyeninin New York'un meşhur Harlem mahallesinde çekilmiş bir fotoğrafı bu...

Fotoğrafı çeken Art Kane, çeşitli dergiler için çalışan bir fotoğrafçı. Döneminin önemli isimlerini çekmiş. Bir kaç fotoğrafını biliyordum ama bu gözümden kaçmış. Mesela Who'nun İngiliz bayrağına sarılmış fotoğrafı çok bilindiktir. Kane'nin çektiği bu fotoğraf caz dünyası içinde önemli. Herhalde bir kez daha böylesine isimleri bir araya getirmek mümkün olmayacak! Bu arada fotoğraf 1959 yılında Esquire dergisinde yayınlanmış.

Art Kane'e adanmış bir web sitesi var. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. "A Great Day in Harlem"in kamera arkasının keyifli fotoğrafları var. Aşağıda görebilirsiniz. Bu arada araya fotoğraftaki müzisyenlerin isimlerini de serpiştireyim...

Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958

Red Allen, Buster Bailey, Count Basie, Emmett Berry, Art Blakey, Lawrence Brown, Scoville Browne, Buck Clayton, Bill Crump, Vic Dickenson, Roy Eldridge, Art Farmer, Bud Freeman, Dizzy Gillespie, Tyree Glenn, Benny Golson, Sonny Greer, Johnny Griffin, Gigi Gryce, Coleman Hawkins, J.C. Heard, Jay C. Higginbotham...


Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958

devam... Milt Hinton, Chubby Jackson, Hilton Jefferson, Osie Johnson, Hank Jones, Jo Jones, Jimmy Jones, Taft Jordan, Max Kaminsky, Gene Krupa, Eddie Locke, Marian McPartland, Charles Mingus, Miff Mole, Thelonious Monk, Gerry Mulligan, Oscar Pettiford, Rudy Powell, Luckey Roberts, Sonny Rollins, Jimmy Rushing, Pee Wee Russell, Sahib Shihab, Horace Silver, Zutty Singleton, Stuff Smith, Rex Stewart, Maxine Sullivan, Joe Thomas, Wilbur Ware, Dickie Wells, George Wettling, Ernie Wilkins, Mary Lou Williams, Lester Young


Art Kane - A Great Day in Harlem Outtake - 1958

Nasıl deli bir liste.. Listeden 4 kişi şu an hayatta.. Benny Golson, Marian McPartland, Sonny Rollins ve Horace Silver

Angle & Curve Kulaklık



Angle & Curve markasını duymamış olabiliriz ancak kulaklık pazarında ilgi çekebilir. Firma klasik hatta retro tasarımlı ilk kulaklık modeli ile dikkat çekmeye aday. 60 Sterlin'lik fiyat etiketi taşıyan ürünün teknik verileri de hiç fena değil.  Türkiye'ye ithal edilir mi acaba?

İskelet Betty



Geçen haftalarda Betty Boop'u sevdiğimizden bahsetmiştim. Murat Bey değişik bir illüstrasyon gönderdi. Aklı evvel bir meraklı Betty Boop'un kemik yapısını çizmiş. Pek güzel olmuş...

Muppet Show - Surfin USA


Kermit, bu kez Sinbad olmuş ve kendisi gibi bir sürü kurbağa ile çok meşhur bir şarkıyı söylüyorlar; Surfin' USA. Bu şarkıyı Beach Boys'tan hatırlarsınız ama Kermit versiyonu daha mı güzel acaba?

Rocket Ekolayzır Askı



Rocket'in müthiş tasarımlarından bir tanesi. Bu kez bir askı yapmışlar. Ancak fotoğrafta görülebileceği gibi ekolayzır şeklinde tasarlayıp yine yapacaklarını yapmışlar. Ürün şu an satışta bulunmuyor araştırdığım kadarı ile.

Pure Vinyl Yazılımı



Plakları dijital formata çevirmek ve hatta çizik ve sorunlu plakları onarmak için ilginç yazılımlar var. Bunların en iyi olarak nitelendirileni Pure Vinyl. Bu yazılım Channel D isimli bir firma tarafından üretilmiş. Aynı firma MAC dünyası için Pure Music isimli medya yazılımının da üreticisi.

Program kısaca plak çalmak, kaydetmek, düzenlemek ve arşiv yapmak üzere tasarlanmış. 64-Bit RIAA eğrsi düzenleme kapasitesine sahip. 192 kHz/24 bit kayıt yapabiliyor. Bunun yanında pikaplarınızın kurulumu veya yeniden ayarlanmasına da destek olabiliyor.

En önemli konu çizikleri giderebilme. Yazılım yoluyla bu konuda bayağı yol kat edilmiş. Hemen her şey, frekans aralıkları, oktavlar ayarlanabiliyor hatta bir de 1955 öncesi plak standartları için özel eğri tanımlama sistemi eklenmiş. Aslında özellikler yazmakla bitecek gibi değil.

Yazılım Mac OS X 10.5 veya 10.6 işletim sistemi yüklü bir MAC istiyor. Yazılımın fiyatı ise 229 Dolar. Daha fazla ayrıntı ise burada

Davone Rithm ve Gitar



Davone firmasının hoş tasarımlı Rithm hoparlörleri. Bundan aylar önce aynı hoparlörlerle ilgili keyifli bir reklama da yer vermiştim. Ortam gerçekten çok güzel :)

Hollandadan Bir Müzik Mağazası



Hollanda'dan hoş bir müzik mağazası. İlk önce DJ pikabı ve kulaklığını görünce burasının bir müzik mağazasını olduğunu anlamamıştım. Ancak pikap, alacağınız ikinci el plakları dinleyerek kontrol edebilmeniz için konulmuş.. İyi fikir...

Animasyonlu Albüm Kapakları: Iggy Pop The Idiot



The Idiot, Amerikalı rock şarkıcısı Iggy Pop'un tek başına devam ettireceği müzik yaşamının debut yani başlangıç albümü. 1977'lerde Pop'un David Bowie ile işbirliği ile yayınladığı iki plaktan bir tanesidir. Albümün ismi Rus yazar Dostoyevsky'nin aynı isimli romanından etkilenerek konulmuş. Albüme imza atan üç müzisyen - Bowie, Pop ve Tony Visconti—bu kitabı çok severlermiş... Yukarıda hareketli görüntüyü aşağıda ise orijinal kapağı görebilirsiniz… Çok başarılı bir çalışma...

Muppet Show: Viking'ler



Bu kez dostlarımız Viking olmuşlar ve bir köyü basıyorlar. Şarkı ilk anlarda biraz asap bozmuyor değil ama fena halde akılda kalıyor ve gün içerisinde "In The Navy" diye şarkı söyleyerek çevrenizdekilerin bu ne yapıyor şeklindeki bakışlarına muhattap olabiliyorsunuz. Aman dikkat...

La Musica USB Pikap



Tamam pikaplar yeniden "in" oldular olmasına da, kimse bu mekanik cihazların servis desteği istediğini bilmiyor herhalde. Bugünlerde hemen her türden, her fiyat etiketine sahip pikapları pazarımızda bulabilmek mümkün. Bu çok iyi bir şey. Ancak bir gün pikap dinlerken yanlış bir hareket yaptığınızda veya pikabınızın iğnesi zamanın etkisine yenik düştüğünde ne yapacaksınız? Veya devir sorunu yaşadığınızda nasıl bir teknik servis desteği alacaksınız. Yıllardan beri pikap kullanımı hakkında yazılar yazıyorum. Her zaman en dikkat edilmesi gereken şey plakların değerli olduğu ve onlara zarar vermemek için olması gerektiği şekilde kullanılması gerektiğidir. Zaten Plak Koleksiyonculuğu yazı dizimde bu konuları uzun uzadıya işliyorum. Bir göz atmanızı tavsiye ederim...

Şimdi neden bunları yazdım. Geçenlerde aldığım bir mesaj ile haberim oldu, Migros, La Musica USB Pikap adından bir pikabı satışa sunmuş. Bir okuyucum nasıldır diye mesaj atmış. Bende o sayede öğrendim. Ürün aynı zamanda Migros'un sanal mağazası Kangurum'da da satışa sunulmuş. Özelliklerini yazmamışlar. Fiyat bilgisi var sadece 169TL. Tamam fiyat çok güzel, hiç lafım yok ama sonrası...

Çeşitli forumlarda bu pikabı satın alan kullanıcıların mesajları var. Ürünün 33, 45 ve 78 devirleri desteklediğini, Çin malı olduğunu anlamak mümkün. Kullanılan iğne nedir soru işareti, kırıldığında nereden alınacak soru işareti. En önemlisi plaklarınıza verebileceğiniz zararlar. Ucuz pikap sahibi olmak adına plaklarınızı haşat etmeyin. Tamam pikap sahibi olmak çok ucuz ve kolay bir şey değil ama ya plaklar?

Belki bir kaç tane plağınız var ve onları dinlemek istiyorsunuz. 400-500TL neden vereceğim diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu öylesine bir olaydır ki, bir kez o büyülü dünyaya girdiğinizde bir daha bırakamazsınız. Plaklarınızı haşat etmek yerine biraz bekleyin, biraz sabredin ve biraz para biriktirin lütfen düzgün bir pikap edinin.

Bu arada Migros 57. doğumgünü vesilesi ile son derece retro leaflet'ler hazırlamış. La Musica USB Pikabı ararken gördüm. Pikabın resmini bulamayınca hoşuma giden bir sayfayı ekleyeyim dedim. Bakın yukarıda görebilirsiniz...

Audiorama 9000



Arada sırada eski Grundig ürünlerine özellikle de Audiorama serisine Retro ve Vintage hifi bölümümüzde yer veriyoruz biliyorsunuz. Grundig seneler önce batmıştı ve Arçelik/Beko grubu tarafından satın alınmıştı. Ancak şirket eski ürünlerinin yeni versiyonlarını üretmeye devam ediyormuş. Geçenlerde bir arkadaşım bu nasıldır diye mesaj atınca bende yeni farkettim. Audiorama 9000, yaklaşık 900TL'lik bir fiyat etiketine sahip. İstenirse Beko'nun sanal mağazasından satın alınabiliyor. Siyah ve beyaz rengi mevcut ve en önemlisi tıpkı eskisi gibi isterseniz tavana asılabiliyor. Audiorama 9000, 2008 yılında bayağı ödül almış...

Web sitesinde ise şunları yazmışlar; "70'li yıllarda doğan ve bugün daha da etkileyici, Performans serisinin küresel hoparlörleri geri döndü. Üzerinde bulunan iki bas/orta-seviye şasesi ve hyperbolically-saptırılmış tiz sistemi ile daha dolgun bir ses sağlıyor. 360 ° projeksiyon benzersiz bir surround ses üretir. İster ayak sehpa ile isterse tavana asma olarak % 100 kült olarak konumlanabilir."

Valla aferin Arçelik/Beko grubuna...

Ferguson Hill Güzeli

Haydi X Wing'lere Binelim!



Son yıllarda bilgisayar veya konsol oyunları öylesine bir hal aldı ki, başına oturduğunuzda saatler geçiyor. Benim arada sırada sardığım oyunlar oluyor ancak iş arasında stres atacak bir şeylere de her zaman ihtiyaç var. Böyle zamanlarda imdada Bruno R.Marcos tarafından tasarlanmış Battle Of Endor oyunu geliyor. Star Wars filmlerinden hatırlayacağınız meşhur Endor savaşını konu alan oyunda tie-fighter'lardan, X-Wing'lere ve hatta imparatorluk kruvazörlerine kadar hemen her türlü alet edevatı görmek mümkün. Oyun taş çatlasa 15-20 dakika sürüyor. Hiçbir şey düşünmeden tüm stresinizi atıp işinize kaldığınız yerden devam edebilmeniz mümkün. Grafikler o kadar ilkel ki, en basit bilgisayarda bile oynayabilirsiniz. Aman bu ne ya derseniz TMaster_Syrus nick'li bir dostumuzun geliştirdiği ek grafik paketi ile grafikleri büyük ölçüde düzeltebilirsiniz.



Oyun ve grafik paketi tamamen ücretsiz. Deneyin belki seversiniz. En azından Star Wars evreni kuşlarla böceklerle uğraşmaktan iyidir bence..

Bumerang Ödüllerinde Bana Oy Verin!



Nasıl komik başlık değil mi? Bloğumu, Hurriyet web sitesinin Bumerang Ödüllerine dahil ettik. Bu sene "En Tarz Blog" -tamam gülmeyin en uygun bunu bulduk- kategorisinde yarışıyoruz. Eğer oy vermek isterseniz cep telefonu numaranızı girerek, size gönderilecek doğrulama kodunu ekrana giriniz. Tabii bunları alttaki linkten yapıyorsunuz. Cep telefonunuz gizli tutulacak olup, toplu mesaj gönderimi için kullanılmayacaktır. Doğrulama kodu talebi tamamen ücretsizdir diye ekleyeyim...

Oylarınızı bekliyorum...

Absürd Plak Kapakları: Herb Alperts Tijuana Brass



Yukarıdaki kapak için ne yazıp çizsem boş...

Kore Seul Goldmund mağazası



Hifi mağazaları özellikle Uzakdoğu'da inanılmaz hale geliyor. Bunun en önemli sebebi bu coğrafyadaki ülkelerin gün geçtikçe daha da zenginleşmesi. Goldmund'un Kore temsilcisi yeni mağazasının fotoğraflarını yayınlamış. Gerçekten müthiş. Bunun en önemli sebebi son dönemlerde bu mağazaların tasarımlarının önemli isimlere yaptırılması. Örneğin aşağıdaki fotoğrafta bir alışveriş merkezinin içerisinde bulunan mağazanın pencereden görünüşü var. Dinleme odalarını ayrı bir şenlik zaten!





Wurlitzer Reklamları: Büyü



İnsanın ruh halini değiştiren büyü. Kuvvetle muhtemel bir Wurlitzer'im olsa benim de ruh halim değişirdi...

Betty Boop Seviyoruz



Stereo Mecmuası yeni logoları üretimi devam ediyor. Bu kez Max Fleischer'in meşhur Betty Boop'unu kullanıyoruz. Nedense tüm Stereo Mecmuası ekibi Betty Boop seviyor. Eh bu tatlı bayanı sevmeyen var mı?

Satacağım, Satıyorum, Sat...



Bize en yakın coğrafya olan Avrupa'da işler iyi gitmeyince hi-fi pazarı da son derece karmaşık hale geldi. Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken çok ilginç bir şey anlattı. Marka model ismi vermeden kısaca anlatayım...

Oldukça üst model bir hoparlör kullanan arkadaşım, evini küçülttüğünden dolayı hoparlörünü satmaya karar veriyor. Sıfırı neredeyse 100.000 Dolar olan hoparlörü oldukça iyi bir fiyata aldığından, 30-40.000 aralığında oldukça dikkat çekici bir fiyata satışa çıkartıyor. Audiogon sitesinde hoparlörü listeliyor. Aradan bir hafta geçmeden telefon çalıyor. Tam hoparlörümü satacak mıyım diye içini bir heyecan kaplamışken telefondaki kişi kendisini tanıtıyor. Arayan satmakta olduğu hoparlörün üreticisi. Telefondaki kişi neden hoparlörünü satmak istediğini, niye memnun olmadığını soruyor...

Tam bu noktada lafa girdim. Dışarıdan bakınca bunun müşteri ilişkileri adına harika bir girişim olduğunu söyledim...

Arkadaşım sağlam bir küfür savurdu ve bu hoparlörü alana kadar aynı markanın 3 ürününü daha kullanıp sattığını söyledi. Yine üst modellerdi ancak kimse aramadı dedi..

Bende sesimi çıkartmadan dinlemeye devam edeyim dedim. Havalarda uçuşan laflardan nasibimi almayayım bende :)

Sonrasında işin aslı anlaşılmış. Üretici son zamanlarda üst sınıf ürünlerde pazarın daraldığından bahsetmiş. İnsanların geçmişten daha fazla ve dikkatli şekilde yorumları ve incelemeleri okuduğunu, ikinci el sitelerini ziyaret ettiğini anlatmış. Bu denli üst sınıf ürünlerin satışa çıktığında potansiyel müşterin algılarını değiştirdiğini ve bunun üreticilere çok olumsuz yansıdığını söylemiş. Eğer arkadaşım istiyorsa üretici kendi ürünlerinden herhangi birisini ona gönderip, onun hoparlörünü alabileceklerini ve üzerine bir miktar para ödeyebileceklerini eklemiş.

Arkadaşım teklifi geri çevirmiş.

Buna benzer bir diğer olayı geçenlerde bir başka arkadaşımdan dinledim. O da elektroniklerini satarken -ki sanırım sıfır fiyatları 200K Dolar civarındaydı- üreticiden benzer bir telefon aldığından bahsetmişti.

İlginç değil mi?

not: Fotoğrafı süs olsun diyerek Audiogon web sitesinden aldım. 

Phonofone



iPod ve iPhone'lar için bir sürü ilginç ürün tasarlanıyor. Daha önce burada iPhone için üretilen özel bir horn hoparlörden bahsetmiştim. Bu kez ürünün abisini buldum. Phonofone adı verilen ürün beyaz seramikten üretilmiş ve yine elektriksel bir müdahale olmadan müziği horn'u sayesinde dinlenebilir hale getiriyor. Fiyat biraz pahalı; 450 Dolar civarında.

Blog Action Day 2011 #bad11 Açlık !

I am proud to take part in Blog Action Day Oct 16, 2011 www.blogactionday.org

Biliyorsunuz geçtiğimiz iki senedir  Blog Action Day’e katılıyorum. Artık geleneksel olduğu haliyle  bu sene de tüm dünyadan binlerce bloğun katıldığı organizasyona katıldım.  Her sene düzenlenen bu etkinlikle alakalı blogactionday.org adresinden daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Bu senenin konusu: Gıda ve özellikle de açlık.

Açlığın vurduğu en masumlar yine çocuklar. Son birkaç ay içerisinde açlıktan ölen çocukların sayısı binlerce. Afrika'nın doğu sahillerinde bölgelerde genç yaşlı herkes ölümle burun buruna yaşıyor. Birleşmiş Milletler'in istatistiklerine göre milyonlarca insan yeterli şekilde beslenemiyor. Yeterli yardım ulaşmaması halinde hepsi ölümle burun buruna gelecek

Afrika'nın bu bölgeleri siyasal açıdan karman çorman. Siyaset ve dinin el attığı bu bölge kan ağlıyorlar. Siyasetten nefret ederim ama din normalde barışı ve sevgiyi ön plana çıkartan bir olgudur. Ancak dinleri alet ederek çıkartılan savaşlar yüzünden masumlar ölüyor. Dinler her zaman masumları koruyun derken bu coğrafya da tam tersi oluyor. Ahirette bunların hesabını nasıl verecekler bilemiyorum.

Bu bölgeye yardım etmenin en iyi yolu Türk Kızılayı. Kızılay Somali için yardım kampanyaları düzenliyor. Hemen hemen tüm bankalarda Kızılay hesapları var ve bu hesaplara para yatırabilirsiniz. Yukarıda Kızılay'ın banner'ını göreceksiniz. Web sitesinden daha ayrıntılı bilgi alabilmek mümkün!

Tabii tüm bu Afrika ile uğraşırken kendi ülkemizdeki yardıma muhtaç insanları unutmayalım...

Muppet Show: Buddy Rich vs Animal



Muppet Show'da asrın davul kapışması. Meşhur caz davulcusu Buddy Rich, Animal'a karşı. Sinirlenen Animal'ın Rich'in kafasına trampeti attığı sahne efsanevidir.

Haftanın Piyangosu: Zappa Hot Rats



O kadar uzun zamandır peşindeyim ki, edindiğimde piyango çıkmış gibi oldum... Frank Zappa'nın efsanevi Hot Rats albümünün Classic Records tarafından basılmış 200Gr limitli baskısını denk getirdim. Hemde sealed yani ambalajı hiç açılmamış halde. İşin kötü tarafı ambalajını açasım yok. Tam anlamıyla fetiş bir plak... Plak toplayanlar beni anlayacaktır.

Zappa fanatizminin sebebini anlamak için Stereo Mecmuası Müzik bölümünde yayınladığımız Zappa Biyografisini okumanızı şiddet ile tavsiye ederim... Rock müziğe meraklı olup Zappa kim diyenler var ise kendilerini en yakın camdan aşağıya atmalarını öneriyorum...

Atelier Du Triode 2A3



Deli İtalyan tasarımcı/üretici Atelier Du Triode'un push pull 2A3 tasarımı. Dış bölümde sağ ve solda monoblok güç amplileri ortada ise line pre-amplifikatörü var... Harika...

E-Swissper'dayız





E-Swissper nedir derseniz Swiss Otel'in 3 ayda bir yayınlanan dergisi Swissper'ın elektronik versiyonu. Swissper dergisinin basılı hali, dünyaca ünlü zincire bağlı tüm otellerin odalarında misafirlere sunuluyor. Bu derginin 28. sayısında (Eylül, Ekim ve Kasım) "Müziğin Mücevherleri Geri Döndü" başlıklı yazıda bol bol Stereo Mecmuası'ndan bahsedildi. Tabii işin içerisinde ucundan köşesinden benim parmağım da yok değil...  Bu tarz tanıtım yazıları sayesinde adım adım farklı alanlarda kapıların açılacağına inancım sonsuz.

Animasyonlu Albüm Kapakları: Alice in Chains - Jar of Flies



Alice in Chains'in meşhur Jar of Flies albümünün animasyonu. Albüm daha doğrusu EP'nin müzik tarihi açısından önemli bir yeri var. 1994 yılında yayınlanan EP, Billboard 200 listesinenin zirvesine giriş yapan ilk mini albüm. Yukarıda hareketli görüntüyü aşağıda ise orijinal kapağı görebilirsiniz…